Büyük devletler bir iki münferit eylemle
aralarındaki ilişkinin bozulmasına izin vermezler… Rus elçisinin öldürülmesi de
Türkiye- Rusya ilişkilerinin bozulması için bir sebep olmaz… Bunu yaptıran
güçler başka şeyler hedefliyorlar… Ne gibi mi? Türkiye’yi Rusya karşısında
mahcup bir şekilde masaya oturtmak, Türkiye’nin üçlü zirvede başını öne
eğdirmek, Rusya’nın elini güçlendirmek… Bu ölümden karlı çıkan kim Rusya ve
İran… Karlı olan başaktör olabilir mi diye düşünmeliyiz…
Her provokasyonda aklımıza ya ABD ya İsrail gelir
peki neden Rusya gelmez… Halep’e bomba yağdıran Rusya Ortadoğu politikasında
daha güçlü olmak için kendi elçisini öldürtmüş olamaz mı? Ya da İran olamaz mı?
ABD bu kadar mı ahmak sizce… Fetö ihanet çetesi tasfiye edildikten sonra
ülkemizi bekleyen tehlike yeni maşaların kim veya kimler olduklarının tespiti
olmalıdır… Unutulmamalı ki düşman sadece bir maşa kullanmaz… Mutlaka yedekte
bekleyen maşaları vardır… Fetö ihanet çetesinin dışındaki maşalar tespit
edilemezse ihanetlerin ardı arkası kesilmez…
Bu ülkede maşa kullanan sadece ABD ve İsrail mi?
Elbette değil… Almanya, İngiltere, Rusya, İran vs. birçok devletin ülkemiz
üzerinde emelleri vardır… Emelleri varsa maşaları da olacaktır… O halde
devletin istihbarat ağını güçlendirmesi, kurumları tertemiz yetkin ve etkin
isimlere devretmesi gerekmektedir… Değilse bir Fetö bir PKK gider başkaları
gelir…
Her ihaneti Fetö’ye bağlamak ne kadar yanlış ise
her ihaneti Fetö’den bağımsız okumaya çalışmakta bir o kadar yanlıştır… Fetö
yıllarca oluşturduğu teşkilatının bu hale gelmesinin hesabını soracaktır… Daha
nice ihanetlere imza atacaktır… 15 Temmuz ihanetini gerçekleştiren bir terör
örgütü daha nice terör örgütleri ile işbirliği yapacaktır… Fetö’den atılan işin
başında etkin rol oynayan hainler bu ülkeye bedel ödetme yoluna gidecek ve bu
konuda hiçbir sınır tanımayacaklardır…
Ülke hiç olmadığı kadar bir bütün ve yekvücut
olmuş durumda… Bu bütünleşme düşmanların birleşmesini sağlayacaktır… Onun için
ne PKK Fetö’den ne Fetö PKK’dan bağımsız değildir ve olmayacaktır… Çünkü ikisi
de aynı patronun köleleridir… En tehlikeli insan kendini kandırabilen insandır…
Bu iki örgütte kendisini kürtçülük ve dincilikle kandıran insan müsveddeleri
ile doludur… Bunun için bunlar için her yol mubahtır…
Kayseri’de savunmasız askerlere, İstanbul’da
Polislere saldıran düşman kudurmuş düşmandır… Kudurmuş düşmanın ise sonu
yakındır… Rus elçisinin öldürülmesini sakın Halep, Suriye intikamı olarak
okumayın… Suriye’de mazlumlara yol veren, her türlü bedel ödeyen mazlumların
hamisi, abisi konumunda olan Türkiye’nin ellerini kollarını bağlamak olarak
okuyun… Eğer elçi öldürülmeseydi biz üçlü zirveye daha güçlü bir şekilde
katılırdık…
15 Temmuzdan sonra bu ümmetin şahlanacağına, bu
ülkenin ayağa kalkacağına inancım arttı… Çünkü en büyük ihanet şebekesi
temizlendi… Ülkenin vücudu büyük bir virüsten kurtuldu… Halk olarak bizlere
düşen kişisel menfaatlerimizi bir kenara bırakmak ve geleceğimize odaklanmak…
Hainlere fırsat vermemek, acımamak…
Derdi büyük olanın gönlü de büyük olur… Büyük
dertler büyük adamlar doğurur… Büyük düşünmeden büyüyemeyiz… Büyümeden
büyüklenenlere baş eğdiremeyiz… Onun için aramızdaki küçük hesapları kapatmalı,
derdimizi küçük dünyamızın dışına çıkarmalı büyük adam olmalıyız… Büyük adam
olmadan büyük devlet olunmaz gerçeğini unutmamalıyız… Tarih yazanlar her zaman
için küçük dünyalarından sıyrılıp büyük dünyalara adım atanlar olmuştur…
Unutma derdin büyüdükçe sen de büyüyeceksin…
Büyümek için değil haksız zalim büyükleri yere sermek için büyüyeceksin…
Ümmetin vahim halini gördüğü halde hala küçük dünyasından memnun olanlar varsa
durum vahim demektir…
Unutmayın! Derdini ve dünyasını büyütenler korkuyu
ve hüznü yenenlerdir…
20. 12. 2016