Demirtaş dün Diyarbakır’da basın açıklaması
düzenlemişti… Onu dinlerken hem öfkelendim hem acıdım hem de tiksindim…
Herkesin gözünün içine baka baka hem yalan söylüyor hem de olan biteni
saptırıyordu… İnsaf adına tek cümle duymadım kendisinden…
Gülünç ve komikti gerçekten… Öyle şeyler
anlatıyordu ki şeytan bile yalanlarına kahkaha ile gülmüştür… Şiddetin
başladığı günden bugüne sessiz duran, olan bitene ses çıkarmayan Demirtaş
bugünkü konuşması ile adeta pişkinliğin kitabını yazdı… Herkesi enayi yerine
koyan Demirtaş’ın konuşmasının her bir cümlesi facia idi…
İşid’in Irak topraklarında doğduğunu, 4 saatte
Musul’u ele geçirdiğini, Türkiye’den beslendiğini, ikibin Tırın Suriye
üzerinden İşid’e silah taşıdığını söylüyordu… Arkadaş yavaş atta inanalım…
“Türkiye’nin tüm silahlarını toplasan belki ikibin tır etmez, sen ne diyorsun”
diyen çıkmadı… Çıkmaz çünkü korku dorukta, “aman bana dokunmayın da ne
yaparsanız yapın” diyen çoğunlukta… Suriye halkına giden yardım tırlarının
tümünü silah tırı olarak gören bir zihniyete ne diyebilirisiniz?
İşid Irak’ta doğmuş ise sizin Irak topraklarında
koğuşlanmış PKK’nız, Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetimi Barzani ve Peşmergeleri,
Irak Cumhurbaşkanı Talabani ve emrindeki Irak Ordusu ne yapıyordu? Eliniz armut
mu topluyordu? Bu üçü Irak topraklarında doğup büyüyen İşid’i durduramadı ise
Türkiye kendi topraklarında olmayan İşid’i nasıl durdursun veya desteklesin?
İşid’in tüm fiilleri Türkiye aleyhinde iken hala İşid’in arkasında Türkiye var
demek aptallık değil mi?
Siz yeri gelince PKK ile devlete meydan okumayı
bilirsiniz ancak çete diye tabir ettiğiniz İşid ile kendi varlık alanınızda,
Irak’ta PKK, YPG, Peşmerge ve Irak Ordusu ile bir olup mücadele edemiyorsunuz
ya da başarısız kalıyorsunuz öylemi?
Size inanmamı, sizi masum görmemi yani enayi gibi
“he he Demirtaş valla doğru söyledin” dememi beklemiyorsun değil mi? Git de bu
yalanları başkalarına anlat…
İşid’in Kürt halkının namusunu kendisine helal
saydığını, gittiği bölgelerde kadınlara tecavüz ettiğini söyleyen Demirtaş’a
“el insaf” denmeli… Elindeki görüntüleri, belgeleri yayınla da inanalım… İddia
etmek yetmez delil gerekir… İşid’in Kürt namusunu hedef aldığını söylemek
halkın öfkesini kudurtmaktır… İşid’i savunmak bana düşmez ama İşid düşmanlığı
ile İslam karalanıyor Müslümanlar hedef alınıyorsa o zaman bana düşen
iftiracılardan delil istemektir.
PKKHDP/BDP’liler tabanlarının hassasiyetleri ile
oynamayı çok güzel biliyor. Düşmanın bile olsa hakkında doğru bilgi ver ki
inandırıcı olabilesin. Demirtaş’ın Kürt halkının namusu ile ilgili sözlerini
dinleyen bir Hdp’li olsaydım kesinlikle sokak taşkınlığı yapan birisi olurdum…
Sokağa dökülen göstericilerin yüzde doksanı çocuk ve gençlerden oluşuyor ufak
bir yönlendirme ile ortalığı yakıp yıkabiliyorlar…
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın, Suriye olayları
başladığında “Suriye meselesinin iç meselesi” olduğunu söylediğini ama Kobani
söz konusu olduğunda “iç meselemiz değil” dediğini kaydeden Demirtaş, düşürülen
uçaklara, sınır kapısındaki patlamalara rağmen Türkiye’nin Suriye’nin içine
girmediğini bilmiyor mu?
Ya da Demirtaş, Suriye Kürtlerinin destek çıktığı
Esed yönetiminin kimyasalla katlettiği Araplar için Türkiye’nin hiçbir
müdahalede bulunmadığını bilmiyor mu?
Sahi siz aynı hassasiyeti neden Suriye Araplarına
kimyasal silahlarla yapılan katliamlarda göstermediniz? Irkınıza mensup
olmadıkları için mi? Hem şimdi katledilen Kürtler şimdi olduğu gibi dünde Esed
tarafındaydılar… Neden Esed’e “Kürtler sana karşı kıyam etmedi sen neden onları
korumuyorsun” demiyorsunuz?
Altan Tan’ın olayların hemen akabinde kullandığı
“hoşgörü ve kardeşlik dilini” maalesef Demirtaş’ta göremedik. Herhalde aynı
kaynaklardan beslenmedikleri, aynı ruhu taşımadıkları için olmalıdır… Bu
eylemler süresince öldürülenlerin en az 20 tanesi Hüda Par’a mensuptu…
Demirtaş, olgunluk gösterip de Hüda Par’a başsağlığı dilemedi, özür beyan
etmedi. Aksine kendi suçunu, parti ve örgütlerinin suçunu devlete ve kim
olduklarını söylemediği karanlık güçlere yıktı… Demirtaş, kendisinin bile
inanmadığı yalanlara kimi inandırabilir?
Sokağa saldığın kalabalığı durduramıyor kontrol
edemiyorsan eylemini iptal edeceksin… Tüm olan bitenlerin suçlusu
PKK/HDP/BDP’dir. Kobani’de öldürülen yüzlerce insan ile Diyarbakır’da
öldürdüğünüz onlarca insan arasında ne fark var… Ha bir ha bin değişen ne oldu,
sayı mı? Bir insanı öldürmekle bin insanı öldürmek arasında hiçbir fark yok…
Doğruya siz yapmadınız, birileri aranıza karıştı ve yaptı, devlet bu karanlık
güçleri bulmalıydı değil mi? Ya ne pişkinsiniz, ne utanmazsınız…
Demirtaş, Muş Varto’da bir vatandaşın polis eli
ile öldürülmesinden sonra olayların şiddete dönüştüğünü söylüyordu… Hâlbuki
Varto’dan önce Diyarbakır’da birçok Hüda Par’lı saldırıya uğramış ve
hayatlarını kaybetmişlerdi. Sayın Demirtaş! Artık her şeyin sanal ortamda
kaydedildiği dönemi yaşıyoruz nasıl bu kadar açık ve net yalan ve yanlış
söyleyebiliyorsun? Hükümet yetkililerinin açıklamalarının şiddeti
tırmandırdığını söyleyen Demirtaş’a “el insaf” demek lazım hükümet yetkilileri
şiddet eyleminiz için suskun mu durmalıydı?
Masum insanların geçim kaynağını, iş yerlerini,
birçok vilayette yerle bir ettiniz, bunların hepsi Kürt idi… Allah aşkına siz
kime düşmansınız kendi halkınıza mı? Esnafın günlerdir kepenkleri kapalı, zarar
çok büyük… Bu gidiş devlete bir gözdağı mıydı? Bak ben istersem bunu da yaparım
mı demekti?
Demirtaş ve sözcülüğünü yaptığı kitle çok iyi
bilsin ki Kürt halkı, PKK ve yandaşlarından ibaret değildir. Korku
imparatorluğu kurmakla hiçbir şey elde edemezsiniz sadece öfkelerin
birikmesine, kinlerin büyümesine sebebiyet verirsiniz. Sabır taşı çatladığında
iş işten geçmiş olacak. Doğu ve Güneydoğunun huzurunu çok kaçırmadan, Kürt
halkının huzur ve istikrarı için çalışın…
Hükümet yetkilileri halkı korumak için gereken
önlemleri almalı, barış sürecini korumak adına halkı PKK/HDP/BDP’ye yem
etmemeli… Unutulmasın ki Kürt sorunu eşittir PKK sorunu değildir… Sadece PKK ve
yandaşları değil tüm Kürt halkı mağdur olmuştur…
Özgürlükler ve temel hak ve hürriyetler noktasında
geriye dönülmemeli, halklara hakları iade edilmeli, insani yaşam koşulları
oluşturulmalı ve Kürt sorunu konusunda sadece PKK/HDP/BDP muhatap alınmamalı…
Barış süreci artık Kürt sorunu için değil başka amaçlar için kullanılır
olmuştur, dış güçlerinde oyun sahasına dönmüştür…
Türkiye
halkları şunu çok iyi bilsinler; Kürt halkı sokaklara dökülenlerden, etrafı
fitne ateşine verenlerden ibaret değildir… Huzuru, istikrarı, birliği,
beraberliği arzulayan Kürtler çoğunluktadır.
Medya yönlendirmesi ile Kürt halkı aleyhinde
olmayın, Şehirlerinizde yaşayan Kürtlere düşmanlık etmeyin, kardeşliğinizi
gösterin ki sokak serserileri daha çok adam kazanmasın…
Kürtler Osmanlının en sadık milleti idiler ve
şimdi de öyleler. Ak parti iktidarının en büyük destekçi kitlesi Kürtlerdir…
Hükümetin Kürtlere verdiği haklar temel hakları idi ve kimse bu hakları sağladı
diye hükümeti bu olaylardan dolayı suçlamaya kalkmasın…
İMAN EDENLERİN KARDEŞLİĞİ İMANSIZLARIN ELİ İLE
BOZULMAMALI…
10.10.2014