Bu hikâyede kullandığım dil ve üslubumdan dolayı
okuyucularımdan özür dilerim…
Gerçek hayattan alınmış bazı figürler hikâyemde
hayali bir karaktere dönüşmüştür… Şerefsiz bir karaktere sahip olan hikaye
kahramanını yazıda isimlerini zikrettiğim hayvanlara benzettiğim için zikre
konu hayvanlardan da özür diliyorum…
Zamanların birinde “Kedicik Cinneti” diye bir yer
varmış… Kedicik cinnetinin başında Yahudilere köpeklik eden biri bulunurmuş… Bu
Yahudi köpeği aynı zamanda ruh hastası biriymiş ama bunu çok az kimse bilirmiş…
Ülkenin değişik yerlerinden kedicikler alır; onları allar pullar ekrana
sunarmış… Onların etleri üzerinden halkın dikkatlerini kendi üzerine çekmeye
çalışırmış…
Bu domuz ruhlu ihtiyarın birazda sakalı varmış…
Kendini bazen mehdi bazen mehdinin askeri diye tanıtan bir şeytan askeriymiş…
Kendinin kedicikler üzerinden yayın yaptığı bir A(di) dokuz canlı ekranı
varmış… Etrafını çevreleyenlerin birçoğu da kendi gibi A(hlaksız) O(nursuz)
imiş… Şeytana “Ad(a)nan” bu vatan haini dış düşmanların oklarını Müslümanlara
atan bir “Oktar’mış”
Bu ahlaksız mahlûkun mehdi inancını sürekli
gündeme getirmesi Müslümanlara, “siz asla adam olamazsınız, sizi ancak mehdi
kurtarır, oturun mehdiyi bekleyin” mesajın vermek içinmiş. Yani Müslümanları
inancı ile vurmayı hedefleyen bir sinsi şeytanmış... Bir ton makyaj ve boya ile
ekrana sürdüğü et yığınlarını ekranlarda teşhir etmekle hem ahlakı bozmayı, hem
genç nesli ekranlara kilitlemeyi hedefliyormuş… Namus düşmanı nesil bozucusu
muslihleri/düzelticileri oynuyormuş…
Bu şerefsizin adilikte üstüne yokmuş… Her türlü
namussuzluk kendisinden beklenirmiş… O dönemde mazlumları ezen, zalimleri
besleyen A(macı) B(ozgun) D(evşirmek) olan bir devlete ve uydusu sayılan
İ(tler) ülkesine ajanlık yaparmış… Dönemin bu zalim ve hain devletleri bu adam
kılıklı, ruh hastası, hayvanların aşağısındaki mahlûka her türlü maddi ve
siyasi imkânları sağlarlarmış… O da ipini koparmış köpek gibi sağda solda salya
akıtırmış… Arkasındaki gücün mağruru bu cehennem yolcusu cibilliyetsiz,
ahlaksız, manyağın parayla satın aldığı “satılmışlardan” müteşekkil ordusu da
varmış…
Ne diline ne beline hâkim olamayan bu köpek
suratlının, domuz ruhlunun ismi kıtalar aşmış ama cismi beş kuruş etmezmiş… Bu
adi mahlûk sadece cinsel alanda değil fikir alanında da tam bir namussuzmuş…
Bilim hırsızı imiş… Sağdan soldan, doğudan batıdan devşirdiği bilgileri kendi
üretmiş gibi yapar, güzel kâğıtlara basar farklı dillere çevirir ve kitap
pazarlarına sürermiş…
Kitaplarında öz ismini kullanmaz aksine H(ırsız)
Y(üzsüz) bir şekilde iki temiz insanın ismini kullanırmış… Amacı Yahudi
devletine giden yolu yürümekmiş… Masonluğu tescilli marka bir kâfirmiş…
Yeryüzünün gelmiş geçmiş en adi, en ahlaksız, en karaktersiz, en kâfir ve en
namussuz İslam düşmanı imiş…
Müslümanların ülkesinde kendi egemenliğini kurmuş
şerefsiz mahlûk o kadar adi ve yüreksizmiş ki kendini Yahudi değil Müslüman
diye tanıtırmış… Tabi kendini Müslüman tanıtıp ekranlarda namussuzca
davranmasının bir amacı varmış… Amacı neymiş diye sormayın... Amacı Müslümanları
namussuz, kadın düşkünü ve sapık diye göstermekmiş…
Bu adi mahlûk önceleri kendini Müslüman tanıttı,
samimiliği oynadı, Müslümanların güvenini aldı ardından da mehdiliğini ilan
etmeye hazırlandı… Ona gelen emir değişmiş olmalı ki ilk çıktığı zamanların
aksi bir tavır içine girdi… Şerefsiz, haysiyetsiz, kişiliksiz, mütekebbir,
arsız bir tavra büründü… Kim oldukları nerden geldikleri belli olmayan
kediciklerle hem ekranda hem ekran gerisinde oyun oynaş, sarmaş dolaş olurmuş…
Utanmaz, edepsiz, İslam düşmanı bir kâfir olduğunu
anlayanlar onun hakkında değişik yerlerde yazı yazınca, ona uşaklık eden, para
kölesi, iman yoksunu avukatları hemen bu yazanları dava ederlermiş, birçok para
alırlarmış… Kimse bu köpekleşmiş Yahudi hakkında yazı kaleme alamaz olmuş… Ona
dokunan yanıyormuş…
Binlerce dosyayı incelemekten aciz yargı ne
hikmetse bu soysuz keferenin davalarını hiç bekletmezmiş… Kedicik cinnetinde
şehvet cinneti geçiren bu insan müsveddesinin her davasının lehte sonuçlanması
halkın yeniden yargı hakkında düşünmesine neden olmuş... Dine saldıran bu
haysiyetsize tepki gösterenler neden yargı önünde mağlup konuma geçiyorlar?
Dine saldıran bu alçak neden davaları kazanıyor? Dinin bu ülke de değeri ne
kadar? Diye soruyorlarmış...
Bu namussuzun “kedicikler cinneti” diye
isimlendirdiği yer, Müslüman bir iktidarın emri altındaki ülkede imiş…
Namussuzluğuna ise din giysisi giydirmiş Şehvet delisi, ekran serserisinin
sözlerinin ikisinden birisi ya inşallah ya da maşallah olurmuş… Kediciklerine
her fırsatta sulanır ve ekranlar karşısında “ağzını yerim senin” gibi şerefsiz
ve namussuz sözler edermiş… Maalesef dönemin Müslüman iktidarı bu facir kefere
hakkında hiçbir işlem yapmamış, adi mahluk gün geçtikçe azmış…
Tımarhaneden çıkmış bir deli görüntüsü veren bu
akıl ve edep fukarası ile etrafını çeviren hayâ ve edep mahrumu kedicik ve
köpekçikler ekranlarda Ankara havası çalıp oynarlarmış… Ekran tam bir pavyon ve
diskoyu andırırmış…
Dönemin Müslümanları bu ahlak yoksunu, akıl ve ruh
dengesi bozuk, şizofrenliği kesin olan A(rsız) O(nursuz) köpekten
rahatsızlarmış ama ona dokunamıyorlarmış… Arkasında büyük (d)ayılar varmış…
Hikâyemizi namus düşmanının hazin sonu ile bitirmek isterdim ama inş. devamı
başka bir zamana…
Tarih dinsizlerin, densizlerin yüzüne değil dini
kullanan namussuzların yüzüne tükürmeye devam edecektir…
Tükürün şerefsiz yüzlere, yüreksiz kalleşlere…
28.10.2014