Şu ana kadar başvurduğumuz makamlar bize gereken
yardımı yapmadılar hatta sağlıklı bilgilendirmede dahi bulunmadılar.
Muş Merkeze 35 Km. uzaklıkta bulunan tek sınıflı
ve 3 öğretmeni bulunan Dumlusu köyü ilkokulunda öğretmenlik yapan, Kayserili,
başörtülü, sınıf öğretmeni Binnaz TAŞKIN isimli bir kardeşimiz müstafi sayıldı
ve görevine son verildi… Gerekçe olarak okula on gün boyunca gelmemesi
gösterildi…
Bir kardeşimizin eşi olan öğretmen hanım, okula
gittiğini ancak okulda tadilat olduğundan dolayı okul müdürü tarafından geri
gönderildiğini söylemektedir. Okul müdürünün neden ve hangi vicdanla kendisine
tuzak kurduğunu bilmemekte ve olan biteni şaşkınlıkla izlediğini
belirtmektedir. Bu okul müdürü tarafından kendisine tuzak kurulduğunu ve
olmadık cezalar aldığını belirten öğretmen kardeşimiz bu kadarını beklemediğini
ve hayal kırıklığına uğradığını söylemektedir…
Ben olayı etraflıca anlamak ve yardımcı olmak için
bacımızın elindeki resmi belgeleri inceledim ve gerçekten mağdur olduğuna
kanaat getirdim… Mağdur edilen bu kardeşimiz beş yıldır söz konusu okulun
kadrosundadır… Okulda fazla öğretmen olduğu gerekçesi ile il merkezinde ve
merkeze bağlı köylerde 5 yıl boyunca görevlendirme ile görev yapmış ve hiçbir
ceza almamıştır…
Görevlendirmesi bittiği için kadrolu olduğu okula
geri dönen öğretmen kardeşimiz okul müdürünün anlaşılmaz tavırları sonucu bir
ay içinde bütün cezaları almak durumunda kalmıştır.
Evli ve iki çocuk annesi olan bacımızın kadrolu
olduğu okulda kendisi dışında 3 öğretmen bulunmasına rağmen tek sınıf
bulunuyordu. Daha sonra lojmanın sınıfa çevrilmesine karar verilmiş ve okul
başladığı günlerde tadilata alınmış, eğitim öğretim yapılmamıştır… Tadilatın
eğitim öğretime başlanmadan yapılması ve eğitime hazır hale getirilmesi
gerekirken ihmalkâr idarenin başıboş ve vurdumduymaz tavrı sayesinde eğitim
öğretime ara verilmek sureti ile okul tadilatına başlanmıştır.
Okulda tek bayan öğretmen bu kardeşimiz olduğu
için tadilat sırasında kendisinin boşta kaldığını ve mümkünse çocuklarının
yanına gitmek istediğini müdüre aktarmış müdürde hiçbir resmi belge vermeden
şifahi olarak izin vermiş ve tadilat bitimine kadar okula gelmemesini
söylemiştir… Okul idaresine uyarak köyden ayrılan kardeşimiz hakkında okul
müdürü her gün tutanak tutmuş ve milli eğitime iletmiştir. On günlük süre
içinde okula gelmeyen kardeşimiz bu zaman zarfında hastalanıp hastaneye gidiyor
ve sevk alıyor, ancak sevki idare tarafından işleme konmuyor… Böylelikle on
günlük işe gelmeme işlemi hukuka aykırı olarak gerçekleşmiş oluyor… Yani
kesintisiz sayılan on günlük sure aslında alınan sevkle kesintili oluyor ve
görevden uzaklaştırılmasını önlüyor ama sevk dikkate alınmıyor… Sevkin tarihi,
barkodu hoca hanımın elinde mevcuttur.
Daha önce de okul başladığı günlerde hasta olduğu
gerekçesi ile 2 haftalık rapor (15. 09. 2014 – 22. 09. 2014) alıp idareye
bildiriyor ve aslını iletiyor ama idare raporları zamanında işlemiyor ve Milli
Eğitime teslim etmiyor bu yüzden de raporları geç verdi gerekçesi ile öğretmen
kardeşimize “KINAMA” cezası veriliyor… Raporların bitiminin ilk günü 1, 2 Ekim
de okula gitmedi gerekçesi ile(öğretmenin beyanına göre okul tadilatta olduğu ve
bayram öncesi olduğu için müdür tarafından gönderilmiştir.) yine öğretmen
hakkında hızla soruşturma açılıyor ve kendisine “MAAŞTAN KESME” cezası
veriliyor.
“Kınama” ve “maaştan kesme” cezalarına sebeb olan
soruşturma aynı tarihte yapılmış ve iki farklı ceza verilmiştir… 2012 yılında
Eğitim Öğretime başlamadan önceki SEMİNER döneminde 2 veya 3 gün okula gitmedi
gerekçesi ile yine aynı müdür tarafından(Görevlendirme çalıştığı için
kadrosunun bulunduğu okulda seminere katılıyor) soruşturma açılıyor ancak soruşturma
iki yıla yakın sonuçlanmıyor ve ne hikmetse 2014 yılının mayıs ayında (30. 05.
2014) sonuçlanıyor ve öğretmene “KIDEM DURDURMA” cezası veriliyor…
Bu ceza ise 15 gün içinde iletilmesi gerekirken
kararın alındığı tarihten yaklaşık 6 ay sonra (24. 11. 2014 ) tarihinde hoca
hanıma tebliğ edilmesi gerektiği halde öğretmen hanıma değil de eşine tebliğ
ediliyor… 2 yıla yakın süren ve neticelenmemiş bu ceza neden kınama ve maaştan
kesme cezaları gibi jet hızıyla sonuçlanmadı merak konusu… Eğer sonuçlanmış olsaydı
kardeşimiz Sicil Affından yararlanmış olacaktı…
İki yıla yakın süren bir cezanın Ekim ayında ve
diğer cezalara yakın bir zamanda sonuçlanması akla komplo ihtimalinden
başkasını getirmiyor… Kaldı ki okul müdürünün kendisinin de birçok disiplin
cezası bulunmaktadır… Okul müdürünün görevini ihmal ettiğini öğretmen
kardeşimizin 2 günlük raporlu olduğu günlerde kendisine ek ders yazmasından
anlamaktayız… Okula gelmediği ve raporlu olduğu günlerde hoca hanıma ek ders
yazmış ve bu hatayı düzeltme yoluna gitmemiştir… Belgeleri de evde mevcuttur…
Öğretmen hanım
(3.4.5.6.7.8.9.10.11.12.13.14.15.16.17 Ekim) Tarihleri arasında göreve gelmedi
gösterilmiş… Hâlbuki 3 Ekim Öğleden sonra Bayram tatiline girilmiş ve 7 Ekim
dâhil bayram tatilinden dolayı okullar tatildi... 8.Ekim’de de Öğretmen Hanım
sevklidir… Geriye kalan 9 gündür… 8 Ekim tarihli sevki işleme konmadığı için
öğretmen kardeşimiz müstafi sayılmıştır… Bu tarihlerde de okulda eğitim öğretim
yoktur, tadilat yapılmaktadır.
Öğretmen hanım 17 Kasımda görevden müstafi
sayılmış ancak aynı tarihte Yeşilce ilkokuluna tayini çıkarılmış ve 05. 01.
2015 tarihinde kendisine tebliğ edilen müstafi sayılma kararına kadar görevinin
başında devam etmiştir… Hukuka göre 10 gün görevinin başına kesintisiz olarak
gelmeyen bir öğretmen müstafi sayılır ve 11. gün karar kendisine tebliğ edilir,
göreve başlatılmaz… Ancak burada öyle bir yola başvurulmamış soruşturma
açıldıktan sonra bu karara varılmıştır… Müstafi sayıldığı dönemden sonra işe
başlatmak zaman aşımını beraberinde getirmeli değil mi?
Bunca cezaya rağmen öğretmen hanım nasıl uyanmadı,
neden durumu çakmadı diye akla soru gelebilir… Öğretmen hanım hakkında bu
işlemler ardı ardına gerçekleşmiş ve öğretmen hanım sadece savunması
istendiğinde bu işlemlerin başlatıldığından haberdar olmuştur, Müdür öğretmen
hanıma soruşturma açıldı veya açılacağı konusunda hiçbir bilgilendirmede
bulunmamıştır… Zaten öğretmen kardeşimiz ilk savunmasından itibaren artık okul
müdürünün sözüne güvenmemiş ve görevinin başında bulunmuştur… Maalesef öğretmen
hanımı mağdur eden tüm olaylar okulun tadilatta olduğu ve okul müdürünün
kendisine şifahi izin verdiği dönemde gerçekleşmiştir… Yani her şey oldubittiye
getirilmiştir…
Neden ve neye dayanarak okul müdürünün böyle
yaptığı tartışılabilir ama beş yıllık görev hayatında sadece bu okul müdüründe
soruşturma geçirmesi ve bir ay içinde tüm cezaları alması mağdur öğretmen
kardeşimizi haklı göstermektedir… Okul Müdürünün ses kaydı da zaten olan biteni
anlatmaya yetmektedir…
Mağdur öğretmen kardeşimiz hakkında Milli Eğitim
Bakanlığı yanlış yönlendirilmiş ve haksızca verilen cezalar da göz önünde
bulundurularak kardeşimiz haksız yere müstafi sayılmıştır… Allah rızası için
bilgisi olanlar ve yetkisi olanlar bu mağduriyete el atsınlar, kardeşimize
yardım etsinler, yol göstersinler…
Unutmayın! Zulme susmak zulümdür… Kul kardeşinin
yardımında olduğu sürece Allah’ta kulunun yardımcısı olacaktır…
13. 01. 2015