İsrail Müslümanların nabzını yokluyor… Mescidi
Aksa’ya saldırmakla gelecek tepkileri ölçmeye çalışıyor… Mesele Mescidi Aksa
değil zaten… Müslümanları test etmek ve psikolojik baskı yapmak, kahretmek…
Daha önce de çok defa söyledim eğer İsrail Müslümanların dikkatini çekecek
eylemlerde bulunuyorsa bilin ki perde arkasında daha büyük oyunlar dönüyor… Bu
sadece şaşırtmaca, aldatmaca, oyalamaca…
İsrail bu ve benzeri saldırıları ile dünya
Müslümanlarına; “beni unutmayın, ben varım, sizin içinizde size rağmen dimdik
ayaktayım” mesajını verirken batılılara da; “ben sizin jandarmalığınızı
yapıyorum, uyumuyorum görevimin başındayım” mesajını veriyor… İsrail’in bu
saldırılarla yaptığı diğer önemli şey ise milli ve ulusal bütünlüğünü koruyan
ve bunun için kendini savunmaya alan bir mazlum portresi çizmektir… Bunu
çizerken de dünya siyasetinde oynadığı etkin rolü kamufle etmektir…
İsrail bu lanetvari hareketi ile Müslümanları
kışkırtmakta ve benzeri eylemlerde bulunmaları için çalışmaktadır… İsrail
yönetimi mabede saldırmakla Müslümanların sinegoglara saldırmalarının yolunu
açmakta ve bu yolla dünya çapında bir çatışma ortamı doğurmak istemektedir…
Müslümanların sadece sözde kalacaklarını, eyleme
geçemeyeceklerini bilen israil’in bildiği diğer bir gerçek ise ne kadar çok saldırı
o kadar çok yılgınlık getireceğidir… Mescidi Aksa’dan sonra Ka’be hedef
seçilecek ve bir şekilde Ka’be’ye saldıracaklardır… Bunun senaryoları yazılmış
ve yayınlanmıştı…
Mescidin bir kenarına pislik yapmaya kalkan bir
bedeviyi vurmaya yeltenen sahabeleri Hz. Peygamber “bilmiyor, bilse bunu
yapmaz” diyerek durduruyordu… Sahabeler bunun kasıtlı yapıldığını bilselerdi
sizce ne yaparlardı? Sokaklara dökülüp “Kahrolsun İsrail” sözleri artık
tepkilerin sokaklarda patlamasından başka değildir… Basın açıklamaları ile
kınamak gibi tepkiler gereksiz olmasa da yapılması gereken tepkilerin yanında
basit tepkilerdir… Tüm dünya basın açıklaması ile kınasa kaç yazar?
Müslümanları kim takar? İşe israil’e sövmekle değil aramızdaki ayrılıkları
bitirmekle işe başlamalıyız…
Bu bir zillettir ve zillet damgası daha önce
maddeye tapan, dini arka plana atan israiloğullarının alnına vurulmuştu… Şimdi
ise zillet damgası Müslümanlarda nedeni ise dünyaya aşırı bağlılıkta…
Korkakların hakkı mezellettir… Mezelletin devamı ise lanettir, ilahi yardımdan
mahrum kalmaktır… Maalesef İslam dünyası evinin kapısını hırsıza, arsıza,
düşmana sonuna kadar açmış mutfağında yemek masasında keyif süren düşüncesiz ev
sahibi gibidir…
Müslümanlar; Ebrehelere gönderilen Ebabilleri
beklemesinler… Mekke’nin o dönemde gerçekten gücü yoktu ama şimdiki
Müslümanların korkuları güçlerinden çok fazla… Onun için Allah’ın yardımını
değil gelecek belaları beklemeliyiz… Korkularımız, bencilliğimiz ve
beklentilerimiz sonumuzu getirecek…“Hesabi olanlardan çok hasbilerin
kazandığına” tarih şahittir… Dini, İslam’ı, insanı önceleyenlere ilahi destek
yağar, bir ona hatta yedi yüze katlar…
İsrail, Müslümanların aynasıdır ve ben bu aynaya
her baktığımda “Müslümanların korkak, pısırık, bencil” olduklarını görüyorum…
Hangi devlet olursa olsun eğer “ulusal menfaatlerini insan canına öncelemişse
yerin dibine batsın, menfaatleri kurusun…”
Unutmayın! Ne iktidarlarınız, ne makamlarınız, ne
mallarınız, ne canlarınız, ne itibarınız Mescidi Aksa’dan değerli değildir…
Mescidi Aksa Müslümanlara bir emanettir ve bu emanete ne pahasına olursa olsun
sahip çıkmamız gerekmektedir...
İslam dünyası, Müslümanlar Mescidi Aksa’da namaz
kılmanın hayalini yapsınlar ama bu hayalden önce aynı mahallenin camilerinde
bir araya gelebilmeyi, fikir ayrılıklarını geçebilmeyi, kardeş olabilmeyi
öğrensinler…
Neye, niçin iman ettiğini bilen ne yapması
gerektiğini bilir… Müslümanlar neye niçin iman ettiklerine baksınlar ne
yapmaları gerektiğini öğreneceklerdir…
08.11.2014