“Lider gider, dava biter…” kaygısını taşıyanlara…
Allah, Kur’an’da Hz. Süleyman’ın ve Hz. Yakub’un
ölümü hariç hiçbir peygamberin ölümünü zikretmez...
Ama zalimlerin ölümlerinden ve acı akıbetlerinden
bahseder… Neden? Çünkü peygamberler Allah katında diridirler… İslam yolunda
ölenler de öldürülenler de diridirler… Kur’an’a göre bedenin ölmesi değil
davanın ölmesi ölümdür, hatta ölümlerin büyüğüdür...
Hz. Süleyman’ın ölümünün zikredilmesi ise
anlamlıdır…”Koca bir saltanatı olsa da
insan, ölümlüdür, ölmeye mahkûmdur” mesajını vermektedir… Önemli olan doğru
yolda ölmektir… Hz. Süleyman’ın ölümünün geçtiği pasaj, batıl bir anlayışı
yıkmak için zikredilmiştir...
Cinlerin gaybı bildiği safsatasını yıkmak için
Allah, Hz. Süleyman’ın ölümünü zikreder ve: “Eğer cinler gaybı bilselerdi Süleyman’ın ölümünü bilirlerdi.” Diye
buyurur… “Peygamberlerin ölümü bile davaya hizmet eder” mesajını da alıyoruz bu
kıssadan… Öyle bir hayat yaşa ki ölümün dirilişlere vesile olsun… Öyle bir
hayat yaşa ki ölümün batıla son kapak olsun…
Kur’an, Hz. Yakub’un ölüm anında çocuklarına nasihatinden
ve onları sorgulamasından bahseder… Yakub çocuklarına; “benden sonra kime
kulluk edeceksiniz?” diye sorar ve Allah’a kulluk edeceklerine dair onlardan
söz alır… “Bununla bizlere dava yolunda emeklilik yoktur, ölüm gelinceye dek (hatta
ye’tike’l yakin) dava yolunda çalışmak vardır…”mesajını vermektedir… Hem dava
hem de dava adamı için son yoktur…
Ölüm dünya hayatının sonu ahiret hayatının
başlangıcıdır… Onun için dava adamının hayatı ölümden sonra başlar… Yasin suresinde şehrin uzak yerinden gelen
adamdan bahsedilir, peygamberlere iman etmeye çağırdığı için kâfir kavim
tarafından şehid edilir…
Bu mü’min adam ise ölüm anında veya öldükten
sonra; “Keşke kavmim bilseydi, rabbim
bana neler bahşetti” sözlerini sarf eder… Bununla tüm mü’minlere; “dava
ölümle bitmez, devam eder, dava adamı için ölüm son değil yeni bir
başlangıçtır…” mesajını iletmektedir… Bu gerçek hikâyeden; “Mü’min insanı dava
yaşatır” gerçeğini öğreniyoruz…
Zalimlerin ölümleri ile davaları da biter… Bunun
için ölümleri zikredilir… Çünkü hareketleri şahıslarına bağlıdır ve ölümleri
davalarının da ölümü demektir… Ama İslam davası Peygamberlere değil diri olan,
ölmeyen ve ölmeyecek olan Allah’a dayanır… Bunun için Peygamberler ölse de dava
devam eder… Çünkü İslam, Allah’ın davasıdır...
Meryem suresinde, Meryem’den babasız olarak doğan
İsa ve yaşlı bir adam olan Zekeriya ile kısır olan eşinden doğan Yahya
anlatılır… Müşrikler “ebter” diyorlardı Hz. Muhammed’e… Yani “soyu bitti, erkek
evladı kalmadı dolayısı ile davası da biter” diyorlardı…
Meryem suresi de Mekki bir suredir… Ve bu surede
babasız doğan İsa ile kısır anadan doğan Yahya anlatılır müşriklere… Ve adeta
şu söylenir tüm müşrik zihinlere: “Allah istese erkek olmadan da nesli
sürdürtür… Davanın devamı soyun devamı ile değil misyonun devamı iledir… Bakın
Yahyaları da kesmeye çalıştılar İsaları da… Ama ilahi dava bitmedi, sürdü ve
hep surecek Muhammedler gider ama dava devam eder… Çünkü bu davanın sahibi
sadece Allah’tır…
Meryem suresinden şu ana mesajı çıkarabiliriz:
“Siz soyu değil misyonu (ilahi davayı) yaşatın… Çünkü soyun bekası misyonun
(ilahi davanın) bekasına bağlıdır…”
Gençler! Davanız İslam olsun, çabanız daim olsun,
yarınınız cennet olsun…
04.11.2014