Elbette Kobani halkının kanı kanımız, canı
canımız, namusu namusumuzdur. Onlara saldıran İşid düşmanımızdır. İşid’in İslam’la
hiçbir alakası yoktur. Beş vakit namaz kılsalar da bizim gözümüzde
fitnecidirler, “ıslah” adı altında “ifsad” eylemi yürüten zalimlerdir. İşid
tamamıyla bir batı oyunudur. Herkes kesinlikle şuna inanmalı ki bizim de
yüreğimiz Kobani için yanıyor ama herkes gibi elimiz kolumuz bağlı, çaresiz bir
bekleyişteyiz.
Kışa girerken halkların evlerinden, yurtlarından
sürülmesi, yok yere öldürülmeleri bize dert, keder, hüzündür. Öyle zamanlar
oluyor ki “ya rab! Canımı alda bu zulümleri elim kolum bağlı seyretmeyeyim”
diye dua ediyorum. Biz de insanız ve hiçbir insana zulmedilmesini asla kabul
etmeyiz. Zalim kim olursa olsun
karşısındayız.
Ancak bir yerde yapılan zulümleri protesto edelim
derken başka bir zulme girişmenin, masum insanlara sırf inançlarından dolayı
saldırmanın da karşısındayız.
Doğu ve Güneydoğudaki “Hüda Par” parti
teşkilatlarına saldıran ve birkaç parti müntesibinin şehadetine yol açan
PKK/HDP/BDP yandaşlarının amacının Kobani olmadığı belli oldu. Etrafı yakıp
yıkan, suçsuz insanlara saldıran, halka hizmet eden devlet arabalarını, özel
araçları, bankaları, iş yerlerini ateşe veren, BİM, A101 gibi iş yerlerini
hedef alan, yağmalayan; okulları, öğrenci yurtlarını yakıp, yıkan bu azgın
güruhun önü alınmazsa ülkede iç savaş başlayacak ve halk birbirine silah
doğrultacaktır.
Doğu ve Güneydoğuyu eski günlere götürmek isteyen
PKK’nın, barış istemediği, Kürt halkının huzuru ve refahı için çalışmadığı açık
ve net bir şekilde ortadadır. Artık kimse bizlere PKK’nın Kürt halkının
haklarını savunduğunu söylemesin. Binalarına saldırılan, şehid edilen “Hüda
Par”lılar Kürt değil mi? Günlerdir iş yapamayan, birçok zarara uğratılan, iş
yerleri yağmalanan, bayram için getirdikleri malları satamayan, mağdur edilen
binlerce esnaf Kürt değil mi?
Salahattin Demirtaş’ın sadece Atatürk büstünü ve
Bayrak yakanları kınaması Hüda Par’a yapılanları tasvip ettiğinin bir
göstergesidir. Zalimi lanetlerken zalimleşenlerin eylemleri lanetlenmeyi hak
eder… Sokağa döktüğü kitleyi kontrol edemeyen HDP/BDP yönetimleri daha önce
olduğu gibi “vur-kaç” taktiği gereği sükûnete çağıracak ve hoşgörü mesajları
yayınlayacak ve olan biteni provakasyon olarak niteleyecektir. Yani
ikiyüzlülüğünü her zaman olduğu gibi yine gösterecektir.
Eğer PKK/HDP/BDP Kürt halkının huzurunu gerçekten
istiyorsa Doğu ve Güneydoğunun sokaklarında terör estirmesin. Eğer samimi
adımlar atılmazsa, hedef gözetmeden öfke patlamaları yaşanacak ve hain eller
emellerine kavuşacaklardır… Bu iç karışıklık devam ederse kimse bunun altında
kalkamaz. Herkesin can güvenliği tehlikeye girer.
“Hüda Par”ı ve üyelerini koruyamayan Emniyet
güçleri de sokağı ateşe veren insanlar kadar suçludur. Eğer siz halkın güvenliğini
sağlayamazsanız halk kendi güvenliğini sağlamaya çalışacak ve bu da iç savaşa
yol açacaktır. Yüzünü kapatan birkaç korkak serserinin kalabalıktan ve
karışıklıktan istifade ederek huzura savaş açması, fitne ateşini yakması önce
PKK/HDP/BDP’nin, sonra da güvenlik zafiyetinin suçudur.
Para ile tutulan, ellerine sopa ve silah verilen
azgın, ahmak serseri güruhu yüzünden Doğu ve Güneydoğu’nun huzuru kaçmasın.
Fitne zihniyetleri bu işten muhakkak zararlı çıkacaktır. Halk olarak bize düşen
görev kendi ailemizi kontrol altına almaktır. Herkes çoluk çocuğuna sahip
çıksın. Gerekirse sert önlemler alsın. Bu saldırılar sadece ve sadece akıl
yitikliği ve vicdan bunalımıdır.
Artık
istikrarı yakalamış bir Kürdistan’da silah değil söz konuşsun, nefret değil
sevgi konuşsun. Artık Kürdistan huzura kavuşsun.
PKK’nın “Hüda-Par”a saldırması İslam’a ve
Müslümanlara savaş açtığının ve İslam düşmanı olduğunun açık ve net delilidir.
İşid ile hiçbir bağlantısı olmayan “Hüda Par”a
saldıran bu azgın güruh asıl amacını belli etmiştir. Doğu ve Güneydoğu’nun
PKK/HDP/BDP yönetiminde olması halinde İslami faaliyetlerin hiçbirine izin
verilmeyeceği ve İslam’ın tamamıyla susturulacağı bu olaylarda daha iyi
anlaşılmıştır.
Herkes bunu iyi bilmeli Kürt halkı Müslümandır.
Batı ve işbirlikçilerinin İşid saldırıları ile hedefledikleri asıl şey;
Kürtleri dinsizleştirmek, Kürtleri din ile karşı karşıya getirmektir… Son
birkaç gündür Kürdistan’da yaşanan olumsuz hadiseler, İslami camialara
saldırmalar bu planın başarılı olduğunun kanıtıdır.
Can gidince dünya hayatı biter ama din giderse
sonsuz hayat cehenneme döner…
Ne can gitsin ne de canan.
Gidecekse şayet çıksın artık aramızdan lanetli
şeytan.
Sokak serseriliği yapmakla Kobani’nin
kurtulmayacağı, devletin de sokak gösterilerine göre dış siyasetini
değiştirmeyeceği aşikârdır.
Bugün sokakları ateşe verenler, zamanında Suriye
Kürtlerine neden Esed’e karşı olmaları çağrısında bulunmadınız? Arap köyleri
kimyasal ile katledilirken neden sesiniz hiç çıkmadı? Arap köylerine kimyasal
atıldığında Esed’in Kuzey sınırlarını koruyan Kürt aşiretleri değil miydi? Ve
bu aşiretler kendi bölgelerini koruyup Esed’ten maaşlarını almıyorlar mıydı?
Yıllarca Kürt halkına kimlik vermeyen Esed’e
destek çıkan Suriye Kürtlerine neden kıyam zamanıdır çağrısında bulunmadınız?
Araplar kimyasal ile katledilirken sessiz kalan
sizlerin bugün sokaklarda olması bana sadece kavmi damarın kabarması olarak
geliyor. Ama biz öyle değiliz Araplar katledilirken de aynı sızıyı yaşadık
Kürtler katledilirken de… Çünkü biz Müslümanız, ırk farkı gözetmeyiz. Dünya
mazlumlarını kardeş biliriz.
İşid’in arkasındaki gücün Esed olmadığını, Esed’in
arkasındaki gücün ABD olmadığını kim söyleyebilir? Esed ve ABD göstermelik
olarak İşid’in karşısında duruyorlar. Esed ve ABD İşid ile Kürtleri Türkiye
aleyhinde kışkırttılar… Esed’in içişlerine karışa Türkiye’nin içişlerini
karıştırmayı başardılar.
Dış güçler Türkiye’nin barış sürecini bozmayı
hedeflediler. PKK/HDP/BDP’nin Kobani düşerse barış süreci tehlikeye girer
sözleri aslında Kobani düşsün demekti. Neden mi? Çünkü dış güçler barış süreci
bitsin diye Kobani’nin düşmesi için çalışacaklar, bir yandan vururmuş gibi
yapacaklar öte yandan destek yağdıracaklar.
Büyüyen Türkiye’yi küçültmeye, zayıflatmaya
çalışacaklar. Malesef bu çabalara kendilerini Kürtlerin temsilci olarak
görenlerde çanak tutuyorlar. Kürtlere dost görünen ABD’nin aslında Kürtlerin en
büyük düşmanı olduğunu ne zaman anlayacağız? Kobani gibi Doğu ve Güneydoğu kan
gölüne dönünce mi?
Ak Partiyi İşid’in işbirlikçisi gören sokak
serserileri, ülkeme sığınmış yüz binlerce Suriyeli Kürt halkının kamplarda
ağırlandığını ve şehirlerde yaşayan Kürt halkına her türlü devlet imkânının
sağlandığını bilmiyorlar mı? Bana söyler misiniz? Savaştan kaçıp gelen Kürtlere
kapılarını sonuna kadar açan hükümeti hiç ilgisi yokken İşid ile işbirlikçi
görmek nankörlük değil mi? Ya da mülteci Kürtlere tüm dernekleri ile her türlü
yardımı yapan “Hüda par” ve “Mustazaflar Cemiyeti”ne saldırmanız samimiyetsiz
ve art niyetli olduğunuzu anlatmaya yetmiyor mu?
Son olarak “Hüda Par”lı kardeşlerime seslenmek
istiyorum:
Kardeşlerim!
Bu bir fitnedir ve bu fitnenin amacı Kürtleri
dinsizleştirmeye çalışmaktır. Sizin ellerinize silahları almanızı ve nefsi
müdafaaya girişmenizi istiyorlar. Sizin üzerinizden İslam’ı kan döken din
göstermek istiyorlar. Eğer silaha sarılırsanız Doğu halkı daha da dinden
uzaklaşacaktır. Sizin sakin olmanız ne korkudur ne de zayıflıktır… Aksine
erdemdir, şereftir, İslam’ın bayrağını zirvelere dikmektir.
Verdiğiniz şehidler davanızın şerefidirler,
cennettedirler. Siz daha iyi biliyorsunuz; büyük davalar büyük bedeller
gerektirir ve bedel ödenmeden hedefe ulaşılmaz. Mekke’de kardeşlerine işkence
edilirken, sahabeleri şehid edilirken “sabredin cennet var” diyen nebimizi
hatırlayın. Sabredin, sükûnetinizi muhafaza edin. Zalimlerin oyunlarını boşa
çıkarın. Hak olan rabbimiz nasıl ki haklıyken susan Meryem’in haklılığını
kundaktaki İsa’yı konuşturarak dile getirdi ise rabbim sizlerinde
mazlumiyetini, haklılığını bir şekilde dile getirtecektir.
08.10.2014