Dış güçler, ülkemizin içinde her zaman kendilerine piyon olabilecek kişi, kurum veya bazı kesimleri desteklediler… Piyonlarına siyasi, sosyal ve ekonomik imkânlar sundular… Her ortamda arkalarında durdular…
Dış güçler, her zaman için aynı ortamda iki piyon seçerler ve iki tarafa da birbirlerinden habersiz bir şekilde desteklerini akıtırlar… En uslu ve en söz dinler piyonu ara ara ödüllendirirler… Dış güçlerin iki farklı kesimi piyon olarak seçip desteklemesinin altında yatan ana sebeb ise, biri yoldan çıktığında diğeri onu terbiye etsin, edemiyorsa tasfiye etsin…
Dış güçlerin yıllardır ülke içinde desteklediği iki farklı grup vardı… Biri cuntacı Ergenekon, diğeri ise ılımlı İslam projesinin mimarları Fethullah Gülen yapılanması idi… Bir vaiz olan Fethullah Gülen yapılanmasının dünya çapında büyümesinin altında dış güçlerin desteğinin yattığı herkesin malumudur… Cuntacı Ergenekon da dış güçlerin desteği ile devlet içinde derin bir devlet oluşturmuşlardı… Dış güçler, belli bir zaman sonra kontrol edemedikleri ve kendileri için tehlike arzeden Cuntacı Ergenekonun bitirilmesi için düğmeye bastılar…
Ergenekonu tasfiye sürecinde, ikinci piyon konumunda bulunan Fethullah Gülen yapılanması önemli rol oynayacaktı ve oynadı… Fethullah Gülen yapılanması, dış güçlerce gözden çıkarılan Cuntacı Ergenekoncuları, mevcut hükümetin desteği ile tasfiye ettiler…
Fethullah Gülen cemaatinin seçimlerde ve referandumda AKP’yi desteklemelerinin temel sebebi dış güçlerden aldıkları emir ve gördükleri destekti… Mevcut hükümete verdiği desteği her fırsatta dile getiren söz konusu yapılanma, ülke içinde en etkin konuma yükselmek ve kendileri için tehlike arzeden Cuntacı Ergenekonu tasfiye edebilmek adına AKP’yi desteklediler… Çünkü Fethullahçı yapılanma, çok iyi biliyordu ki artık Ergenekonu tasfiye edebilmenin tek yolu güçlü bir iktidardan geçiyordu…
Fethullah Gülen yapılanması dış güçlerin desteği ile Ergenekonu bitirecek ve Ergenekonun tasfiyesi ile meydana gelecek boşluğu kendileri dolduracaklardı… Emir babalarından, söz dinleyen bir güç olmaları kaydı ile her türlü desteğin sözünü almışlardı…
Fethullah Gülen yapılanması Cuntacı Ergenekonu tasfiye etmemiş olsaydı, cuntacılar tarafından kendisi tasfiye edilecekti… Fethullah Gülen yapılanması ve Ergenekon savaşı AKP üzerinden yürütüldü… Yapılanma, hedef tahtasına kendisini değil Erdoğan’ı ve AKP’yi oturttu… Böylelikle bu tasfiye sürecinde yaşanabilecek muhtemel başarısızlık Fethullah Gülen yapılanmasına değil, AKP’ ye yazılacaktı…
Ergenekonun tasfiye edilmesi sürecini kurnaz bir şekilde yürüten Fethullah Gülen yapılanması, hiçbir dönemde başaramadığı devletin içinde “derin bir yapılanma” gerçekleştirdi… Ergenekonun tasfiye edilmesi ile oluşan “derin boşluk” Fethullah Gülen yapılanması ile doldurulmuş oldu… Ergenekondan devralınan derin yapılanma, Fethullahçı yapılanma ve dış güçlerin işbirliği ile gücünü her gün biraz daha arttırdı… Dış güçler, Ergenekonun tasfiye edilmesi sürecinde ülke içinde iki kesimi desteklemişti… Biri malum Fethullah Gülen Yapılanması idi… Diğeri ise halk desteğini alan AKP idi… Biri söz dinlemediğinde, raydan çıktığında diğeri devreye girecekti…
Dış güçler, şimdilerde halkın desteği ile gün geçtikçe büyüyen ve gücüne güç katan, İMF’ den aldığı borcu silerek İMF’yi borçlandıran, askeri vesayeti bitirip halkın hizmetkârı olan, kanın dökülmesini engelleyen, PKK’ya silah bıraktıran, barış sürecini başlatan, ülkede huzur ve istikararı sağlayan, yıllardır bir kangren halini almış olan örtü sorununu çözen, İmam Hatiplerin önünü açan, Kat sayı zulmünü bitiren, dine hizmetin önünü açan, ülkeyi kalkındıran, büyük yatırımlar yapan, dev projeler başlatan, kendini İslam dünyasına kabul ettiren, İsraile karşı duruş sergileyen, ümmetçi bir çizgi izleyen, ecdadının izini süren, mazluma taraf olan, kararlarını kendi içinde alan bir ülke inşa eden AKP’yi desteklemekten vazgeçip köstek olmaya başladılar… Dikkat edin! Erdoğan İslami kimliğini ortaya koyduğu zaman, gözden çıkarıldı… Türkiye’yi cihan devleti yapacağını söylediği zaman hedefe kondu…
Dış güçlerin desteklemekten vazgeçtiği bu yaramaz, söz dinlemez, batılı kalıba sığmayan AKP, Cuntacı Ergenekonu başarı ile tasfiye etmesinin ardında devletin içindeki “derin devlet” koltuğuna oturan Fethullah Gülen yapılanması ile bitirilmek isteniyor… Çünkü bu yapılanmanın düğmesine basıldı…
AKP’nin tasfiye süreci söz konusu yapılanmanın eli ve dış güçlerin desteği ile yapılmaktadır… Dış güçler, bu derin yapılanmaya sonuna kadar destek vereceklerdir… Bunun adı ise düpedüz ihanettir… Bu yapılanmanın yeni ismi: “Yeşil Ergenekon”dur… Ergenekon’un yeşili, kırmızısı olur mu? demeyin… Evet olur… Kan akıtan eski derin devletin cuntacı Ergenekonu “kırmızı Ergenekon” idi… Halkı hizmet adıyla uyutan, kendini cemaat diye tanıtan, din adına milleti aldatan yeni derin devletin adı “Yeşil Ergenekon”dur…
Bu kavga nereye kadar? Diye soranlara cevabımız maalesef vahim: Erdoğan tahttan inene ya da bir suikaste kurban gidene kadar bitmeyecek… Erdoğan hiç olmadığı kadar büyük bir tehlike ve ablukanın altında… İç ve dış mihraklar tüm güçlerini birleştirdiler…
Erdoğan artık içerden kuşatılmış durumdadır… Fethullah Gülen yapılanması hükümetin sağladığı olanakları kullanarak güçlerine güç kattılar… Şimdi de Mısır’da olduğu gibi meşru hükümet düşürülmek istenmektedir… Hükümeti devirme planları yapan Fethullah Gülen yapılanması; yalan, iftira, karalama ve şantajlarla önce hükümeti halkın gözünden düşürmeye çalışmakta sonra da dış güçlerin yardımı ile ülke içindeki gücünü harekete geçirerek “cemaat darbesi” yapma yoluna gidecektir…
Bunun için Sayın Başbakanın uyanması ve özellikle Emniyet, Yargı ve Askeriye başta olmak üzere devletin bütün kademelerinde Fethullah Gülen yapılanmasına bir an önce ciddi bir operasyonda bulunması gerekir… Değilse “cemaat darbesi” yakındır… Başbakan korumalarını yeniden gözden geçirmeli ve güvendiği isimleri yakınına almalıdır… Değilse ya bir darbe teşebbüsü ya da bir suikast kaçınılmazdır…
Ey Türkiye! Başbakanına sahip çık… Başbakanını leş kargalarına, din tüccarlarına, ahlak yoksunlarına, din düşmanlarına yedirme… Gezi eyleminde ona verdiğin desteği şimdi de ver… İş işten geçmeden harekete geç… Zira tehlike büyük… Bu tehlikenin hedefinde sadece Erdoğan ve hükumeti değil şahlanmaya başlayan ümmet sevdası ve İslami dirilişte vardır…
Artık Türkiye vatandaşları olarak bizlerin dış güçlere ve iç hainlere karşı safları sıklaştırmamız, hükumete sahip çıkmamız elzem bir görevdir… Değilse torunlarımızın torunlarına kadar uzanacak bir zillet dönemi başlayacaktır… Tüm samimiyetimle söylüyorum; Erdoğan ve Erdoğan’ın yakaladığı güç sadece Türkiye Müslümanları için değil tüm dünya Müslümanları ve mazlumları için bir şanstır… İktidar hırsına yenilmiş Fethullah Gülen yapılanmasına karşı gereken tepki mutlaka gösterilmelidir…
21.12.2013