Kur’an’da nice hayvanların davranışları, insan
davranışları bağlamında ve ders alma amaçlı zikredilmektedir… Allah; Kur’an’da
insanların yerilecek davranışları bağlamında üç yerde “eşek” misalini verir… Bu
örneklerle kâinattaki her şeyden iyi veya kötü dersler çıkarmamız gerektiği
bilgisini de almaktayız… Aslında örneklerde yerilen eşek değildir… Çünkü “eşek”
kendi görevini icra etmektedir… Bunun için ayette yerilen “eşek davranışı”
değil “eşekleşme mantığıdır”… Eşek mantığı, eşekte güzeldir ve yerindedir ancak
insanın eşek mantığına bürünmesi, insan kılıklı bir eşeğe dönüşmesi yerilecek
bir davranıştır…
Allah, ”Müddessir 50.” Ayette; Allah’ın kitabından
yüz çevirenleri, “aslandan ürküp kaçan yaban eşeklerine” benzetir… “Cuma 5.”
ayette ilahi vahiylerden müteşekkil kitabın sorumluluğu kendilerine tevdi
edilen ancak kitabın sorumluluğunu kuşanmayan ehli kitap âlimlerinin “kitap
yüklü eşek” gibi olduklarını söyler… “Lokman 19.” ayette ise Lokman’ın
yavrusuna nasihatleri bağlamında, Lokman’ın sözü olarak, sesin en iyi şekilde
kullanılması öğüdünün ardından, kulakları en çok tırmalayan sesin “eşek sesi”
olduğu belirtilir…
Bu üç örnekte Allah, eşeğin üç durumundan bahseder
ilk örnekte korkaklığından, ikinci örnekte sorumsuzluğundan ve üçüncü örnekte
ise eşeğin uygunsuz davranışlarından yani bilinçsizce hareket etmesinden
bahseder… Bu örneklerden yola çıkarak, eşekleşme mantığının; “korkaklık,
sorumsuzluk ve bilinçsizlik” üçlüsünden müteşekkil olduğu sonucuna varılabilir…
Bu durumda bize düşen, eşekleşme mantığından uzak kalmak, “cesaret, sorumluluk
ve bilinç” denklemini yaşamaktır… Bu denklemin unsurlarında biri eksik
olduğunda diğerlerinin varlığı işe yaramayacaktır… Eşekleşme mantığını yeren
Kur’an’ın ilgili ayetleri bir araya getirildiğinde günümüz Müslümanlarının
kişilik ve kimlik çıkmazları çözüme kavuşacaktır… Çünkü eşekleşme mantığı,
kişiliksizlik ve kimliksizlik demektir…
İlk ayette (Müddessir 50); Allah’ın zikrinden,
Kur’an öğütlerinden yüz çevirenlerin, aslında bir korkaklık içinde oldukları
gerçeği işlenmekte ve gerçek ile yüzleşmemek için kaçıp duranların halini,
aslandan kaçan yaban eşeklerine benzetmektedir… Hakikate kulak tıkayan, hakikat
ile yüzleşmekten, menfaatlerini kaybetmekten korkan herkese; “Hakikat aslan
gibi güçlüdür ve siz korkup kaçtıkça o peşinizden sizi kovalamaya devam
edecektir… Korkularınızdan sıyrılıp Hak ile yüzleşmeniz ve hakikati
kabullenmeniz gerekmektedir…” mesajını vermekte ve “Korkunun ecele herhangi bir
faydasının olmadığı” gerçeğini işlemektedir…
İkinci örnekte (Cuma 5) ise ilk örneğin bir ileri
aşamasına gidilmiş ve Allah’ın dininin getirdiği sorumluluktan ve bu sorumluluğun
getirdiği gerekliliklerden kaçanları, kitabın sorumluluğunu kuşanmayanları,
kitap yüklü eşeklere benzetmiştir… Eşeğe altın yüklense ve eşek açlığından
ölecek olsa sırtına vurulan yükten habersiz olduğu ve yükünün değerini
bilmediği için yükünden faydalanamaz ve kendini ölümden kurtaramaz… İlmin,
eşekleşme mantığına sahip insanlara yüklenmesi ile eşeklerin sırtına altının
yüklenmesi arasında kullanım ve faydalanma açısından fark yoktur… Eşek
altından, eşekleşme mantığındaki kişi ise ilimden, bilgiden faydalanmaz…
Eşeğin görevi yükü yüklenmek ve yükü yerine
ulaştırmaktır… Kur’an, söz konusu ayet ile Kitabı yüklenen herkese; “kitabın
getirdiği ve kitabı yüklenmenin gerektirdiği sorumluluğu üstlenmeyecek misiniz?
Eşeğin yükünü menzile ulaştırması gibi sizde sadece ilmin taşıyıcısı mı
olacaksınız? Yükü ve yükün değerini bilip sorumluluğunuzu kuşanmayacak
mısınız?” mesajını vermekte ve adeta bizlere “Eşekleşme mantığından uzak durun”
demektedir…
Üçüncü örnekte (Lokman 19) ise, bu iki örneğin
biraz daha ilerisine gidilir ve uygunsuz hareket eden, olmadık zamanlarda
anıran, uygunsuz davranışları ile etrafa rahatsızlık veren eşeğin, “anırma”
örneği verilerek; bilincin önemine dikkat çekilir… Bilinçten yoksun hareket
eden herkese “en çirkin ses, eşeklerin sesidir” gerçeğinden hareketle;
“Bilginin, bilincin olmadığı her eylem eşeğin anırması gibi çirkindir…
Söyleminiz, eyleminiz; bilginiz ve bilinciniz ölçüsünde olsun, ağzınızdan
çıkanı kulağınız duysun…” mesajını verir… Eşek “A” ile başlar “İ” ile devam
eder… Yani eşek anırması; tepeden aşağıya, kalından inceye bir seyir izler…
Kulakları rahatsız eder… Cahilin sesi çok çıkar, boş teneke çok tıngırdar…
Allah, Kur’an’da kâfirler için, “eşek” tabirini
birebir kullanmaz ancak eşeğe benzetmekten de geri durmaz… Bu örnekler bizlere,
söz ve eylemlerimizde “cesaret, sorumluluk ve bilinç” dengesini kurmamızı;
“korkaklıktan, sorumsuzluktan ve bilinçsizlikten” uzak durmamızı öğütler… Vahyi
hayata taşımamak, vahyin insan hayatında can bulması ve can olması için
çalışmamak, vahyin sesi olmamak ve nesnesi olmamak “eşekleşme mantığına”
bürünmektir… Kaba bir tabirle “eşekleşmektir”…
Eşekleşme mantığı, sürü mantığının çok gerisinde
seyreden özürlü bir mantıktır… Bu mantıkta yaşam sürenler zilletten
kurtulamayacaktır…
Eşekleşme mantığından uzak kalmak dileği ile…
22.07.2013