KUR’AN YORUMU VE HEVA

Kur’an’ı yanlış anlama konusunda hevanın rolü üzerine…
Kur’an ayetleri söz konusu olduğunda, heva esintileri eşliğinde konuşmaya başlayan ve işkembe-i kübradan nakillerde bulunan, birçok ehliyetsiz insanı müşahade ediyor ve üzülüyorum… Bir arabayı sürebilmek için ehliyet, bir işe girebilmek için diploma veya sertifika, bazı işlerde çalışabilm...ek için iş konusunda deneyim sahibi olmak gibi şartlar aranırken, koca bir hayatı düzenlemek için gelmiş bulunan Kur’an’ı anlayabilmek ve yorumlayabilmek konusunda ehil olma, alan bilgisine sahip olma, Kur’an’la hemhal olma ve buna benzer birçok şartın aranması gerekmez mi?

Bir şairin şiirlerini yorumlayabilmek için yıllarca ilgili şair hakkında birçok araştırmada bulunan araştırmacılar tanıyorum… Bir şair için durum böyle olunca, âlemlerin rabbinin sözü olan Kur’an söz konusu olduğunda, araştırma zahmetine katlanmayan, yüzeysel meal okumaları ile yetinen ve aklına eseni Kur’an’a söyleten sözde Kur’an aydınlarını anlamakta güçlük çekiyorum… Ayetlere rağmen konuşan, kafasında tasarladığını ayetlerde bulamadığında, Kur’an’ı yorumlamak sureti ile Kur’an’ı sözlerine uyarlayan “ehli heva”nın samimiyetinden şüphe ediyorum…

Farklı görünmek, ayetlere farklı bakış açıları getirerek kendini farklı hissetmek, bir takım çevrelere şirin görünmeye çalışmak, bazı komplekslere sahip olmak ve kısa zamanda tanınmayı istemek gibi sebeplerle Kur’an’ı yorumlamaya kalkmak bindiği dalı kesmek demektir… Kur’an, kendisini saptırmaya çalışanı saptırır, kendisinde hidayet arayanı doğruya ulaştırır… Kur’an’ın hidayeti heva ehline uzaktır…

"O hevasından konuşmaz..." ayeti, peygamberin ayetler konusunda Allah adına hevasından konuşmadığını ve konuşmayacağını, Allah’tan aldığını insanlara aynen aktarıp, açıkladığını ifade etmektedir… Yani nebi, kendi isteği doğrultusunda vahye uygun olmayan bir şeyi vahiymiş gibi göstermez, gösteremez… Ayet aynı zamanda bizlere de ayetler konusunda hevamıza uymamamız gerektiğini anlatmaktadır…

Hevadan uzak durmak, Kur’an’ı anlamanın en önemli şartıdır… Delilsiz, mesnetsiz, keyfi, yaranmacı, bilgisiz, mezhebi ve meşrebi her bir ayet yorumu heva kaynaklıdır… Bugün vahyin lafzına bir ekte bulunmak imkânsız ama ayet yorumuna heva katmak sayısızcadır… Lâfzen tahrif edilemeyen Kur’an, maalesef tarih boyunca manevi tahrif ile karşı karşıya kalmıştır…

Bazen sohbetlerimizde ayetleri konuşuruz… Ancak ayetleri konuştuğumuz bazı zamanlar, ayetlerle konuşurken birden bire ayetlerde konuştuğumuzu görürüz… Tabiri caizse; ayetlerin içinden Allah’ı çekmiş, kendimiz koyarız… Artık konuştuğumuz Allah’ın ayeti değil, kendi ayetimiz olur ama fark etmeyiz…

Konuşmaya öyle dalmışız ki görüşlerimizi ayetlerle destekleyelim derken; “tam da ayet bunu söylüyor” deriz ve görüşlerimizi ayetleştiririz… Bu durumda artık biz, ayetleri konuşan değil ayetlerde konuşan oluruz… Bu ince noktaya dikkat etmeliyiz, ayetlerde konuşmak yerine ayetleri konuşmalıyız…

Kendi görüşümüzü, kendi bilgimizi ayetin altına dipnot olarak zikretmeliyiz… “Ben ayeti böyle anladım bu beni bağlar, isteyen bana uyar” deme erdemini göstermeliyiz… Ama “ayet tam da benim dediğimi söylüyor” dediğimizde, herkesi bağlayan bir sözü sarf ettiğimizin farkında olmalı ve hâşâ Allaha söylemediğini söyletme fiiliyatına girdiğimizi bilmeliyiz… Bu durumda Allah’ın indirmediğini Allah’a indirtmiş oluyoruz… Kur’ani bir tabirle “ayetlerin lafzında Allah’a iftira etmiş oluruz”…

Kendi pişirdiğimiz vahyi, ilahi vahiy olarak ortaya serme hakkımız yoktur… Ayetleri konuşurken biraz duralım, hevamızı durduralım, donduralım… Temkinli olalım, uçup kaçmayalım, ağır bir sözün elçiliğini yaptığımızın bilincinde olalım… Kur’an ile sözlerimizi beslemeliyiz, sözlerimizi ve söylemlerimizi Kur’an’a yüklememeliyiz…

Kur’an İle konuşanlar, hevalarını Kur’an’da konuşturmasınlar… Şeytandan Allah’a sığınarak ve Allah’ın adına uyarak Kur’an’ı okusunlar… Kur’an’ın; “Allah’a söylemediğini söyletenden, o’na yalan söz isnad edenden daha zalim kim olabilir?”(Hud:18) sualine cevap versinler…

Kur’an’a hicret edenler, heva ilahını yere sererler…
16.10.2013
Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 3267

YORUMLAR (5)

One Minute nin bir tiyatro olduğunu bildiğin halde bunu gerçekmiş gibi savunuyor, AKP ye oy istiyorsun. Al sana ``One Minut`` . Bu en güzel günler. AKP, BOP projesi gereği iktidar (muktedir değil) yapılmış bir partidir. Biliyor olmalısın ki, BOP Projesi sömürünün devamı ve İsrail`i emniyete alma projesidir. AKP nin görevi, İSRAİL`i bu halka sevdirmektir. Ama inşaallah başarmayacaklardır (özellikle emperyalizmin 37 yıldır başarmadıkları gibi)...04.05.2016 11:21
Son peygamberin örneği duruken, niye Hz Yusuf`u örnek veriyorsunuz? Darunnedvenin seni kral yapalım önerisini reddeden Resulullahın örnekliğini niye gizliyorsun. Erdoğan size, Demirel`in nurculara yaptığını yapacak. Uyanıncada iş işten geçecek. Göreceksiniz...04.05.2016 11:07
``Artık Kürt halkını dışlayan, PKK’nın güçlenmesine zemin hazırlayan eski devlet yok… Kürtleri kardeş sayan, eski Türkiye döneminde gasp edilen Kürt haklarını birer birer veren, Kürt ve Türk vatandaşları arasında ayırım yapmayan bir devletimiz var…`` yuh! İnsan bunu yazarken biraz utanır be! uzayda mı yaşıyor bu ``sözüm ona müslüman`` yazar? evet , tam bir saray yağdanlığı!15.09.2015 02:38
Kendi halkının yaşadığı zulme kör bakan,sistem ağzıyla konuşan ve ayan beyan ``saray yağdanlığı`` yapan bir yazı(yazar) olamaz! Yazık... 15.09.2015 02:35
ama o bir peygamber allah onu 7 yıl civarında bırakmış o normal insan değil ki28.06.2015 19:41

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.