Sizler ümmetin yetim evladıydınız… Size sahip
çıkan kimse yoktu… İslam ülkeleri ve yaşadığınız coğrafyaların yöneticileri
batının kiralık adamlarıydı… Kardeş olduğunuz halklar da size yardım edecek
güce sahip değillerdi… Bugün size el uzatan, size arka çıkan, sizi sahiplenir
gibi görünen ABD, İngiltere, Almanya ve diğer batı ülkeleri sizi birinci dünya
savaşında bugün yaşadığınız karanlık günlere iten güçlerdi…
Onlardı sizi dört parçaya bölenler… Onlardı aynı
köyün içinde sınırı geçirip kardeşi kardeşten uzak tutanlar… Onlar idi Saddam
zalimine kimyasal silahları verip Halepçe’yi baştanbaşa katledenler… Onlardı
Suriye’deki Kürtlere kimlik verdirmeyenler… Onlardı size İran’da Farsların
sahip olduğu hakları kullandırtmayanlar…
Onlardı Türkiye’deki derin devlete emir yağdırıp
köylerinizden sürgün edenler, dilinize yasak koyanlar, devlet nimetlerinden
mahrum kılanlar… Onlardı siz Kürtleri ezdirenler… Onlardı sizi Kürt olduğunuz
için dışlatanlar, medyada aşağılatanlar… Neden mi öyle yaptılar… Ortadoğu’da
kurdukları düzen bunu gerektiriyordu… Bu düzenleri bozulduğunda sizi sahada
görmek istiyorlardı… Yani ilerde oynayacakları oyunun bir parçası yapmışlardı
sizi…
Hiç acımadılar, gözlerini kırpmadan öldürttüler
gençlerinizi… Bazen dağlarda çoban diye avladılar, bazen masum halkı PKK diye
katlettiler… Sizden birilerini sizi özgür kılsınlar diye dağa gönderttiler…
Ellerine silah verdiler, güç vadettiler… Kürt’lerin evlatları üzerinden
emellerini gerçekleştirmeye koyuldular… Oyunun farkına varanları devre dışı
bıraktılar…
Kürtleri yeni yüzyılın mazlum ve mağdur halkı
yaptılar… Sonra da yardım eder gibi göründüler, Kürt halkına yaptıkları
yardımların arkasındaki fitneyi sakladılar… Silah, bomba verdiler dağlara kamp
diktiler… Derin devleti, jitemi, ergenekonu dağlara köylere saldılar, kardeşi
kardeşe düşman kıldılar… Kardeşliğin içine kalleşliği yerleştirdiler…
Sonra Erdoğan geldi… Yüzyıllık zulme dur dedi…
Olağanüstü hali doğuda sona erdirdi… Boşaltılan köylere geri dönüş yolunu açtı…
Yasak dil uygulamasını kaldırdı… Mazlum Kürt haklarına gasp edilen haklarını
bir bir iade etti… Doğuya iş adamlarını yönlendirdi… Yatırımlar yaptırdı… İş
alanları oluşturdu… Batıya yapılan hizmetlerin aynısını doğuya taşıdı…
Kürtlerin yarasını kaşıyanların yaralarını kaşıdı… Kardeşliği aşıladı… Kürtçe
yayın yapma yolunu açtı, 24 saat Kürtçe yayın yapan devlet televizyonu TRT 6’yı
yayına başlattı, Kürtçe eğitim veren özel okulların açılmasını sağladı,
Kürtçeyi seçmeli ders yaptı, Kürtçe enstitüleri açtırdı, Kürtçe meal bastırdı…
Türkiye tarihinde ilk defa bir Başbakan
Diyarbakır’da Kürt sorununu dile getirdi… Türkiyenin yıllarca sorunlu olduğu
Barzani ile Diyarbakır’da boy gösterisi yapıldı… Ülkeye girişi yasak olan Şivan
Perwer bizzat Başbakanın davetlisi olarak Diyarbakır’a geldi ve hükümete destek
çağrısı yaptı…
Batının emrinde kukla gibi çalışan PKK ile barış
süreci başlattı… Kardeş kardeşe kurşun sıkmasın diye PKK ve HDP nin tüm
şımarıklıklarına göz yumdu… Kürtlerin önünü açtı… İnsanca yaşama haklarının
gasp edilemeyeceğini her fırsatta dillendirdi… Kürtleri kendi egemenlikleri
altına almaya çalışan Paralel çeteyi çökertti…
Ey Kürt kardeşlerim! Size gelecek sunan, üzerinize
oynanan oyunları bozmak için çırpınan, doğu ve batıyı kardeş kılmak isteyen,
sizi bu ülkenin öz unsuru gören, sizi üzen sizi kıran NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
yazılarını dağlardan kaldırtıp, andımızı okullarda okunmasını yasaklayan,
Kürtlere haklarını bir bir vermeye çalışan, 80 yıllık zulmü 10 yılda bitiren,
doğuya refah getiren, doğuyu yeni baştan devlet imkânları ile inşa eden,
fırsatlarla donatan AK Partiyi desteklemeliyiz… Kazanımlarımız sürsün, zulümler
bitsin, oyunlar bozulsun, silahlar sussun, küfür kudursun, sahipsizliğimiz
bitsin diye AK Partiyi desteklemeliyiz…
Ey Kürt kardeşlerim! Sizi temsil eden parti HDP
değil AK Partidir… Sizin partiniz düşmanınızla anlaşma yapmayan, size dost
görünen batı düşmanınıza rağmen haklarınızı koruyan, size sağladıkları
imkânlarla batının oyunlarını bozan AK Partidir…
Yarın 1 Kasım seçim günümüz… Ya haklarımızı,
kazanımlarımızı, kardeşliğimizi, dinimizi, birlik ve beraberliğimizi
oylayacağız ya da düşman oyunları ile bir ömür oyalanacağız… Yarın sadece seçim
günü değil küfre ve zulme kinimizi, öfkemizi kusma, hesaplaşma, meydan okuma,
küfrü şaşırtma gündür… İnşaallah sandıktan tek başına AK iktidar çıkar… Bu
sefer İsrail değil Filistin coşkulu kutlama yapar…
Yarın 1 KASIM, 10 Kasım’da ölenlerin bitirdikleri
Osmanlıyı yeniden diriltme günü olacak inşallah… 10 Kasım Osmanlıyı
bitirenlerin bittiği gündü inşallah 1 Kasım Osmanlıyı diriltmek isteyenlerin
milat günü olacak…
Haydi, kardeşlerim yarın sandık başına, kâfirlerle
zalimlerle, batıyla hesaplaşmaya, hainleri durdurmaya… AK iktidarı oylamaya…
31. 10. 2015