Mardin’in Kızıltepe ilçesinde yaşanan elektrik
sıkıntısı halkı isyan noktasına getirdi… İlçe merkezi ve köylerde belli
aralıklarla ve sürekli kesilen elektrik artık sosyal bir patlamaya yol açacak
boyuta ulaştı… Barış sürecinde yaşanan bu kesintiler hükümetin doğru bir
strateji izlemediğini göstermektedir…
Artık halk şunu söylemektedir: ”Geçmiş dönemlerde biz bu sıkıntıları
yaşamadık ama şimdi PKK silah bıraktı diye halk savunmasız görülüyor, su ve
ekmek kadar hayati öneme sahip elektrik, kesilerek halkın hayat hakkı elinden
alınıyor…” Bölgenin kanaat önderleri bu durumun halkı isyan noktasına
getirdiğini ve PKK’ye yönlendirdiğini söylemektedir…
Bir devlet yıllarca kaçak
elektriğe göz yumacak, hatta teşvik edecek, yirmi yıl aradan sonra “artık
kullanmayacaksınız” diyecek ve adeta bunun için halka işkence edecek… Bunun
kabul edilir bir tarafı olabilir mi? Asla… Yetkililer; zamanında PKK ile
mücadeleden dolayı halka kaçak elektrik konusunda göz yumulduğunu, şimdi ise
buna son verilmek istendiğini söylemekteler…
Yanlış devlet politikasının faturası şimdilerde Güneydoğu halkına en
ağır bir şekilde kesilmektedir… Öyle ki suçlu suçsuz herkes
cezalandırılmaktadır… Dedaş yetkilileri, kaçak elektriği bahane
edip günlerce ilçeye elektrik vermediler… Halk isyan edince de artık belli aralıklarla
elektriği düşürüp yükselterek ya da tamamen elektriği keserek elektrikle
çalışan ev aletlerinin işini bitirmeye çalışmaktalar…
PKK ile mücadele sürecinde devletin yaptığı harcamalar hatırlandığında
kaçak elektrik kullanımı devede kulaktır… Yaz sıcağının 50- 60 dereceyi bulduğu
güneydoğuda klimasız yaşamak mümkün değildir… Bölgeye verilen elektrik
fiyatının yüksek olduğu ve faturada açıktan yazmasa da kaçak bedelinin çok
yüksek miktarda alındığı düşünüldüğünde bir klima ile serinlemek isteyen
herhangi bir vatandaşın vereceği aylık elektrik ücreti 600 hatta 700 TL’ yi
bulmaktadır…
Bu
konuda yetkililerin yaz dönemine has olmak üzere bu bölgeye özel bir tarife
uygulamaları gerekmektedir… Hükümetin bu
konuyu acil önlemler listesine en yakın zamanda alması gerekmektedir aksi
takdirde halk patlaması yaşanacak ve barış süreci yara alacaktır…
Bölgenin içinden geçen suların üzerinde yapılan barajlara rağmen hala
bölgeye yüksek fiyattan elektrik verilmesinin sorgulanması gerekmektedir? Bu
barajlardan elde edilen elektriğin sadece az bir kısmı bu bölgeye verilmekte ve
diğer geri kalan kısmı ise satılmaktadır…
Elektrik ve su gibi temel ihtiyaçlar, halka en ucuz fiyattan verilmesi
gerekirken özellikle elektrik üzerinden kazanç sağlanmaya çalışılması ayrıca
sorgulanmalıdır… Kaçak elektrik kullanmak hak ve hukuk meselesi ise ki öyledir…
Bu bölgenin kendi suyundan elde edilen elektrikten faydalanma hakkının olup
olmadığı da tartışılmalıdır…
Elde edilen elektrik maliyet fiyatının 20 katı üzerinden halka satılıyor
ve sırf bundan dolayı özel sektörü çekiyorsa durup sorgulamak lazım… Allah’ın,
halkın yaşamını idame etmesi için verdiği suyu kazanç kapısı haline
getirilmesi, üzerinde düşünülmeye değer bir konudur… Devlet, en fazla bu gibi
tesisleri sadece hizmet amaçlı kullanır ve elde edilen enerjiyi halka
maliyetinden satar… Değilse gerisi devletin vatandaşın hukukuna girmesi demek
olur… Bu durum, sadece Güneydoğu için değil diğer tüm bölgeler için de geçerlidir…
İşsizliğin had safhada olduğu, terör izlerinin yeni yeni silinmeye
başlandığı, halkın devlete biraz güvenmeye başladığı bu dönemde geçmişin
görmezden gelinerek, halkın kaçak elektrikten vazgeçirilmeye çalışılması ve
bunun bir çırpıda olmasının istenmesi haksızlıktan başka bir şey değildir…
Ayrıca kaçak elektrik bedeli alan bir devletin, halkı kaçak elektriğe
yönlendirdiği de unutulmamalıdır… Elektrik faturası 30 TL gelen bir vatandaşın
kaçak elektrik bedeli 5 TL’den daha az iken faturası 350 TL gelen birinin kaçak
elektrik bedeli ise 150 TL’dir ve bu zulmün doruğudur, kaçak kullanmaya
teşviktir… Maalesef bu uygulamayı sürdüren ama faturada kaçak elektrik bedeli
kısmını tepkiler üzerine kaldıran Dedaş,
kaçak elektrik konusunda suç ortağıdır…
20 yıldır kaçak elektrik kullanan Güneydoğu halkının, geçirdiği evreler
göz önünde bulundurulduğunda çokta kınanmaması gerektiğine inanıyorum… Terör
münasebeti ile geri kalmışlık, işsizlik, eğitimsizlik, imkânsızlık ile yıllarca
boğuşan doğu halkının mazur görülmesi gerektiği kanaatindeyim…
Vahyin, içki ve faiz gibi haramların yaşama aktarılmasında uyguladığı
tedricilik metodunun, kaçak elektrik konusunda da devlet tarafından halka
uygulaması gerektiğini düşünüyorum… Devlet, yeşil kart sahibi vatandaşa özel
indirimlerde bulunabilir, sakat, dul, emekli vs. muhtaçların elektriği
konusunda adil bir düzenlemeye gidebilir… Bölgenin şartları göz önünde
bulundurularak halkın istekleri mutlaka dikkate alınmalıdır…
Elektrik kesintileri sırasında Dedaş’ı mahkemeye veren, Ankara’da ki
yetkililerin tepkisini üzerine çeken ve her şeye rağmen halkın yanında olduğunu
gösteren Kızıltepe ilçe kaymakamı Erdoğan Turan Ermiş Bey’i kutluyorum… Bu
konuya duyarsız kalan, Mardin milletvekillerinin telefonlarına cevap vermeyen
Enerji Bakanını da kınıyorum…
Devlet, facia gelecek yeri önceden tespit etmeli, “facianın geliyorum
dediği yere” göz kapamamalıdır… Dedaş’ı halka rağmen destekleyen, halkın
taleplerine kör ve sağır kesilen hükümetin bu konuda yanlış bir tutum içinde
olduğunu ve bu durumun önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine olumsuz
yansıyacağını Sayın Başbakan bilmelidir ve gereken önlemleri almalıdır…
Elektrik konusunda yeterli hizmeti veremediği, altyapıyı
sağlamlaştıramadığı halde tam halk desteği bekleyen Dedaş’ın utanmazlığının
cezasız kalmaması gerektiğini, ev aletlerinin bozulması ve halkın mağdur
edilmesi için elinden geleni yapan Dedaş’ın mahkemede yargılanması gerektiğini
düşünüyorum… Bu konuda sivil toplum kuruluşlarının ve milletvekillerimizin
ellerinden gelenin fazlasını yapmalarını temenni ediyorum…
Ramazan ayında oruçlu halka yapılan bu işkencenin art niyet taşıdığı
konusunda hiç şüphem bulunmamaktadır… Elektrik kesintilerinin Ramazan ayına
denk gelmesi asla tesadüf değildir… İnşaallah bu işin altından oruç düşmanlığı
çıkmaz…
Dedaş şunu iyi bilmelidir: Halk bu olumsuz ve şuursuz tepki karşısında
sessiz durmayacak, kendisine yapılan haksızlığa cevap verecektir… Halktan her
elektrik dalgalanması ve kesintisinde duyduğum; “Dedaş Allah belanı
versin” sözünü çarpıcı olsun diye başlık
yaptım… Bu bedduaya halkın “âmin” diye karşılık vermesini zikrederek yazımı
noktalamak istiyorum… İnşaallah yetkililer en kısa zamanda bu işe bir çözüm
bulacaklar… Değilse halk kendi bildiği yoldan bu işi çözecektir…
Hükümet şunu bilmeli ve unutmamalıdır: Eğer bugün barış süreci varsa
halk talep ettiği ve devlete umut bağladığı içindir… Halkın desteklemediği bir
barış süreci mümkün değildir… Bunun için Güneydoğu halkını, kaçak elektrik
dolayısı ile toptan cezalandırma gibi bir ahlaksızlığa gidilmemelidir… Halkımız
da Kaçak elektrik konusunda duyarlı ve hassas davranmalı, israftan
kaçınmalıdır…
NOT: Okuyucularım sakın kaçak elektrik kullanımını
desteklediğimi ve buna cevaz verdiğimi düşünmesin… Bu yazımda durum
değerlendirmesi yapmış bulunmaktayım ve halkı suçlu suçsuz ayırımında
bulunmadan pervasızca cezalandıran DEDAŞ’a tepki gösteriyorum… DEDAŞ! İşini
hakkıyla yapamayacaksa bu işten çekilsin…
04. 07. 2014