• Ana Sayfa
  • »
  • “OY” VERMEK GÜNAH DEĞİL, CİHATTIR

“OY” VERMEK GÜNAH DEĞİL, CİHATTIR

İslam ümmetinin kurtuluşu, ülkemin şahlanışı, zalimlerin oyunlarının bozulması için haydi kardeşim, 1 Kasım’da oyunu “One Minute”, “Dünya Beşten Büyüktür” diyen liderin kurduğu partiye, AK Partiye ver…

 


 

Türkiye’de yaşayan ama asla oy kullanmayan kardeşlerimizin olduğunu biliyorum… Eskiden hak veriyordum, oy vermemelerine saygı duyuyordum, ses çıkarmıyordum ama şimdi işler değişti… Darbecilerin yerine halkın evlatları geldi… Vesayet dönemi kapandı… Devletin kapıları halka açıldı...

 

Bu değişim halkın desteği ile oldu… Ne kadar çok destek o kadar çok güç ve hizmet demektir… “Ne değişti” konusunu tartışmayacağım zira gözüne perde çekenlere istesem de hiçbir güzelliği gösteremeyeceğim… Bu ülkede çok şeylerin değiştiğini her insaf sahibi bilmektedir… Bu oy vermeyi günah veya şirk addeden kardeşlerimizin düşleyip yapamadıklarını ve hatta düşleyemediklerini oy verdiğimiz insanlar yaptı…

 

Kimi vakıf, dernek ve illegal oluşumlardan oy kullanmanın günah veya küfür olduğu gerekçesi ile oy kullanmama yönünde çağrılar yaptıklarını ve sosyal medyada bu çağrıyı çoğalttıklarını duyuyor ve görüyorum… Bu kardeşlerimiz maalesef bu çağrıyı dini duyarlılıkları gereği yapıyorlar ve bu bildiri ile sistemle mücadele ettiklerini düşünüyorlar…

 

Düşünüyorlar ama doğru düşünmüyorlar… Yanlış bilgilerle yatıp, yanlış düşler görüyorlar…”Batıla sessiz durmanın, batılla mücadele verene destek çıkmamanın zulüm olduğunu” kendilerine nasıl anlatacağım bilmiyorum… Anlatamam zira anlamayacaklar, bilinçlerini örten cehalet perdelerini aralamayacaklar… Harici mantıkla bir ömür yaşamaya devam edecekler…

 

Bu kardeşlerimiz hem devletten maaş alırlar, okullarda öğretmen, dairelerde memur, camilerde imam olurlar, hem devletten izin alıp dernek, vakıf kurarlar, ticaret yaparlar, işçi olurlar, vergi verirler hem de “bu rejime oy vermek destek olmaktır ve bu zulme iştirak etmek demektir” derler…

 

Eylem ve sözlerinde çelişirler ama çeliştiklerini görmezler… Bu ayrı, o ayrı derler… Para, bilgi, eylem ve her türlü imkanları ile sisteme entegre olmuşlar ama hala sisteme destek olduklarını görmek istemezler… Şimdi biri çıksa “kardeşim, ya bu kâfir dediğin rejimle örgüt kurup savaşacaksın ya da ıslah etme yoluna bakacaksın” diye çıkışacak olsa bin dereden su getirirler, mazeretler üretirler, kendilerince oy vermeme yolu ile rejime darbe vurduklarını söyleyecekler…

 

Oy kullanmayı küfür sayanlara Hz. Yusuf en iyi örnektir… Yusuf, küfür rejimi tarafından iftiralarla hapse atılmıştı… İki gencin rüyasını yorumlamıştı… Küfür rejiminin başındaki Kral bir rüya görmüş ve rüyayı yorumlayan Yusuf’a kendisine yakın adam olmasını teklif etmişti… Ama Yusuf, “ben aklanmadan zindandan çıkmam” diye karşı koyunca, kendisinin iftira mağduru olduğu ortaya çıktı ve aklandı…

 

Yusuf, bu davranışı ile bizlere; “şahsiyetinizi iftiralardan aklamak makam kapmaktan daha değerlidir” mesajını veriyordu… Öyle bir iffete sahip ki Yusuf, iftira sonucu hapse girer ardından en üst makama geçmesi teklif edilir ama o bunu reddeder ve şahsiyetini önemser, kişiliğine sürülen lekeyi düşünür ve bu leke ile hiçbir makama geçmeyeceğini belirtir…

 

Hz. Yusuf, Krala maliyenin başına geçmek istediğini ve buna ehil olduğunu söyledi… Küfür rejiminde görev almayı reddetmedi… Hem de küfür rejiminin kalbi olan maliyeye talip oldu ve bu davranışı ile bizlere; “ehil olduğunuz makamlara talip olun” mesajını iletti… Kral bu teklifi kabul etti ve Yusuf maliyeden sorumlu bakan oldu…

 

Küfür rejimi aynı idi ve hiç değişmemişti… Bazı müfessirler; Yusuf kendi kanunları ile maliyeyi yönetecekti diye söylüyorlar, hadi bunu kabul edelim ki öyledir de… Maliyenin başına geçen bir bakanın kendi çalışma sistemini belirlemesi ve uygulaması olması gerekendir ama sonuçta o da bir bakan olarak merkeze bağlıdır…

 

Hz. Yusuf bir devlet için kalp mesabesinde olan maliyeyi ayakta tutarak küfür rejimini desteklemiş olmuyor muydu? Yusuf neden mi bunu yaptı? Çünkü o vezirin evinde olup bitenleri, yiyicileri, israfı, halkın mahrumiyetini, hortumcuları gördü ve bu yönetimle kıtlık yıllarına girecek bu devletin ayakta kalamayacağını anladı…

Mevcut yönetimle bu kıtlık sürecinde halkın telef olacağını; mal, can, nesil ve namusun tehlikeye gireceğini gördü ve bunun için maliyenin başına emin birinin geçmesinin tek yol olduğunu düşünerek küfür rejiminde çalışmayı kabul etti… Yusuf, küfür rejiminde yaşayan koca bir halkın yok oluşuna seyirci kalmak istemedi…

 

İslam, insan hayatı söz konusu olduğunda kendi hükümlerini askıya alır, tabiri caizse insan hayatının söz konusu olduğu yerde İslam kendini O an için fesheder, insan yaşasın diye haramın üstünü çizer… Ölüm ile burun buruna kalan insana dinin verdiği “haram yiyeceği yiyebilme” yönündeki fetva ve Hz. Ammar için inen ayet bunun delili değil mi? İslam insan hayatını düzenlemek ve insana haklarını teslim etmek için gelmedi mi? İnsanı korumayan bir din yaşayabilir mi? Ekonomisi düzgün olmayan yoklukla boğuşan bir millet dine yönelir mi?

 

Hz. Yusuf, bu işin farkında idi ve önce halkın ekonomisini düzeltti… Allah, insanı yeryüzüne gönderdiğinde önce yeryüzünü döşedi, bezedi, yaşama hazır hale getirdi… Sonra da dinin hükümlerini bildirdi; “istediğin zaman istediğin yerden ye, iç ama şu ağaca dokunma” denildi… Yani önce ortam, maişet, imkân sonra kural ve nizam… Bunu bilmeyince insan hüküm verir atmasyondan…

 

Hz. Yusuf’un bu örneği ile ikna olmayanlara yine Hz. Yusuf’tan bir örnek daha… O kardeşini yanında alıkoymak istemişti… Kur’an’ın belirttiği gibi “ale dini’l meliki” (Kralın dinine, kanunlarına) göre kardeşini(ki kardeşi olduğunu kimse bilmiyordu) suçsuz yere alıkoyamazdı… Allah, bunun üzerine “biz ona bir hile öğrettik” diyor ve bu hile ile kardeşini kralın dinine göre yanında alıkoyabiliyordu(Hırsızlık suçundan kardeşin tutukluyordu)…

 

Müfessirler, Hz. Yusuf’un kardeşini alıkoymasının Yakub’un dinine göre olduğunu söylerler (güya Kralın kanunlarına göre hırsız geldiği memleketin kanunlarına göre yargılanırmış)… Doğrudur veya yanlıştır bu çok önemli değil… Önemli olan Yakub’un dinine göre yargılanma kanununu kimin koyduğudur… Bu Kanun kralın kanunu değil miydi? Bence olay anlatılandan farklı ve yargılama Kralın dinine göre yapılıyor, kralın kanunlarına göre ceza veriliyordu…

 

Bu örnekten de anlaşılıyor ki Hz. Yusuf küfür rejiminin kanunlarını Allah’ın ona hile öğretmesi sureti ile kişilerin maslahatı ve insan hayatı için kullanmıştı… Zira Yusuf’u kuyuya atan ve bir rivayete göre onu bir kervana satan üvey kardeşleri, kardeşini de bu kıtlık döneminde satabilirlerdi… Hz. Yusuf, kardeşinin hayatını garanti altına almak istedi ve bunun için küfür rejiminin açıklarını, kanunlarını kullandı…

 

Bu örneği de kabul etmeyenler, Hz. Peygamberin Mekke’de işkence gören müminleri Müslüman olmayan bir kralın yönetimi altında yaşamaları için Habeşistan’a göndermesini, Firavun sarayında önemli bir mevki de bulunan gizli mümini, sarayda imanlarını belli bir zamana kadar gizleyip küfür rejimindeki üst düzey görevlerine devam eden Ashab-ı Kehf veya zor durumda kaldığı için imanını inkâr ettiğinde hakkında ayet inen Hz. Ammar bin Yasir’i delil olarak görmezler mi?

 

Bir insan hayatı söz konusu olduğunda “kalbi imanla dolu olduğu halde küfür içeren sözleri söylemesinin kişiyi kafir yapmayacağını” buyuran Allah’ın ayeti, tüm toplumun hayatı tehlikeye girdiğinde Hz. Yusuf gibi küfür rejiminin kanunlarını kullanan ve Ammar gibi “Milli Görüş gömleğimi çıkardım” diyen Erdoğan için geçerli olmaz mı?

 

Siz hangi akla hizmet ediyorsunuz? Siz oy kullananları küfürle itham edip bilmeden bile olsa küfrün saflarında mücadele ettiğinizi biliyor musunuz? Bu deliller sizi değiştirmiyor, görüşlerinizi çürütmüyorsa tek diyeceğim akıl büyük bir nimettir…

 

İslam ümmetinin kurtuluşu, ülkemin şahlanışı, zalimlerin oyunlarının bozulması için haydi kardeşim, 1 Kasım’da oyunu “One Minute”, “Dünya Beşten Büyüktür” diyen liderin kurduğu partiye, AK Partiye ver…

 

Unutma zalimler oy’undan korktukları için oyunlar tezgâhlıyorlar… Ülken ve ümmetin üzerinde oynanan oyunları OY’unla bozabilirsin…

 

25. 10 2015

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1091

YORUMLAR (5)

One Minute nin bir tiyatro olduğunu bildiğin halde bunu gerçekmiş gibi savunuyor, AKP ye oy istiyorsun. Al sana ``One Minut`` . Bu en güzel günler. AKP, BOP projesi gereği iktidar (muktedir değil) yapılmış bir partidir. Biliyor olmalısın ki, BOP Projesi sömürünün devamı ve İsrail`i emniyete alma projesidir. AKP nin görevi, İSRAİL`i bu halka sevdirmektir. Ama inşaallah başarmayacaklardır (özellikle emperyalizmin 37 yıldır başarmadıkları gibi)...04.05.2016 11:21
Son peygamberin örneği duruken, niye Hz Yusuf`u örnek veriyorsunuz? Darunnedvenin seni kral yapalım önerisini reddeden Resulullahın örnekliğini niye gizliyorsun. Erdoğan size, Demirel`in nurculara yaptığını yapacak. Uyanıncada iş işten geçecek. Göreceksiniz...04.05.2016 11:07
``Artık Kürt halkını dışlayan, PKK’nın güçlenmesine zemin hazırlayan eski devlet yok… Kürtleri kardeş sayan, eski Türkiye döneminde gasp edilen Kürt haklarını birer birer veren, Kürt ve Türk vatandaşları arasında ayırım yapmayan bir devletimiz var…`` yuh! İnsan bunu yazarken biraz utanır be! uzayda mı yaşıyor bu ``sözüm ona müslüman`` yazar? evet , tam bir saray yağdanlığı!15.09.2015 02:38
Kendi halkının yaşadığı zulme kör bakan,sistem ağzıyla konuşan ve ayan beyan ``saray yağdanlığı`` yapan bir yazı(yazar) olamaz! Yazık... 15.09.2015 02:35
ama o bir peygamber allah onu 7 yıl civarında bırakmış o normal insan değil ki28.06.2015 19:41

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.