İsrail, Allah’a düşmandır, insanlığa düşmandır,
Yahudilere düşmandır, Hristiyanlara düşmandır, Müslümanlara düşmandır… İsrail;
kadınlara, çocuklara, gençlere, yaşlılara, kısacası tüm kâinata düşmandır…
İsrail, kendisine dahi düşmandır…
İsrail terör ülkesidir, katildir, zalimdir,
işgalcidir, haindir, ümmet düşmanıdır… İsrail`in kendine verdiği zararı hiçbir
devlet, hiçbir millet vermemiştir ve veremez… İsrail kim biliyor musunuz?
Şeytanın içindeki şeytandır…
Kur’an bize azılı düşman olarak Yahudileri göstermektedir…
Bize rahat vermeyeceklerini, azacaklarını haber vermektedir… Kur’an’ın en uzun
suresi olan Bakara Suresi de onları konu etmektedir… Kur’an’ın en uzun
bölümünün Yahudilere tahsis edilmiş olmasının sebebi “DİKKAT YAHUDİ VAR!” ikazı
olsa gerektir…
Kuranın ilk suresi olan Fatiha Suresi Yahudilerden
“Allah’ın gazabına uğrayanlar” diye bahseder… Her namazda, günün beş vaktinde
okuduğumuz Fatiha Suresi ile rabbimiz bizleri Yahudilere karşı uyarmaktadır…
Rabbimiz, uyandığımız ve uykuya daldığımız her gün Allah’ın gazabına uğrayan
Yahudilerden ve sapıtan Hristiyanlardan kendisine sığınmamızı ister… Bu
istiane, aynı zamanda “bu şer güçlere karşı uyanık olun” mesajını vermektedir…
Yeniden inmiş olsaydı bugün vahiy yeryüzüne…
Mutlaka “Ebu Leheb’in” ismi değişirdi “İsrail” diye… Yani Kur’an bugün nazil
olsaydı eğer; ” tebbet yeda ebi lehebin ve tebba” yerine “tebbet yeda İsraile
ve tebba” derdi bizlere… “elleri kurusun İsrail’in zaten kurudu da” denirdi…
Ayette geçen “yeda” kelimesi “iki eli, elleri”
anlamına gelmektedir… “El” ise “desteği, uzantıları” ifade etmektedir… Ebu
Leheb’in önce destekleri bitti, sonra da kendisi tükendi… İsrail’in de sonu
öyle gelecek… Önce ona gelen destekler bitecek, destekleri, destekleyenleri
çekilecek sonra da kendisi tükenecek…
Kur’an’ın Hz. İbrahim’den sonra bahsettiği
peygamberlerin hemen hemen hepsi ya da büyük çoğunluğu Yahudilerin
peygamberleridir… Bu peygamberleri bize bildiren rabbimiz, aynı zamanda
Yahudilere ve Yahudileşme tehlikesine dikkat çekmektedir… Peygamberlerini gözlerini
kırpmadan öldüren bir millet hakkında hangi Müslüman güzel düşünebilir?
Müslümanların yüreğini parçalamak, yaramızı
dağlamak, acıları hayatımızın ayrılmaz parçası kılmak için Müslüman halkların
ortasına kurulan bu “terör nazi sürgünlerinin” sözüne güvenmek ahmaklığın
ötesinde aptallıktır, gafilliktir… Bizler İsrail’den anlaşmaya sadık kalmasını
beklemiyoruz zaten…
İsrail, her kudurduğunda öfkesini Filistin’e
musallat edecektir… “Allah sizin elinizle intikamını almak ister” (Muhammed, 4)
ayetini unutmayın… Biz; “Ey müntakim Allah” dediğimizde, ellerimizi duaya
kaldırdığımızda, inanın Allah bizlere; “ne oldu, elleriniz mi kırıldı, neden
siz intikamı almıyorsunuz?” diyecek ve dualarımızı reddedecektir…
Artık ciddi olmalıyız… Sokaklarda bağırmakla,
çağırmakla kendi kendimize “kahrolsun İsrail” demekle İsrail’e bir şey olmuyor…
İçimize girmiş İsrailoğulları karakterini öldürmedikçe İsrail’in zulmünden
kurtulmamız mümkün olmayacaktır… İsrail’in Filistine yaptığının farklı bir
versiyonunu din kardeşine yapanlarla İsrail yıkılabilir mi?
Sayın
Erdoğan’ın İsrail hakkında benim düşündüklerimin aynısını düşündüğüne
inanıyorum… Yazılarım ile hak yolunda adım attığı her zaman Sayın
Cumhurbaşkanının arkasında olduğumu ve onu desteklediğimi dile getirdim ve yine
ona destek olduğumu tekrarlıyorum… Sayın Cumhurbaşkanının İsrail’e karşı
gösterdiği tepkiler konusunda riya yapmadığını, içinden gelerek tepkiler
gösterdiğini ve bu tepkilerinde samimi olduğuna inanıyorum…
Belki bilmediğimiz devlet sırlarından veya başka
nedenlerden dolayı bizim göstermek istediğimiz ve devletten beklediğimiz
tepkiyi gösteremediğini düşünüyorum… İsrail ile yapılan anlaşmayı “ümmete
ihanet” olarak nitelendiren ümmet fitnebazlarına bazı şeyleri hatırlatmak
isterim…
Unutmayın!
Bu ülke tarihinde ilk olarak Sayın
Cumhurbaşkanımızın başını çektiği AK Parti hükümeti döneminde; İktidar
partisinin milletvekilleri Meclisten çıkıp kol kola girerek, İsrail’i protesto
etmek için büyükelçiliğe yürümüşlerdi… Bu iktidar döneminde 87 Üniversitenin
Rektörü İsrail devletine yaptırım kararı almış ve Filistin’e destek mesajı
yayınlamışlardı…
Unutmayın!
Filistin meselesinde tarafsız kalmayı tercih eden
Eski Türkiye’nin devlet politikasını gütmek yerine Filistin davasını
sahiplenen, İsrail’e meydan okuyan, İsrail ile Filistin adına masaya oturan AK
Parti iktidarıdır... Ve daha nice örnekler…
Biliyor musunuz? İsrailoğlulaşmanın en büyük
hastalığı nankörleşmektir…
01. 07. 2016