İslami hareket, İslam’ı bir inanç ve yaşam tarzı
olarak gören mü’minlerin bulundukları ortamlarda İslam’ın kalplere, beyinlere
nüfuz etmesi, hayata aktarılması ve hâkimiyet sağlaması için tüm imkânlarını
seferber ederek verdikleri mücadelenin adıdır…
Birilerinin ifadelendirdiği gibi “İslam’ın
yaşandığı her yerde İslami hareket vardır” denemez… Çünkü eğer bir yerde İslami
bir davranış var da bu davranışın arkasında İslam’ın hâkimiyet düşüncesi
yatmıyorsa orada İslami bir hareketten bahsedilemez… İslami hareket toplumun
içten dışa doğru veya tepeden aşağıya doğru İslami esaslara göre şekillenmesi
için mücadele vermektir…
“İslam’ın hâkimiyet gibi bir düşüncesi yoktur”
diyenlere Hz. Süleyman en güzel örnek değil midir? Güneşe tapan Sebe’ kavmine
“eğer bana teslim olmazsanız sizinle savaşırım” sözü neyin delilidir? İslami
kıyamların temel hedefi İslam’ın hâkimiyetidir ve İslam dinin temel amacı da
kâinata hâkim olan ilahi düzene insanın katılması, uyum sağlamasıdır… Bunun tek
yolu da İslam’ın önce kalbe sonra hayata müdahil olması ile olacaktır…
Müslümanların güçsüz oldukları bölgelerde İslami
hareket önce tebliğle başlar, güç kullanılmaz Hz. Musa’nın, Hz. Nuh’un, Hz.
İbrahim’in yaptığı bu idi… İslam’ın güçlü olduğu bölgelerde ise İslami hareket
söz ile başlar ve güçle devam eder… Hz. Süleyman buna en güzel örnektir… İslami
kıyamların olmadığı yerler İslam’ın ve insanlığın kıyım merkezleri olacaktır…
İslami hareketin bulunmadığı yerlerde Müslüman
bireyler gafil, şuursuz ve kaygısızdır demektir… Daha doğru bir ifade ile imanları
sinelerinde yatıyor demektir… Ölü ya da uykuda olan biri hareketsiz yatar… Ölü
ve uykuda bulunan imanların harekete geçmemesi felaket habercisidir… Eğer bir
yerde “emri bi’l- maruf nehyi ani’l-münker bitmişse artık kıyameti bekleyin”
diyen sahabeler bu İslami hareketin ilk ve önemli temsilcileriydiler…
İslami hareketi denilince akla sadece şiddet
hareketi geliyorsa yanlış bir algı oluşmuş demektir… İslami hareket
denildiğinde akla sadece el-Kaide, sadece İşid geliyorsa ortada yanlış bir algı
yönetimi var demektir… İslami hareket yukarıda da belirttiğimiz gibi insanlığın
İslam’a dönüş yapması ve yeryüzünün her yerine İslam’ın hakim olması için yeri
ve zamanına göre mücadele de bulunmaktır…
İslami Hareket yeri gelir sözle, yeri gelir
kalemle, yeri gelir stratejik düşünme ile yeri gelir silahla yapılır… Ama tüm
bu mücadele safhalarının temel hedefi birilerinin egemenliğini sağlamak,
hareket liderlerini halife yapmak değil ilahi hükümleri hakim kılmaya,
insanlığı özüne döndürmeye çalışmak olmalıdır…
Hz. Musa Firavun’a gittiğinde makamından inmesini
değil adaletle hükmetmesini, tevhide uygun hareket etmesini öğütlemiştir… Demek
ki mesele kişilerin yönetime getirilmesi değil İslam’ın tahkim edilmesidir… İslam’ın
hâkimiyetini kabul etmeyen ve bunun için mücadele vermeyen herkes eksik bir
iman ve kulluk içerisindedir…
Bir memleketin gayri İslami hükümlerle yönetilmesi
o ülkeye savaş açılmasını gerektirmez… Savaşı güçlü olan yapar Hz. Süleyman,
Hz. Zülkarneyn gibi, zayıf olan imanı yayar, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. İbrahim,
Hz. Yusuf gibi… İman mücadelesini yaymak için mücadele içinde olmak gerekir
elbette ki bu mücadelenin yöntemini ve şeklini zaman ve zemin belirleyecektir…
İşid’i İslami hareket olarak görenler bilsinler ki
bu hareket İslam’a isyan hareketidir söyleminin İslam olması, içinde samimi
Müslümanların bulunması hareketi İslami kılmaz… Zira biz söyleme değil eyleme
bakarız… Masum insanların canına kıyan bir hareket İslami değil olsa olsa
isyanidir… Fetö hareketi de aynı şekildedir… Cani bir cemaatin yüzünün İslam
gibi görünmesi onu İslami kılmaz…
İslam adına çıkan her harekete İslami hareket
olarak bakılamaz… Bir hareketin yönteminin, yolunun, düşünce dünyasının,
stratejisinin, hareket tarzının, söyleminin İslami olup olmadığına bakılır…
Teslimiyeti Allah’a değil de şeyhlerine, liderlerine isteyen hiçbir hareket İslami
olarak nitelendirilemez… Kur’an ve sünnetin rehberliğinde yürümeyen hiçbir
hareket İslami olarak nitelendirilemez…
29.08. 2016