Cumhurbaşkanımız Sayın Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan ve AK Partimizin seçim çalışmalarına gölge düşürmemek adına uzun
zamandır birkaç konu üzerinde görüşlerimi belirtmekten kaçındım.
Dostlarımın da telkiniyle ertelediğim, sevdalısı
ve hizmetkârı olmaktan büyük şeref duyduğum Mardinli hemşehrileriminde
rahatsızlık duyup benimle dertleştikleri konularında içinde olduğu bu
hususlarla ilgili basın mensuplarının sorularını 24 Haziran seçimlerinin
ertesinde cevaplayacağımı söylemiştim.
Önceki dönem Mardin Milletvekilliği görevini
başarıyla yürüten Kızım Ceyda Bölünmez Çankırı’nın Sayın Cumhurbaşkanımız ve
Başbakanımızın desteğiyle İzmir milletvekili adayı olarak görevlendirilmesinin
ardından Mardin’deki saha çalışmalarına katkıda bulunmak üzere Mardin’e geldim.
Bir ay boyunca seçim çalışmalarında çok değerli İl
Başkanımız Sayın Nihat Eri ve Seçim Koordinasyon Merkezimizin çıkardığı program
çizelgesi kapsamında teşkilatlarımızla, milletvekili adaylarımızla birlikte
saha çalışmalarına katıldık. 24 Haziran seçimlerinde En büyük hedefimiz
ülkemize karşı içerde ve dışarda oynanan oyunları boşa çıkartmak, büyük devlet
adamı ve liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti
iktidarının devamını sağlama adına Mardin’den güçlü bir destek vermek oldu. 24
Haziran’da çıkan seçim sonuçlarının Büyük Türkiyemize, AK Davamızın reisi Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ümmet coğrafyasına bölgemize ve
Mardinimize hayırlı olsun.
Partimizin teşkilatlarımızın büyük gayretiyle
hemşerilerimizin desteğiyle 24 Haziran’da Mardin’den bizleri gururlandıran
güzel bir sonuç çıktı. Çıkan seçim sonucunda Mardin’den iki milletvekilimizi
meclise uğurlayacağız. Ancak uzun zamandır seçim atmosferi yaşayan biri olarak,
daha büyük bir seçim başarısının daha iyi bir seçim çalışmasıyla
yakalayabileceğine inanıyorum. Bu süreçte hükümetimizin bölgemize, Mardin’e
yaptığı hizmetleri anlatamadık. Hizmetleri anlatma noktasında, yapılan
hizmetlerin sahiplenilmesi konusunda siyaset kanadıyla hiçbir şekilde rol
paylaşılmadığı gibi, yapılan hizmetler siyasete mal edilmedi. Bu alanda seçim
satında eksik, aksak bir çalışma yürütüldü. Kuşkusuz burada Mübarek ramazan
ayının seçim çalışmalarına denk gelmesinin önemli bir etkisi vardır.
Seçim çalışmalarına başlarken Mardin’e geldiğimde
herkesin dilinde ama özellikle de Reisimizin yolunda ilerleyen AK Davaya gönül
vermiş kardeşlerimizin bana sorduğu soru şuydu.
24 Haziran
Milletvekili aday listesini rektör mü yaptı?
Milletvekilli görevinden bu yana yakın çalıştığım
iki defa listesinde bulunma şerefi ve gururunu yaşadığım AK Parti listelerine
dışarıdan müdahale etme ihtimalinin olmadığını en iyi bilenlerden biri olmama
rağmen seçim çalışmalarındaki motivasyona, koordinasyona zarar vermemek adına
sessizliğimi korudum.
BASINA VE
KAMUOYUNA
Mardin Artuklu Üniversitesi rektörü Ahmet
Ağırakça, twitter hesabından “iki gün uykusuz kaldık ama başardık, çok
iyi bir liste oldu” minvalinde bu beyanı listeye giremeyen 88 aday
adayı arkadaşımızın moralini ve partilerine olan güvenini sorgular hale
getirmişti. Seçim çalışmalarına eşlik etmem için davet ettiğim bazı arkadaşlar,
“kimin için çalışacağız Ahmet Ağırakça’nın listesi için mi?” Diyorlardı.
Bu talihsiz açıklamanın yanında sosyal medya
hesabından “Cumhurbaşkanımızın Mardin Temsilcisi olduğunu, AK Parti’yi
hırsızlardan temizleyeceğim” diyen de aynı kişiydi.
İl Başkanımız Sayın Nihat Eri, rektör beyin bu
beyanatını, Milletvekili Listesinin AK Parti Genel Merkezi ve Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldığını açıklayarak yalanlamış oldu.
Ancak ben buradan birkaç ekleme yapmak isterim. AK
Partimizin bir tek lideri var o da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Mardin’de de
onu teşkilat olarak temsil eden kişi il başkanından başkası değildir.
Mardin Artuklu Üniversitesi’nin başında olan ancak
üniversiteden başka her yerde olan Rektör Ahmet Ağırakça, Cumhurbaşkanımızın
temsilcisi değildir. AK Parti, Türkiye’nin birliğinden beraberliğinden yana
olan AK gönüllü, koca yürekli gönüldaşların büyük devlet adamı dünya liderinin
bayraktarlığında toplandığı bir büyük davanın hareketin adıdır. Burada
bulunanlara hırsız nitelendirmesi yapmadan önce, başında bulunduğu
üniversiteyi, Üniversiteler arası başarı sıralamasında sondan ikinciliğe hapseden,
5 fakültenin dekanlığına vekalet eden, aldığı tam maaşı hak etmeden ayın
yarısından fazlasını Mardin dışında geçirenler önce kendilerine baksın.
Ve soruyorum, sözde bir A4 kağıdının hesabını
yapan Sayın Rektör, hak etmeden alınan maaş, helal midir haram mıdır? Bunu
Mardin halkının takdirine bırakıyorum.
ÜNİVERSİTEDEKİ
BAŞARISIZLIK
Mardin Artuklu Üniversitesi’nin kurulma kararı
çıktığında Mecliste milletvekiliydim. O dönemki arkadaşlarımızla birlikte
şehrimiz üniversiteye kavuşacak diye çok sevinmiş ve heyecan duymuştum.
Üniversitemiz kuruldu, hayırsever bir işadamı ve eğitim gönüllüsü bir Mardinli
olarak bu üniversitede fakülte yaptırma sözünü ilk ben verdim. Çok şükür bir
fakülte yerine iki fakülte yaptırdım. Başka arkadaşlarımızda da fakülte yaptıranlar
oldu. Aradan geçen 15 yıllık süre içerisinde baktığımızda üniversitemiz hala
çok vasat bir görüntü veriyor. Üniversiteler arasında başarı yok, Mardin gibi
inanç turizmi bağlamında gelişen, gelişim sağlayan kadim şehir adına
yükseköğrenimde hedeflenen çıkış, markalaşma gerçekleşmedi. Mutlaka kurum
içerisinde birikimli-nitelikli başarılı hocalarımız vardır. Bu hocaların iyi
birer hoca olduğundan da şüphem yok. Üniversitenin akademik kadrosunda saygı
duyulacak hocalarımızı tenzih ederek söylüyorum maalesef üniversitemizden
umulan ve beklenen başarı bir türlü gelmedi. Üniversitemiz eğitimdeki
başarısının dışında her şeyle anılır oldu. Mardin Artuklu üniversitesi adına
basına yansıyan her haber eğitim ve eğitim başarısı dışındaki farklı bir
başarısızlıktan, kısır döngüden, polemiklerden söz ediliyor. İşte bu tablo bu kuruma iki fakülte yaptırmış
bir eğitim gönüllüsü olarak beni çok üzüyor. Şimdi ki aklım alsa bu
üniversitenin bünyesine iki fakülte yaptırmazdım. Kendi kurduğum vakfın
bünyesinde Mardin’e bir özel üniversite kurardım. Ve dahi imkanım olsa o
üniversitedeki iki fakültenin altına tekerlek takar, başarısızlıkla adı anılan
üniversiteden o iki fakültemi de çıkarırdım.
ÜNİVERSİTE
CAMİ MESELESİ
Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahraman’ın bir
süre önce Mardin’e geldiğinde benim ve il protokolünün de bulunduğu bir ortamda
Sayın Rektör, yarım kalan Üniversite Camisinin tamamlanması için Meclis
Başkanımız Sayın İsmail Kahraman’dan Caminin tamamlanması için sponsor
bulunmasını, 5 milyon vererek camiyi tamamlayacak hayırseverin ismini de camiye
vereceğini söyledi. Rektör bey bu talebini Meclis Başkanımıza iki kez
tekrarlayarak destek istedi. Bu talep iki kez tekrarlanınca ilkinde benim
Artuklu Üniversitesi’nin mevcut durumundan dolayı bir çivi dahi çakma niyetim
yoktu. Meclis Başkanımız Sayın Kahraman, bu camiyi tamamlamam için gözlerimin
içine bakarak “Süleyman Bey bu camiyi tamamlar” dedi. Meclis Başkanımızın bu
sözünü ben de emir kabul ettim ve olur dedim.
Bunun üzerine verdiğimiz sözü tutmak ve çalışmalara başlamak üzere
rektör beyden izin istedim ancak rektör bey makamında şahitler huzurunda
yaşanan o diyaloga rağmen caminin Diyanet İşleri ve Maliye Bakanlığı
imkanlarıyla yapacağını duyurdu. Ben buna bir türlü anlam veremedim. Sponsor
aramak için meclis başkanından destek istedi, hayırsever ve Mardinli bir
işadamı olarak bunu ben istedim ama gönlü neye razı olmadı. Belki de rektör bey
sponsor 5 milyon versin bir şeye karışmasın o parayı ben kendim kullanırım diye
aklından geçirmiş olabilir, bilemem. Rektör bey, sonradan vatandaşlara,
işadamlarına attığı mesajlarla camiyi yaptırmak için yardım ve bağış talebinde
bulunmasına hala da anlam vermiş değilim. Biz, Caminin tamamlanması için yer
tesliminin bize yapılması için resmi yazıyla başvurumuzu da gerçekleştirdik.
Cami bize verilmedi ama rektör bey, aynı camiyi yaptırmak için önüne gelen her
vatandaşımıza hesap numarası atmaya bağış talebinde bulunmaya devam ediyor.
Şimdi buradan şunu sormak istiyorum, Camiyi tek başına tamamlamak isteyen bir
hayır sever varken, camiyi önce devlet imkanlarıyla, sonra da hayırsever
vatandaşlara mesaj ve hesap numarası göndererek maddi destek isteyen rektör
beyin niyeti, iyi niyetli bir çaba olarak okunabilir mi? Şahsen ben bunu iyi
niyetli görmüyorum, benim gibi düşünen çok insanın olduğunu da sahadaki
çalışmalarım sırasında gördüm.
KAYYUMLARIN
ÇALIŞMALARI
Kayyum belediyeleri konusuna gelince; benim
belediyelerle ilgili görüşlerim ortada, belediyelerin yaptığı hizmetler de
ortada. Gerçekten de geçmiş dönemlerdeki belediyecilik hizmetleriyle
kıyaslanamayacak kadar güzel hizmetler yapıldı. Ancak burada Kayyum
belediyeleri yapılan hizmetleri, hükümetin siyasi cenahından uzak, onlara
rağmen yapmış gibi bir görüntünün içinde olmasına üzülüyoruz. Kayyumlar, bu
hükümetin atadığı yönetimlerdir. Kayyumların elde ettiği başarı da, başarısızlığının faturası da hükümete
kesildiğini düşünüyorum. Bundan hareketle yapılan hizmetlerin vatandaşlara
anlatılmasında hükümetin yaptığı katkıların dile getirilmesi, işaret edilmesi
gerekiyor. Devletin imkanlarını mümkün olduğu kadar tasarruflu kullanarak,
vatandaşın yaşam kalitesine direk dokunacak çalışmalara yönlendirerek, siyaseti
de paydaş ederek, siyasi iktidarın yereldeki temsilcilerini, aktörlerini de
işin içine katarak iktidara mal etmekten geri durulmaması gerektiğini
düşünüyorum.
Kayyum süreci boyunca vatandaşların yapılan
hizmetlerde sosyal medya hesaplarında ve bir kısım medya kuruluşlarında iddia
edildiği gibi özellikle de personel alımı ve ihalelerin verilmesindeki
yöntemler konusunda ciddi rahatsızlık içerisinde olduklarını saha çalışmaları
sırasında gittiğimiz her yerde duyduk. Ben önce vatanını, milletini, bayrağını
ve ülkesini seven bir vatanperverim, bütün bu değerlerden sonra hizmetkarı
olmaktan şeref duyduğum Mardin’i ve Mardinlileri çok seviyorum. Bir Mardinli
olarak, bir Mardin Sevdalısı olarak memleketime ve memleketimin insanlarına
farklı alanlarda desteklerim olmuştur. Bunu bütün Mardin halkı, hemşerilerim
çok iyi biliyor. Mardin’den hiçbir zaman para kazanmak gibi düşüncem asla olmadı.
Bir işadamı olarak benim Mardin’den hiçbir maddi talebim, ya da beklentim
olmamıştır. Mardin’de şahsen ne benim ne de hiçbir yakınımın hiçbir ihaleye
girmemiştir, hiçbir ihaleyle ilgili talebimiz yada yönlendirmemiz asla
olmamıştır. Bunu açık açık söylüyorum ve bunu Mardin’deki bütün yöneticiler çok
iyi biliyor, aksini iddia eden ve ıspatlayacak kimse de varsa hiç durmadan bu
konuyla ilgili açık bir şekilde açıklama yapsın. Mardin kamuoyunda devletin
vatandaşa hizmet etmek üzere gönderdiği ödeneklerde, yaptığı hizmetlerde,
verilen ihalelerde ve alınan personellerde yeteri kadar hakkaniyetli
davranılmadığı yönünde bir yargı var. Ben kamuoyundaki bu yargıyı yakın
dostlarımın bulunduğu dost toplantılarında hep dile getirdim ve eleştirdim.
Bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Bunu bir Mardinli olarak söylüyorum; Bunu
sevdalısı olduğum Mardinli hemşerilerim adına ifade ettim, ediyorum. Yoksa
benim bir beklentimin olmadığını beni tanıyan herkes çok iyi bilir. Peki dost
meclislerinde neleri konuştuk: Kamu ihaleleri şeffaf ve herkese açık olmalı
dedim, gizli kapaklı olmamalı dedim, Kurumlarımızda Mardinli onca nitelikli
yönetici, idareci varken farklı ilişkilerden dolayı başka şehirlerden keyfi bir
şekilde yönetici, idareci transferi yapılmamalı dedim, Mardin’de Mardinli
oldukları halde iş yapamadıkları için ciddi krizlerle karşı karşıya kalan
tüccarlarımız, işadamlarımız, müteahhitlerimiz dururken, bu işadamlarının her
gün çekleri kaşelenir ve iflasa sürüklenirken farklı şehirlerden doğrudan
teminlerle, basit kırımlarla ihalelerin verilmemesi gerektiğini hep söyledim.
Mardin’de işsizlikle kıvranan onca insanımız varken, işe alınacakları
listelerle seçmenin hakkaniyet çerçevesinde olmadığını, olmayacağını söyledim.
Bir Mardin sevdalısı olarak, Mardin’in hizmetkârlığına kendisini adamış bir
insan, bir işadamı olarak her zaman bunları söyledim, bunları söylemeye de
devam edeceğim.
İşte dile getirilen ve rahatsızlıkların sebebi
olan bu sıkıntıları dile getirmesem eğer ben her defasında dile getirdiğim O
Mardin sevdama zeval getirmiş olurum. Onun için diyorum ki, geçmişteki
belediyelerin yanlışlarına nasıl tepki getirmişsem bugünde yapılan bu
yanlışlara sessiz kalmadım. Bu yanlışları düzeltecek, bunları denetleyecek olan
ben değilim.
Şahsen benim için Mardin’in ve Mardinlilerin
menfaati bütün menfaatlerin üzerindedir.
SÜLEYMAN BÖLÜNMEZ
22. Dönem Mardin Milletvekili