Batılın karşısında hakkı dirilten, hak yolunda ölenleri diri diye ilan eden bir ruhtur Kur’an… Kadir suresinin ”tenezzelü’l-meleiketü ve’r-ruhu” ayetinde geçen ruhtur Kur’an… İnsanlığın ölmeye yüz tuttuğu, kalplerin ölüme yol aldığı bir zamanda, Kadir gecesinde inen, hesapları değiştiren, ölmüş beyinlere can veren, ruhun kendisidir Kur’an…
Kur’an öyle bir ruh ki içine girdiği bedeni hareketlendirir, içine girdiği kalbi diriltir, pasif kişileri aktifleştirir, korkakları cesaretlendirir, yerinde sayanları ilerletir, sorumsuzlara sorumluluk verir, bilgiyi bilince bilinci eyleme çevirir, köle Bilallerin ruhunu özgürleştirir, dünya tutsaklarını cennet sevdası ile azade eder, zalimlerin oyunlarını yerle bir eder, insanları diriliş gününe hazırlar…
Kur’an ruhtur; harekete geçirecek, berekete erdirecek bedenler arar… Kur’an’ın girdiği beden ruh bulur, mutlu, huzurlu olur… Kur’an, hiçbir saldırının öldüremediği, hiçbir ihanetin yaralayamadığı, zamanın yaşlandıramadığı, çağların aşamadığı, zalimlerin ortadan kaldıramadığı, tahrifçilerin bozamadığı bir rahmet ve hidayet kitabıdır…
Kur’an diridir, her yerde ve her alanda söz sahibidir… Kur’an; canlıdır, dinamiktir, eyleme davettir; söz değil fiil ister, kendisini okuyana durmamasını, ilerlemesini öğütler… Kur’an; dünya ve ahiret dengesidir… Kur’an’ı okuyan kişi; onun önünde ölünün muğassilin(ölü yıkayıcısının) elinde olduğu gibi olmalıdır… Tüm ön yargılarını öldürmeli, Kur’an’ı kendine yar bilmelidir…
İnsanın yaratıldığı ilk günde, insana üflenen ruha gönderilen bir ruhtur Kur’an… İnsana üflenen ruhu; çözüm, öneri, emir ve yasakları ile rahatlatandır Kur’an… Kur’an; ruha rehberdir, akla mihenktir, sese ahenktir, hayata renktir, gözlere zevktir, sözler içinde tektir…
Kur’an; aklı dirilten bir ruhtur… Aklın karanlıklarına Kur’an ışık olmuştur… Akıl, Kur’an’ın çırağı, tarlasıdır… Kur’an ise aklın ustası, çiftçisidir… Aklı, Kur’an’ın çiftçisi; Kur’an’ı aklın tarlası yapanlar, hem aklı hem de Kur’an’ı kaybederler… Şu bir gerçek ki, aklı süren çiftçi değişirse, akılda bitenler ve işleyişlerde değişir… O halde bakmalıyız aklımız kimin tarlası, kimdir aklımızın ustası?
Kur’an, aklın verimli yerini bilir... Aklın neresi, neye, muhtaç ise Kur’an tarafından o ekilir… Kur’an’ın ekmediği akıl, Allaha karşı dikilir… Kur’an, aklı medeni eder değilse o akılda delilik biter… Kur’anı akıl edinin… Kur’anla aklınıza rabbi rehber edinin…
Hevalarını akıllarına usta tutanlar, yanlış algıları ile Kur’an ayetlerini ölü görenler, yorumları ile ayetlere can katmak isteyenler, ölü olan ayetler değil sizlersiniz ve Kur’an’la ruh bulması gereken akıl fakirlerisiniz… Kur’an’ı anlamaya çalışmayan ölü beyinlerin, Kur’an’ı kendi anlam dünyalarında anlamlandırmaya çalışmaları, diri olan ayetleri katletme girişiminden başka değildir…
Ey insan! Bu kitap sana hayat vermek için geldi, sen ise onu hayatın dışına itiyorsun… Sana ruh olmak için geldi, sen ise onu öldürüyorsun… Sana seni anlatmak için geldi, sen ise onu anlamak istemiyorsun… Sana şifa olsun diye geldi sen ise ona yanaşmıyorsun… İnsanlık huzur bulsun diye geldi sen ise onun huzurunda bulunmuyorsun… Sana nur olmak için geldi sen ise karanlığa sarılıyorsun… Biliyor musun? Sen Kur’an’dan uzaklaşmakla sadece kendini harcıyorsun…
Unutma! Ruhsuz kalmış bedenler nasıl çürümeye mahkûmsa, Kur’an’sız kalan hayatlarda çürümeye mahkûmdur… Çünkü Kur’an, hayatın gerçek ruhudur… Çürümemek için Kur’an’a yürü, Kur’an’la yürü…
Kur’an; ruhunuza ruh, aklınıza akıl olsun… Hayatınız Kur’an’la can bulsun…
21.10.2013