Ey Nuh, yılgınlığın üzerimize çöreklendiği,
davetçilerimizin yorgun düştüğü, küfrün üzerimize bin bir koldan üşüştüğü bu
zamanda seni arar gözlerim… Seni anmakta kifayetsiz kalır sözlerim… Nasıl
dayandın bilmek isterim? Sendeki dava aşkını görmek isterdim…
Bir değil yüz değil bin sene… Yürüdün dava yolunda
azimle… Muhaliflerin vardı içerden, ailenden… İnanıyorum ki bu seni
sarsmaktaydı derinden… Ey Nuh, nasıl bir azimdi sendeki? Yüzyıllar devam etti,
bitmek bilmedi, azmin hiç tükenmedi, yürüyüşün kesilmedi…
Büyük bir davaya gönül vermiştin… Davanı her şeye
öncelemiştin… Bu mübarek yolda gençliğini, ömrünü tüketmiştin… Yılmak, durmak
nedir bilmedin… Gece gündüz, gizli açık hep tebliğ ettin… İmana gelmedi oğlun,
eşin ve kavmin… Büyüktü derdin… İnsanlığın içinde çaresiz, yalnız ve
kimsesizdin…
Senin de bir hayatın, herkes gibi bir ailen vardı…
Ama davan; ailenin, geçiminin önünde koşardı… Ateşe yürürken insanlık, yüreğin
yanmadan duramazdı… Yürek yangının seni yerinde saydıramaz, bana neci
yapamazdı… Dünyalıklara tamah edenler, mümkün değil seni anlayamazdı…
İnanmıyordu sana gafiller… Sana başka bakıyordu
gözler… Yüz çeviriyordu senden sefiller… Meydan okuyordu sana hadsizler… Seni
görünce geriliyordu yüzler… Kuduruyordu öfkeler… Üst üste geliyordu eziyetler,
işkenceler, zulümler… Ama seni durdurmuyordu tüm engellemeler…
Bir gemin vardı karada rabbim gözetimi altında
inşa ettiğin… Gemiye binen kurtulur dediğin… Çok istemene rağmen oğlunu ve
eşini bindirememiştin… Helak zamanı kendisi ile felaha erişmiştin… Bugün biz
öyle bir gemi inşa edemedik… Kendimizi de neslimizi de helake terk ettik…
Dile kolay 950 sene… Her günü ayrı bir çile… Her
gün her an bir mücadele… Çırpınmaktaydın delicesine… Kavmin helak olmasın,
insanlık hayat bulsun, yeryüzü ifsad olmasın diye… Ama bunca mücadeleye rağmen
çıkmamıştı istediğin netice…
Sen mesaj oldun bizlere, rehber oldun
davetimize... “Çalışan kazanır, yatan kaybeder”, “Dava yolunda emeklilik
yoktur”, “Başarmak değil çalışmak esastır” mesajlarını ulaştırdın imanlı
nesillere… Ve sen ey Nuh, 950 yıl rabbe çağıran elçi ve sen ey ilahi daveti bir
ömür sürdüren insan, artık davetin dillere destan…
Ey Nuh, dava yolunda oğlunu ve eşini kaybettin…
Eşin ve oğlun ise sadece seni değil cenneti de kaybettiler… Asıl kayıp dünya
kaybı değil ahiret kaybıdır… Nuh’un ailesine ve muhataplarına düşen yola
dikilmek değil Nuh ile birlikte davanın çilesini çekmektir yapamıyorsa engel
olmamak için yoldan çekilmektir…
02. 04. 2016