KUR’AN’A SAYGI
Unutmayın! Saygı “saymaktan” gelir… Önemli görmediğiniz birini önemliler sayfasında saymazsınız… Neyi, kimi sayıyorsanız (değer veriyorsanız) ona saygı duyuyorsunuz demektir…
Komşu çocuğu, Kur’an’ı belden aşağı tuttuğumu gördü… Sordu, “hocam! Hocamız bize camide Kur’an’ı belden aşağı tutmanın saygısızlık olduğunu söyledi… Af edersiniz ama Kur’an’ı belden yukarı tutsanız olmaz mı?” Dedi… Ne diyeceğimi şaşırdım… Ben bu çocuğa nasıl anlatacaktım; Kur’an’a saygı duymanın belden aşağı tutmakla, belden yukarı tutmakla ilgili olmadığını… Anlatamazdım ama bir şekilde Kur’an’a asıl saygının şekilde değil eylemde olduğunu, hocasının kendisine yanlış bilgi sattığını, yanlış bilgi satmakla aslında asıl saygısızlığı yaptığını ona anlatmalıydım
Hz peygamber döneminde Kur’an sahifelerinin peygamberin yatağının ayak tarafında olduğunu ve peygamberin her yattığında ayaklarını Kur’an’a doğru uzattığını ama kimsenin bunu saygısızlık olarak değerlendirmediğini anlatmalıydım… Ona o kadar çok şey söylemek isterdim ki… Ama anlamaz, kaldırmaz, yarar yerine zarar vermekten korktum ve bir müddet sustum…
Çocuğa sordum: “Deden evinize gelse, sen gidip elini öpsen ona saygı göstermiş olur musun?” “Evet” diye cevapladı… “Peki, bunları yaptıktan sonra dedenin hiçbir sözünü dinlemesen, onu üzsen, onu takmasan ne olur?” dedim… “Saygısızlık olur “ dedi… Devam ettim sorularıma, “sence asıl saygısız, dede eli öpmeyen mi, onu dinlemeyip üzen mi?”; “her ikisi de” karşılığını verdi… “Peki, dede elinin öpülmesini asla istemiyor ve önemsemiyorsa, asıl saygıyı sözünün dinlenmesinde biliyorsa o zaman asıl saygısız kim olur?” diye sordum o da “söz dinlemeyen saygısız olur” dedi… “Yavrum! Kur’an Allah’ın sözüdür ve Allah; Kur’an’ın hiçbir yerinde, Kur’an’ın şekline hürmet edilmesini, Kur’an’ın öpülmesini, belden yukarı tutulmasını emretmemiştir… Bilakis, Kur’an’ın dediklerine uyulmasını, Kur’an’ın emirlerine, yasaklarına uyulmasını ister ve asıl saygıyı böyle kabul eder…” dedim
Çocuk, “Hocam! Peki, camideki hoca yalan mı söyledi?” diye sordu… “Yok, yanlış söylemiş. Belki oda bilmiyor, git ona söyle, komşumuz olan bir hoca bana bunları söyledi de.” Dedim… Çocuk bu… Çıktı apartmandan hızla… Hocasının karşısına dikilmiş ve ona olan biteni anlatmış… Gülümsemiş hoca, “hocan haklı oğlum… Ama ben ananızın babanızın hoşuna gidecek şeyleri söyledim. Amacım size ve ailenize Kur’an’ın önemini anlatmaktı…” demiş…
Çocuk olan biteni anlamlandırmaya çalışarak, hafif bir ses tonuyla hocasına; “keşke anamızın babamızın değil de Allahın hoşuna gidecek şeyleri öğretseydiniz…” dedi ve kendini toparlayıp sordu hocaya: “Hocam! Hakikati şimdi ben öğrendim ya diğer arkadaşlarım, her biri bir yere dağıldı, onlar doğruyu nasıl öğrenecek?”
Kardeşlerim! Eğittiklerinize, ders halkanıza gelenlere, sahabelerinize(dava arkadaşlarımıza) öğrettiğiniz kimi bilgilerin doğru ve yanlışlığını mutlaka sorgulayın; geleneği, şekli kurtaralım derken başka insanların haklarına girmeyin… O çocuğa ben bunları anlatmasaydım o çocuk beni hep “Kur’an’a saygısızlık eden hoca” olarak bilirdi… Ey yalan yanlış bilgi satanlar! Buna ne hakkınız var…
“İnsana ancak yaptığının karşılığı vardır” ayetini fabrikasının girişine asan bir patron işçisinin hakkını hakkı ile vermezse, işçilerinin emeğini sömürürse Kur’an’a saygısızlık etmiş olmaz mı? “Mü’minler kardeştir” ayetini levhalaştırıp evinin en yüksek duvarına asan bir ırkçının Kur’an’a duyduğu bir saygı var mıdır? Dirileri uyarmak için gelen kitabı ölüler kitabı haline getirenler, diriliş kitabını ölüleştirenler, ruhları dirilten kitabı saptırıp ruhları köreltenler Kur’an’a en büyük saygısızlığı etmiş olmuyorlar mı?
Unutmayın! Saygı “saymaktan” gelir… Önemli görmediğiniz birini önemliler sayfasında saymazsınız… Neyi, kimi sayıyorsanız (değer veriyorsanız) ona saygı duyuyorsunuz demektir…
Yasal Uyarı
Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar.
Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.