Bu
seçimde HDP’li seçmenin çoğunlukta olduğu köyde sandık başkanı olarak görev
yaptım… Köye birkaç korucu ve birkaç asker güvenliği sağlasınlar diye
görevlendirilmişlerdi… Bunun dışında seçimin şeffaf geçmesi ve sorunsuz bitmesi
için hiçbir tedbir alınmamıştı…
Seçim
başlar başlamaz köyün önde gelen ismi kaşla göz arasında herkesin gözü önünde
oyunu açık kullanıp HDP’ye verdi… Amacı oyların açık kullanılmasının yolunu
açmaktı, uyardım ve bu durumun bir daha tekrarlanması halinde oyları iptal
edeceğimi söyledim… Azınlıkta kalanlar ve gönlü başka partilerde olanlar açık
oy kullanılması halinde mecburen oylarını istemedikleri ve köyde güçlü olan
partiye vereceklerdi… Buna izin vermedim…
Seçimin
başında HDP’li sandık üyeleri ile hafif tartışma yaşadım… AK Partinin
görevlendirdiği sandık üyesi ise sesini çıkaramıyordu… Her sandıkta birçok
HDP’li değişik görevler ve farklı parti isimleri altında sandık görevliliği
yaparken maalesef AK Partiden sadece bir üye vardı, müşahid dahi yoktu… Her
tarafta HDP’li görevliler vardı ve köyde çoğunluğu oluşturdukları için sesleri
çok çıkıyordu…
HDP’li
üye ve bazı seçmenler aile reislerinin toplu oy kullanmalarına izin verilmesini
istediler, kabul etmedim.
Herkes
kendi oyunu kullanacak; ”Resmiyet bunu gerektiriyor, ne HDP ne AK
Parti ve ne de başka bir parti için bana emanet edilen görevi kötüye
kullanamam” dedim…
“Kadınlarımız
cahil, bilmiyorlar bari eşleri ile birlikte kabine girip birlikte oy
kullansınlar” teklifinde bulundular,
reddettim…
Siyasi
görüşümü bir kenarda bırakacağımı ve herkese adil davranacağımı, görevimin
gereği seçim kitapçığında belirtilen her kanunu uygulayacağımı söyledim…
Genç
bir delikanlı eşi ile oy kullanmaya geldi, eşi ile birlikte oy kabinine
giremeyeceğini, yasak olduğunu herkesin hiçbir etki altında kalmadan gizli oy
kullanması gerektiğini ifade ettim…
Genç
karşı koydu… Babası da söze karıştı, sesler yükseldi, babası kürtçe bana
sövmeye başladı, oğlu üzerime yürüdü derken köylülerde içeri girdi, sesler
gittikçe artıyor tehditler sıralanıyor ve üzerime yürüyenler çoğalıyordu… Asla
taviz vermeyeceğimi gerekirse seçimi iptal edip gideceğimi söyledim… Korucular
ve jandarma beni korumaya aldılar ama tansiyon gittikçe yükseliyordu…
Seçimi
iptal edeceğimi duyduklarında geri adım attılar, üzerime yürüyenler dışarı
çıkarıldı, köy muhtarı araya girdi, “en azından kadınlarımıza nasıl oy
kullanacakları öğretilsin” dedi…
Bizde
sandık üyelerimiz ile birlikte sandığı kontrol altına alıp, okuma yazma
bilmeyenlere oylarını nasıl kullanacaklarını tarif etmeye başladık ve seçimi
başarı ile hiçbir olumsuzluğa ve haksızlığa meydan vermeden noktaladık…
Ama
maalesef duyduklarım ve bana gelen haberler her sandık başkanının böyle
davranmadığını, çoğunun ürkek ve korkak davrandığını, özellikle doğuda birçok
yerde açık ve toplu oy kullanıldığını işittim ve bizzat başka sandık
üyelerinden ve görevlilerinden duydum… Birçok yerde seçim saatleri içinde oy
kullanması gereken kişiler mevcut olmadığı halde yerlerine oy kullanıldı…
Açık
ve net söylüyorum bu seçimlerde birçok yerde sandık başkanları ve üyeler
kanunlara uygun davranmadılar… Bu yüzden birçok oy korkudan, mahalle
baskısından vs. nedenlerden dolayı başka yerlere kaydı… Eğer gizli oy
uygulanmış olsaydı seçim sonuçları başka olacaktı…
Bu
yazıyı yazmamın amacı seçimlerin şeffaf ve adilce gerçekleşmediğini dile
getirmektir…
ÖSYM
sınavları nasıl ki kamera eşliğinde gerçekleştiriyorsa her bir seçim salonunda
da kameralar olmalı, başkan ve üyeler kameralarla gözlemlenmelidir… O zaman
kimse yanlış yapamaz, kimselere ayrıcalık tanınamaz… Ufak bir istihbari bilgi
ile seçimlerde yaşanan haksızlıklar ortaya çıkarılabilir…
AK
Parti 13 yıllık iktidarı boyunca halen seçimlerin şeffaflığı konusunda bir şey
yapamamış, adım atamamışsa diyecek söz bulamıyorum…
Sadece
ülkenin değil ümmetin geleceğini belirleyen bu seçimlerde yeterli ve gerekli
tedbir alınamıyorsa, şeffaflık ve kontrol sağlanamıyorsa yapacak bir şey yok
demektir…
Seçimde
sadece bu olumsuzluklar yaşanmadı… Resmi araba ile seçim sonuçlarını Muş İl
Seçim Kuruluna getirdik ama HDP’li seçmen yolu kapatmışlardı… Arabamızın
kapısını açtılar ve bizlere ilk sordukları soru HDP’li üye var mı sorusu idi…
HDP’li üye yoksa arabadan indirmiyorlardı ve maalesef polis beş metre ötede
olmasına rağmen kalabalığa karışmıyor ve görev alanının dışına çıkmıyordu…
Bizler kendi kaderimize terkedilmiştik…
Bu
seçimde görev almak ciddi bir risk üstlenmek demekti… Allaha şükür sabah 6:
00’da başladığımız seçim görevini gece 24.00’te bitirmiştik… Hükümetin yıllar
önce yapması gereken şey, seçimleri kamera sistemi ile takip etmek ve bunun
için gerekli önlemleri almaktı… Maalesef yıllardır bunun için hiçbir adım
atılmadı…
Bir
sonraki seçimde gerekli önlemlerin alınması için en kısa zamanda bir altyapı
çalışması yapılmalıdır… Seçimlerde sandıktan kim galip çıkarsa çıksın seçimler
şeffaf hale getirilmelidir… Gerekli ve yeterli güvenlik önlemleri alınmalıdır…
Seçimlerin şeffaf geçmesinin tüm seçim çalışmalarından daha önemli olduğu
unutulmamalıdır…
17.
06. 2015