Suriye meselesi ümmetin meselesidir… Bir diktatörün
gitmesi için Suriye halkı ayaklanıyor, üzerlerine kurşunlar yağdırılıyor ve
direniş başlıyor… Doğuştan gelen haklarını almak için mücadele veriyor Suriye
halkı… Her gün yüzlerce can şehid oluyor… Ve maalesef söz söylemekten, dua
etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden…
Ama maalesef bu işin arkasında ABD ve İsrail var
diyerek yıllar yılı Müslüman bildiğimiz, kardeş dediğimiz, inkılâplarına
özendiğimiz ve her yerde işte İslam devleti dediğimiz İran ve geceleri
kendileri için gözyaşı içinde dua ettiğimiz, “ya rabbi! İsrail’e karşı
kardeşlerimize yardım et” dediğimiz Lübnan’ın Hizbullah’ı Esed’in zulmüne
sessiz kalmakla kalmadılar bizzat Suriye’de Esed’in tarafında savaşıyorlar,
Suriye halkına rağmen Esed’in iktidarda daha çok kalması ve daha da zulmetmesi
için Müslümanlara karşı şii cihadını ilan ediyorlar, Sünni kanı dökmeyi adeta
ibadet biliyorlar…
Mademki Esed zalimi sizin için çok iyi ve sözünüzü
dinleyen biri idi neden onu bu ayaklanmalardan önce zulmünden vazgeçirmediniz,
neden ona söz dinletemediniz, hep propagandasını yaptığını ve dünyaya örnek
gösterdiğiniz İslam şeraitini ona rejim olarak önermediniz? Yoksa yaramaz oğlan
mıydı, sıkışınca sizlerden meded mi diledi? Ya da sizlerde onun meşrebinden
misiniz? Hizbullah’ın lideri Nasrallah, Suriye halkının Esed rejiminden memnun
olduğunu söylüyordu bir ara… Dünyanın gözünün içine bakıp yalan söyleyen bir
lider, gün gelir gider…
Her ne kadar kan akıyor, mazlum Suriye halkı
cennet yolunda sefer ediyor olsa da Rabbe şükürler olsun rabbim bizlere İran’ın
ve Hizbullah’ın iç yüzünü gösterdi… Eskiden İsmet Özel vs. yazarlar İran inkılabını
ABD yaptı dediklerinde “Sus be şaşkın” derdik, “batının adamı bir yazar”
derdik… Özür diliyoruz o yazarlardan… Haklıymışsınız… Biz yanıldık… Doğru
söylemişsiniz İran inkılabını yapan ABD ve İsrail’miş…
ABD ve İsrail, Şia mezhebini Sünniler içinde
güçlendirip ilerdeki hesaplarında onları kullanmak istemişlerdi… Uluslararası
arenada hep birbirlerine savaş naraları attılar, birbirlerine yüklendiler hepsi
kandırmacaymış, Hizbullah’ın ve İran’ın İsrail düşmanlığı yalanmış,
ortaklarmış, hedef birlikleri varmış… İran’a ve Hizbullah’a karşı olan ABD, Irak’ı
hiç Şia’ya teslim edip çıkar mıydı anlaşmalı olmasalardı… Anladık ki İran,
ABD’nin Türkiye ve Rusya için oynadığı bir oyunmuş… Bakın İran’a bugüne kadar
hangi cihada yardım etti… Artık maskeniz düştü ey kardeş bildiğimiz can
düşmanlarımız! Artık açık açık düşmanız… Siz tevbe ettik deseniz de artık biz
size inanmayacağız yeni bir oyun diyeceğiz…
Hizbullah ve liderleri Nasrallah! İsrail aleyhtarı
gibi kendinizi gösterdiniz ve Lübnan’da, Filistin’de binlerce mazlum kanının
akmasına sebep oldunuz… İsrail düşmanlığı üzerinden ümmeti tarafınıza çekmeye
çalıştınız… Şu an saldırdığınız Suriye halkı Nasrallah sloganları ile meydanları
dolduruyorlardı… Şimdi Mazlum Suriye halkı, Hizbullah’a “Hizbu’ş-şeytan”,
Nasrallah’a “Nasrallat” adını koymuşlar… İsabet etmişsiniz mazlum kardeşlerim,
ağzınıza sağlık… Ben de ekliyorum bunlar; “Hizbu-amerikan” ve
“Hizbu-israil”dirler…
Ey İran! Ey Hizbullah! Siz mezhebi
dinleştirenlerdenmişsiniz, İslam’ı yüreklerine indirmeyenlerdenmişsiniz, Esed’i
korumak için yüz binlerce masum ve mazlum cana kıyan sizler, firavunlardan da
zalimmişsiniz, Yahudileri dahi geçtiniz… Sizin Ehl’i- Sünnet dünyasına bu
derece düşman olduğunuzu tahmin dahi edemezdik… Vallahi yürekten söylüyorum;
artık sizleri zerre kadar Müslüman kabul etmiyorum, düne kadar Şia’yı korur,
ümmetin birliği için yanlışlarına susardık ama artık onu da hak etmiyorsunuz…
Artık ümmetin birliğinde size yer yok… Çünkü ümmet Müslümanlardan oluşur…
İsrail ve ABD Suriye direnişinin arkasında olsaydı
bu iş bu kadar uzar mıydı? Siz kimi kandırıyorsunuz… Siz koruyun bakalım Şam da
olmadığı halde uydurduğunuz “Zeyneb türbesini”… Hangi türbe insan kanından
değerliymiş söyleyin… Ey zalim İran ve Hizbullah! Siz işbirlikçisiniz… Bu sefer
oyununuz tutmadı, maymun gözünü açtı… Hizbullah denen “Hizbu-Amerikan” ve
“Hizbu- İsrail”, iran denen “İran İslami iflas cumhuriyeti” siz kâfire dost
olup mazluma kurşun sıkmaya devam edin, çok yakın bir zamanda Hâkimler
hâkiminin izni ile mazlumların kanında boğulacaksınız…
Biliyoruz sizin derdiniz; Sünni dünyanın Mısır ve
Türkiye’de iktidar bulmaları ve mezhebi yayılmacı politikanızın bu yüzden bitme
noktasına gelmesidir… Buna kuduruyorsunuz, son kaleniz olan Suriye’nin
düşmesini istemiyorsunuz… Çünkü biliyoruz ki yıllar yılı Suriye rejimini siz
paranızla ayakta tuttunuz, şia’ya çekmek için halkı sefalete ittiniz, şia
mezhebinden olanları paraya boğdunuz, imkânlar sundunuz… Hurafeler, şirkler
dolu mezhebiniz batsın, batacaktır da…
Ben hiç mezhepçilik yapmadım ama şimdi mezhep
düşmanlığı yapmaya başladım… Sizin mezhebinizin fesad mezhebi olduğunu anladım…
Artık ümmetin kalbinde bir daha dirilemeyeceksiniz… Suriye mazlumlarının kanları,
sizi bu dünyada boğacaktır, tarih sizleri hep lanetle anacaktır… Tarihten
tevarus aldığınız safevi mirasının çocuklarısınız… Ali Şeraitinin deyimi ile
siz Ali şia’sından değil Safevi şia’sındansınız…
ABD ve İsrail ikili oynuyorlar, sağı gösterip
soldan vuruyorlar, zannediyorlar ki ne yapmaya çalıştıkları ve kimin tarafında
oldukları bilinmiyor… Güçlenen Türkiye’yi savaşa çekip güçsüz duruma getirmeye
ve Sünni iktidar olan AKP iktidarını, yerli işbirlikçileri ile düşürmeye
çalışıyorlar… Türlü türlü oyunlar oynuyorlar, uçak düşürüyorlar, reyhanlıya
saldırıyorlar, Hizbullah’a saldırtıyorlar, Esed’e terk et, muhaliflere hücum
et, İran’a Türkiye’yi savaşa çek diyorlar… Ama AKP tuzağa düşmüyor oynanan
oyunların, kurulan tezgâhların farkında seyir izliyor… Sizin oyununuzu Allah
bozacak… Allah tuzağınızı boşa çıkaracak, sizi tuzağınızda boğacak…
ABD ve İran işbirliğini görmekte ve “rabbim
zalimleri sen helak et” diye dua etmekteyiz… İran’ın ve Hizbullah’ın Türkiye
temsilcileri hani Filistin olduğunda meydanlarda idiniz, şimdi nerdesiniz
Ağabeyiniz İran daha size “çıkın meydanlara” demedi mi? Yazık sizlere, çok
yazık… Sizi ümmetçi bilirdik değilmişsiniz, İrancı imişsiniz… Artık bu imajı
asla yıkamazsınız, mustazaf ve mazlum olduğunuzu bizlere yutturamazsınız… Ne
oldu size? Esed’i mi haklı görüyorsunuz? Saplantılarınızdan kurtulmadığınız
sürece sapmaya devam edeceksiniz…
Nureddin Şirin’i çok severdim, Filistin davası ile
bilirdim onu ama şimdi anladık ki hepsi yalan, hepsi dolan… Suriye halkına söz
ile bile olsa destek vermeyen bizden değildir… Suriye zulmüne sessiz kalan
bizden değildir… Suriyeli mültecilere birkaç yardım etmekle açığınızı
kapatamazsınız ey İran’ın Türkiye’deki yandaşları… İran’la birlikte
“Hizbu-amerikan” ile birlikte sizde yıkıldınız gözümüzde… Hem de bir daha
affedilmemecesine…
ALLAHIM MAZLUM HALKIN AHINI YERDE BIRAKMA… İRANI
HİZBUŞŞEYTANI VE İŞBİRLİKÇİ DİĞER ÜLKELERİ MAZLUMLARIN KANI İLE HELAK ET…
ALLAHIM ELİMİZDEN BİR ŞEY GELMİYOR BİZLERİ AFFET…
Cahit KARAALP
07.06.2013