Yöneticilerin oylarla seçildiği bir ülkede oy
vermemek Demokratik sisteme dâhil olmamak değil aksine Demokratik sistemi
kullanmaya çalışan şeytanları desteklemek anlamına gelir…
Bu ülke siz
oy verseniz de vermeseniz de birileri tarafından yönetilecek…
Sükûtunuz, çekimserliğiniz, sandığa gitmemeniz
devleti yönetmek isteyen kötülerin işine yarıyor, iyilerin işini zorlaştırıyor…
Bunun için seçimlerde oy kullanmak kullanmamaktan evladır…
Unutmayın,
AK Partiye verilmeyen her bir oy CHP, MHP ve HDP’ye verilmiş demektir…
“Ben oy kullanmam, yöneticilerin hatalarına ortak
olmam” diyenlerin iki seçeneği var… Ya bu küfür diye nitelendirdikleri sistemi külliyen
terk ederler ya da bu sistemi ve imkânlarını kullanmayı bildikleri gibi oy
kullanmayı da bilecekler…
Adam hem bu sistemde öğretmen, memur, imam vs.
olacak, siyasilerin çizdiği sistemde görevini yapacak hem de “ben bu sistemde
oy kullanmam” diyecek olur şey mi? Adama demezler mi; “sen bu göreve başlarken
Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına uyacağına dair anlaşma yapmadın mı?” Bu ne
çelişki?
Devlet kademelerinde çalışmayan, ticaret ile
geçinen, serbest iş yapan “oy vermem, küfür sistemini desteklemem” diyen
kardeşlerim; sizin ticaretinizin, serbest işinizin kaçta kaçı sistemden
bağımsız… Ekmeğin dahi vergisi varken, yediğiniz ekmeğin dahi vergisini devlete
verirken, verginiz ile demokratik sistemi güçlendirirken siz hala nasıl sisteme
dâhil olmayacağınız söyleyebiliyorsunuz… Siz sistemin içinde, göbeğindesiniz…
Adamlar ülke sınırları içinde vatandaşlıktan doğan
her hakkı kullanacak, devlete vergi verecek, devletin sosyal güvencelerinden
yararlanacak ama seçimlerde oy kullanmamak için bin dereden su getirecek, haram
vs. diyecekler olur şey mi? Adama demezler mi; “tamam kardeşim oy atmak haram,
günahta; senin bu sistemin kanunlarında yaşam sürmene, bu sistemin olanaklarını
kullanmana ne denir? Yapmayın be kardeşim biraz daha düşünün…
“Ben
demokratik küfür sistemini benimsemem” diyebilirsiniz ben de demokrasi denen
şeytani sistemi beğenmiyor ve kabul etmiyorum… Ama sonuçta bu sistemde
yaşıyorum, istesem de istemesem de bu sistemin bir parçasıyım… O zaman sistemi
kendi lehimize çevirmekten, düşüncemize, imanımıza hizmetçi kılmaya
çalışmamızdan başka bir yolumuz yok…
Sarayda olmak, demokratik sistemde yönetici ya da
yönetilen olmak sistemi kabul etmek, onaylamak değil başka bir alternatif
çıkana ya da alternatif üretene kadar sistemi kullanmak demektir…
Ashabı Kehf’in mağaraya kaçıncaya kadar küfür
sarayında yönetim makamında bulunmaları, Hz. Musa’ya iman eden şahsın Firavun
sarayında üst makamlarda yaşam sürmesi, Hz. Yusuf’un kâfir kral tarafından
yönetilen Mısır’ın ekonomisinin başında hüküm sürmesi bizlere demokratik
sistemin geçici bir süreliğine kullanılabilirliğini göstermektedir…
Hz. Ammar’ın korkusundan dolayı kalbi imanla dolu
olduğu halde dili ile inkârının Allah tarafından küfür sayılmaması da
Demokratik sistemin insanlığın lehine kullanılabileceğini gösteren yeter
delillerden biridir…
Oyunuz bu
ülkenin, ümmetin geleceğinde söz sahibi olacaksa sizin oy kullanmamanız takva
değil şakvadır… Yaptığınız cihat değil günahtır… Siz birey olarak bu sistemi
değiştiremiyor, İslami sistemi hâkim kılamıyorsanız ki yıllarca bu denendi
başarı elde edilemedi…
O halde bu sistemi lehimizde kullanan,
çalışmalarımızın önünü açan, imanlı bir nesil yetiştirelim diye devletin tüm
olanaklarını Müslümanların ayağına getiren, Kemalist zihniyeti durduran,
devleti tüm kademeleri ile Müslümanların hizmetine sunan, dış güçlerin hedefi
haline gelen, ümmeti sahiplenen AK
Partiyi ve Sayın Erdoğan’ı desteklemek boynumuzun borcudur, görevimizdir…
Cihad sadece silahla, kalemle yapılmaz… 1 Kasımda
sandık başına giderek cihad yapabilirsiniz… Her bir oy İsrail’e, ABD’ye,
Suriye’nin katili Esed’e, Mısır’ın firavunu Sisi’ye, Rusya’ya, Almanya’ya,
İngiltere’ye, Paralele, Doğan Medyasına, Ulusalcılara, PKK’ya ve daha birçok İslam
ve insanlık düşmanı devletlere ve güçlere sıkılmış birer kurşundur…
Unutmayın, oy kullanmak günah değil cihattır…
20. 10. 2015