GÜNAH ÇETESİ
Şantaj taifesine kısa bir bakış,
Siz tarihte günahlar üzerinden geçinen, insanların günahları ile bir yerlere gelen mümin ya da müminler topluluğu hiç duydunuz mu? Eminim ki duymadınız… Çünkü yok ve tarihte hiç olmadı böyle müminler… Ama şimdi aramızda var öyleleri… Kendilerine demişler “hizmet gönüllüleri”… Mübarekler(!) sanki günahın hizmete dönüştüğü organizeli “günah çetesi”… “Şantaj taifesi”…
Bu çetenin gözü hep yükseklerde, tepelerde… Yönetilmeyi değil yönetmeyi istedi durdu her nedense… Onun için eli kasetlerde, kulağı dinlemede, gözü günah izciliğinde… İnsanların mahremlerine kadar girmekte, ulaştığı bilgi ve belgeleri başka ellere servis etmekte sonra da hiç haberi yokmuş, ak ve pakmış gibi olan biteni seyretmekte… Ne zamanki emellerine kezzap döküldü işte o zaman kezzab(Yalancı) yüzleri göründü…
Hizmet kılığına girmiş şantajcılar, şantajlarını ZAMAN’la yayanlar, BUGÜN’leri oyun, desise ve iftiralarla dolu olanlar, günaha, çirkefliğe TARAF olanlar, SIZINTI mahsülü bilgileri ile ümmete sıkıntı yaşatanlar artık nereye kadar? SAMANYOLU galaksilerinde ihanet hesapları yapanlar, DÜNYA’larında gerçek çehrelerini saklayanlar, MEHTAP’larda halkı uyutmaya çalışanlar artık nereye kadar? NİL’i geçen Musa’yı Firavun diye tanıtanlar, AKSİYON’larını müminlere karşı kullananlar artık buraya kadar… Artık sizi tanıdı tüm insanlar…
Müminler, topluma zarar veren günahları cezalandırır, günahın büyümesinin önünü alır, kişi daha da günaha batmasın diye çalışırlar… Ama bu günah çetesi öyle mi? Topluma zarar veren günahkârları bilirler, onları devamlı izlerler, görüntülerini çekerler, günahlarının daha da artmasını beklerler, ne kadar çok günah o kadar çok imkân ve kazanç diye sevinirler… Günahı kazanç kapısı görenler, ahlakı günahlarda gömenler; bugün olsa Ömerler, inanın sizleri zillet gömleğine mahkûm ederler…
Günahı açığa çıkarmayı marifet bildiniz… Günah kasetleri ile doldu eviniz, her yeriniz… Kirli işlerinizden habersizdi çevreniz… Bir baskın ve birkaç haberle, paralel devletinizle halkı kandırabileceğinizi, iktidarı devireceğinizi zannettiniz… Ama beceremediniz… Kendinizi bitirdiniz… Şimdi düştü maskeniz… Anladık artık kimsiniz, kimlesiniz… “Biz toplumu kötülerden temizliyoruz bunun için tasfiye ediliyoruz” der gibisiniz, hatta dediniz… Bu sözünüzle “kendilerine yeryüzünde fesat çıkarmayın denildiğinde biz düzelticileriz” diyenler gibisiniz…
Topluma fesat tohumunu ektiniz… Hükümeti hırsızlıkla itham ettiniz… Ülkenin dış itibarını zedelediniz… İHH gibi bir temiz bir hayır kurumunu el kaide ile birleştirdiniz… Hükümeti de destekçi gösterdiniz… Sahi neydi derdiniz… Bu entrikaları kiminle çevirdiniz… Barış sürecini sabote ettiniz… Kanın dökülmemesine anaların ağlamamasına şükretmediniz üstelik MİT’i ve başbakanı ihanet içinde gösterdiniz… Barış olacaksa sizin kontrolünüzde olsun istediniz, olmayınca karşı atak geliştirdiniz…
MİT ile kavgaya giriştiniz… Sahi neydi MİT’le alıp veremediğiniz… Neden MİT’e diş bilediniz? Yoksa MİT çıkınca elinizden, Küresel güçlerle yaptığınız işbirliğinin deşifre edilmesinden, içyüzünüzün bilinmesinden mi çekindiniz? MİT sizin için son kale olacaktı… Devlet; Yargı, Emniyet ve Mit yapılanması ile kuşatılacaktı… Paralel devletiniz son halini alacaktı… Büyük operasyon asıl o zaman start alacak ve başarıya ulaşacaktı… AKP engeli yıkılacaktı, devlet büyükleri itibarsızlaştırılacaktı… Böylelikle vesayetiniz başlayacaktı… Ümmet ABD’ye ve İsrail’e pazarlanacaktı… Kim bilir kaça satılacaktı… Seçimsiz zafere ulaşılacaktı… Oyun büyüktü tutmadı, çünkü MİT büyük Ustayı uyardı, önceden tedbir alındı, kriz büyümeden atlatıldı…
Daha yargı sürecinde olan davaları medyanızda karara bağladınız… Masum insanları karaladınız… Her gün aleyhte yayınlar yaptınız… Masumlara beddualar yağdırdınız… Sonra da ilgimiz yok diye açıklama yaptınız… Militan savcılarınızla başkaldırdınız… HSYK’nızla yargıya ayar vermeye kalktınız… Meğer yargı yapılanmasını tamamlamak için referandumda oy avına çıkmıştınız… Anladık ki sizde her şey vatan için değil cemaat içinmiş…
Eskiden cunta darbe yapmaya kalkardı şimdi ise “Paralel Devlet yapılanması”… Sormak gerekmiyor mu nerde kaldı hoşgörü palavrası? Hani ellerinde kaset vardı, bombalar patlayacaktı… Gündem sarsılacaktı… Ne oldu hileleriniz yan yattı çamura mı battı? Neye üzülüyorum biliyor musunuz? Bugüne kadar size gönül vermiş nice masumlar bulundukları makamlardan ya edildiler ya edilecekler… Bir akılsızın ya da sorumsuz ağabeylerinin cezasını çekecekler, gönül vermiş olmanın bedelini ödeyecekler… Zaten tarihte bu hep öyle olmuştur tavan sefa sürer, taban cefa çeker…
Halkın devlet kurumlarına olan güvenini yıktınız… Mülkün temeli olan adaletin temeline kibrit suyu döktünüz… Bizi koruması gereken Emniyet birimini parsellediniz… Artık güvenlik ve yargıdan emin değiliz… Vicdanına göre mi hocasına göre mi yargıladığını bilmediğimiz ve devlete mi örgütlerine mi çalıştıklarından şüphe ettiğimiz polis ve yargıçlara nasıl güven tazeleyeceğiz… Kurunun yanında yaşında yanmasına neden sebebiyet verdiniz… Saygınlığınızı, dürüstlüğünüzü kaybettiniz…
Halkın desteği Erdoğan’a daha da arttı, beklediğiniz gibi bir kayıp bir çöküş yaşanmadı… AKP’nin herhangi bir cemaatin partisi olmadığı ispatlandı… Milli iradeyi ABD ve İsraili’in hatırına hiçe saydığınızı millet anladı… Halk sizi cezalandırdı… Gazetelerinizi evlerine, iş yerlerine almadı… Sizin tehditkâr köşe yazarlarınıza inat Erdoğan kefenlerle karşılandı… Ümmet siz ve size karşı olanlar diye ikiye ayrıldı… Gerçi topluluğunuz kendini hiç ümmetten saymadı…
Bu da gelir bu da geçer ağlama, sızlanma ey derin yapılanma… “Kendim ettim kendim buldum bunun için devlet dairelerinden kovuldum” diye kendini sorgula… Suçu başkalarında değil kendinde ara… Artık gözlerimizi açtınız, masumiyetinize inandıramayacaksınız… Eski dostluğunuzu bulamayacaksınız… Bulandırdığınız sudan bir daha içemeyeceksiniz… Aslında size minnettarız AKP’yi size mensup kiralık akıllardan ve menfaat uşaklarından temizlettiniz… AKP’yi güç verdiniz…
Ey günah çetesi! Şecaat arz ederken sirkatini gizlersin, biz seni böyle bildik bilesin... Ne oldu, ne değişti de barış istemektesin, mektuplar göndermektesin… Abdullah Gül’den medet dilenmektesin… “Dün nerde isek bugünde ordayız” deyip sandıkta AKP’ye oy vereceğini ima etmektesin… Gülerce’nin ağzından GÜLEN’CE’yi söyletmektesin… Allah bilir ya yine ne oyunlar peşindesin…
06.01.2014
Yasal Uyarı
Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar.
Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.