Fethullah Gülen’in kitaplarında Ecevit hakkında sarf ettiği sözleri okuduğumda Hizmet hareketi olarak isimlendirilen “Fethullahçı Yapılanmanın” son zamanlarda Başbakan Erdoğan’a takındığı düşmanca tavır geldi aklıma… İslam’ın şiarı olan Başörtüsüne saldıran Ecevit’e övgüler yağdıran Fethullah Gülen, nasıl oluyor da Sayın Erdoğan’a “Firavun” diyebilecek, “ağır beddualarda” bulunabilecek kadar düşmanlık sergileyebilmektedir…
Merak ediyorum Fethullah Gülen başörtüsüne “furuat” derken acaba Ecevit’in işini mi kolaylaştırmak istiyordu? Yoksa arada bir pazarlık mı vardı? Ecevit gibi bir başörtü düşmanı neden Fethullahçı yapılanmayı sahiplendi? Bu sorulara her ne kadar olumsuz cevap verilse de elbette ki arada oy pazarlığı söz konusu idi…
Allah’ın farzını, başörtüsünü yasaklayan bir siyasi lidere övgüler yağdıran Gülen Allah’ın farzının, başörtüsünün üzerindeki yasağı kaldıran Başbakan Erdoğan’a neden düşmanca davranmaktadır? Yoksa Ecevit Erdoğan’dan daha mı dindardı? Ilımlı İslam’a göre bunun cevabı nasıl olur ben de bilmiyorum…
Fethullah Gülen’in aşağıda yazdıklarını okuduğunuzda eminim ki sizler de benim soracağım soruları soracaksınız? Fethullah Gülen’in “Sohbet-i Canan” isimli kitabının 124. sayfasında Ecevit hakkında sarf ettiği sözlerini aynen alıntılıyorum:
“Sayın Bülent Beye oy verilmesi hususunda da kat’iyen bir tavsiye ve teşvikte bulunmadım. Zaten Sayın Ecevit’in böyle bir talep ve beklentisi de olmadı.
Münasebetlerinde oy almayı hedef edinmedi. Bülent Bey dürüstlüğün sembolü oldu. Dün farklı, bugün farklı konuşmadı. Solu, Türkiye gerçeklerine göre yeniden şekillendirdi; “din”iyle, “ulusal değerleri”yle barışık bir sol kültür oluşturmaya çalıştı. Onun içindir ki, her dindarı mürteci görmedi. Solun, samimî dindarlarla barışık olabileceğini gösterdi. Basiretli Türk halkı da, dürüst ve tutarlı tavrının karşılığı olarak onu destekledi. O, kendisine yöneltilen bütün tenkitlere rağmen, özellikle yurt dışındaki kültür elçilerimiz olan fedakâr öğretmenlere ve eğitim faliyetlerine sahip çıkarak halkın gönlüne taht kurdu. Zannediyorum, seçimlerden sonra ayrılacak olmasaydı bu halk yine onu desteklerdi.
Milletimiz samimî gayretleri hiçbir zaman karşılıksız bırakmadı. Kim vefalı ve hasbî davranmışsa halk da ona karşı aynı vefa ve samimiyetle muamelede bulundu.”
Sayın Gülen! Yazınızda geçen “Ecevit’in barışık olduğu samimi dindarlar” sizin camia mı oluyor… Çünkü Ecevit sadece sizin camia ile barışıktı… Sizi koruyup desteklemesi, İslamın öğrenildiği İmam Hatipleri kapatması ve Başörtüsüne saldırmasını telafi edebilir mi?
“Her dindarı mürteci görmüyordu” sözleriniz ile acaba kendi camianızı “mürteci” görmediğini mi anlatmak istiyorsunuz? “Dini ile barışık bir sol kültür oluşturmaya çalıştı” sözünüz Başörtüsü ve İmam Hatiplere açılan savaşın neresine uyuyor… Ecevit’i hoş gören gözleriniz neden Erdoğan’ı Firavun ve Yezid olarak görüyor?
Ecevit’in Hizmet hareketi hakkında neler düşündüğünü Fethullah Gülen’in “Yaşatma İdeali” isimli kitabının 50. sahifesinden okuyalım:
“Merhum Bülent Ecevit`in –makamı cennet olsun– yapılan bu hizmetlerle alâkalı şöyle bir mülâhazası vardı: "Osmanlı Devleti, dünya muvazenesinde muvazene unsuru olan büyük bir devletti. Bütün devletlere sözünü geçirecek bir konumu vardı. Fakat o dönemde bile bu ölçüde bir açılım olmamıştı." Şimdi insanlar, bir, böyle büyük bir açılıma, bir de bu açılımın arkasındaki insanlara, o işin fikir mimarlarına baktıklarında, işin arkasında görünenleri gözlerinde büyütüp onlara büyük bir teveccühte bulunabilirler.”
Fethullah Gülen’in tasvip ederek naklettiği Ecevit’in sözlerine göre; bugün ülke gündemini meşgul eden, devleti maddi ve manevi birçok zarara uğratan, halkın yüzde ellisinin oyları ile iktidar olan bir siyasi hareketi linç etmeye, kapatmaya kalkan “hizmet hareketi” Osmanlı’dan daha başarılıdır… Güler misiniz, ağlar mısınız bu sözlere… Fethullah Gülen’in neden Ecevit’e sevgi beslediğini ve neden ona şefaatçi olacağı yönünde beyanda bulunduğunu şimdi daha iyi anlıyorum…
28 Şubat sürecinden en az zararla çıkan tek camia Fethullahçılardı… Bunun nedeni ise Ecevit ve Fethullah Gülen’in birbirlerine duydukları karşılıklı muhabbetti… Rabbim sevgilerini ahirette de daim eylesin…
Halkın iradesini tanımayan, halka rağmen hükümetle çatışmaktan geri durmayan, hoşgörüyü bırakıp “yak, yık, kurtul” mantığı ile hareket eden, hedefe ulaşmak için her türlü şantaj, iftira ve yalanı mubah gören bu Ecevit hayranlarının son on yılda en büyük desteği Sayın Erdoğan’dan aldıklarını çok iyi biliyoruz…
Ak Partinin verdiği desteğe büyük bir nankörlükle karşılık veren Para(lel) yapı artık tevbe etmeli ve yaptıklarından dolayı pişmanlık duymalıdır… Atalarımızın “Kendisine iyilik ettiğin kişinin şerrinden sakın” sözünü kulağımıza küpe yapmalıyız…
20.02.2014