Bizlere neden Erdoğan’ı desteklediğimizi soruyorlar… Biraz maziye gidip dün ile bugünü karşılaştırdığınızda, sizlerde vicdanınızın sesine kulak verip “Evet, Erdoğan” diyeceksiniz… Neden mi?
Üniversitelerin kapısında sırf başörtüsünden
dolayı bekleyen, elleri kelepçelenen, yurt dışında okumak zorunda bırakılan,
inandığı değerlere sahip çıktığı için okuma hakkından mahrum bırakılan, öteki
vatandaş muamelesi gören, horlanan, aşağılanan, ikna odalarına alınan, hoca
bildiklerinden furuat hezimetini duyduğunda yıkılan, gözyaşı dökmeye mahkûm
edilen bacılarımın, kardeşlerimin bugün sorunsuz bir şekilde başörtüleri ile
üniversiteye ve kamusal alana girdiklerini gördüğümde “Evet, Erdoğan” diyorum…
Katsayı
uygulamasının mağduru olan, rakipleri ile eşit şartlarda yarışmadığından dolayı
İmam Hatibi terk etmek zorunda bırakılan, İmam hatip orta kısmı kapatıldığı
için imam hatip için gerekli temel donanımı alamayan, imam hatip mezunu olduğu
için katsayı zulmüne maruz kalan ve bundan dolayı hak ettiği üniversiteye
yerleşemeyen kardeşlerim için bugün öyle bir sorunun olmadığını gördüğümde,
aksine imam hatiplerin bugün dolup taştığını, imam hatip okullarının
yaygınlaştığını ve çoğaldığını gördüğümde “Evet, Erdoğan” diyorum…
Kur’an kurslarına baskınların yapıldığını, Kur’an
okuma yaşının yükseltildiğini, camilerde Kur’an okumaya gelen birçok çocuğu
“yaşı tutmuyor” diye geri gönderildiğini, birçok Kur’an kursunun kapatıldığını,
bu yolla öğrencilerin dinden uzak yetiştirilmeye çalışıldığını hatırladığımda
bugün geldiğimiz noktayı takdir etmemek mümkün mü? Kur’an okumada yaş sınırının
kaldırıldığı, Kur’an kurslarının fazlalaştırıldığı, Yaz Kur’an kursları dâhil
olmak üzere tüm Kur’an kurslarına Kur’an, elif-ba ve kitap setlerinin bedava
dağıtıldığı, Kur’an kurslarına her türlü desteğin verildiği bu iktidar
döneminde “Evet, Erdoğan” dememeyi nankörlük değil mi?
Liselerde gençler, din kültürü dersini bir saat
görürlerken bugün liselerde isteğe bağlı olarak Din Kültürü derslerinin 7 veya
8 saate çıkarıldığını, “Hz Muhammed’in Hayatı”, “Kur’an Okuma”, “Temel Dini
Bilgiler” ve “Din Kültürü” dersleri adı
altında gençliğin dinlerini okul ortamında öğrendiklerini, artık öncelerden çok
farklı bir eğitim politikasının uygulandığını ve “dinsiz gençliğin” değil
“imanlı neslin” yetiştirilmek istendiğini gördüğümde “Evet, Erdoğan” diyorum…
Camilerin imamsız kaldığını, ehliyetsiz insanların
imamlık yaptığını, camilerin ilgisizlikten harabeye döndüklerini, imamların en
düşük memur maaşı ile vazife yaptıkları için ikinci bir işe muhtaç
bırakıldıklarını, hutbe ve vaazların merkezileştirildiğini, imam ve vaizlerin seslerinin
kısıldığını, Diyanetin köreltildiğini, köylerde ölü yıkayacak cenaze namazı
kıldıracak imam olmadığı için köylülerin uzak köylere gitmek zorunda
kaldıklarını, halkın din bilgisinden ve imam ilgisinden mahrum bırakıldıklarını
hatırladığımda bugünkü halimize şükrediyor ve her camiye imam atadığı, imam
maaşlarını iyileştirdiği, en ücra köyü imamsız bırakmadığı, atadığı 40 000’e
yakın imamla halkın din ihtiyacını gidermeye çalıştığı, merkezi vaaz ve
hutbeleri kaldırdığı, ana dilde hutbe ve vaaz uygulamasına start verdiği ve
Diyanetin üzerindeki baskıları bertaraf ettiği için “Evet, Erdoğan” diyorum…
Formasyon alamadığı için öğretmenlik yapamayan,
aldığı ilahiyat eğitimini atanamadığı için kullanamayan, asgari ücretle
çalışmak zorunda kalan, binlerce ihtiyaç olmasına rağmen görmezlikten gelinen,
irtica korkusuyla işsizliğe mahkûm edilen ilahiyatçı kardeşlerimin dün
yaşadıkları olumsuz şartları geride bıraktıklarını, birçok orta ve lise imam
hatip okuluna öğretmen ve yönetici olarak atandıklarını, imam, vaiz, müftü vs.
olduklarını, birçok üniversiteye araştırma görevlisi olarak başladıklarını ve
irtica korkusunun kalmadığını müşahede ettiğimde “Evet, Erdoğan” diyorum…
İmam Hatip mezunlarına uygulanan katsayı zulmünün
yanı sıra İlahiyat kontenjanlarının düşürüldüğünü, İlahiyat Fakültelerindeki
öğrenci sayısının hoca sayısının çok gerisinde kaldığını, birçok ilahiyatın
kapanma aşamasına geldiğini, kimi İlahiyatların kapısına kilit vurulduğunu,
İlahiyat ikinci öğretimlerin kapandığını gören ve yaşayan biri olarak bugün
İlahiyat kontenjanlarının arttırıldığını, ikinci öğretimlerin açıldığını,
kapanan ilahiyatların eğitime başladıklarını, 20 İlahiyat Fakültesine ek olarak
100 İlahiyat Fakültesinin açıldığını gördüğüm için “Evet, Erdoğan” diyorum…
Bu yazdıklarım Sayın Erdoğan’ın sadece Din ve Dini
Eğitim alanındaki icraatlarıdır… Eğitim, Sağlık, Ulaştırma, Ekonomi, Adalet,
Dış politika ve Asayiş alanındaki takdire şayan icraatları ise herkesin malumu
olduğu için yazmaya gerek duymuyorum… Ülkemize getirdiği refah ortamının
bekası, paralel ve derin devlet yapılanmalarının bir daha hayat bulmaması ve
gelinen seviyenin altına düşülmemesi için “Evet Erdoğan” diyorum…
“Evet,
Erdoğan” dediğimiz için birileri bize kızıyor, bizi kınıyorlar… Neden Sayın
Başbakan’ı sevdiğimizi ve onu sahiplendiğimizi soruyorlar? Size ne va’detti,
hangi beklentiler içindesiniz diyorlar? Bizi kendileri gibi bencil ve menfaatçi
zannediyorlar… Biz Erdoğan’a değil, icraatlarına “Evet” diyoruz… Bu icraatların
failini takdir ediyoruz, alkışlıyoruz, destekliyoruz… Hak, Halk ve Ümmet insanı
olduğu için kendisini seviyoruz…
Kendimiz için değil, “hakkın tahakkuku”, “halkın
tahakkümü” ve “ümmetin kurtuluşu” için “Evet, Erdoğan” diyoruz…
12 Mart 2014