Ey Mısır!
Bir zamanlar namusuna el uzatmayan Yusuf’u
ödüllendireceğin yerde zindana göndermiştin… Yusuf gibi bir erdemi zindanda
tüketmiştin… Namus düşmanlarını, şeytan uşaklarını, batıl savaşçılarını, zina
düşkünlerini, hortumcu yöneticileri ise dışarıda besliyordun, onlara destek
oluyordun…
Ey Mısır!
Yusuf ile kurtulmuştun büyük felaketlerden… Onunla
kurtulmuştun açlığın pençesinden… Ama sonra rahata kavuşunca, Yusuf’un soyundan
gelenleri, şu an eski Mısır Firavunlarını aratmayan zalim İsraillilerin
cedlerini (atalarını) köleleştirdin… Sana iyilik eden adamın soyuna ihanet
ettin…
Ey Mısır!
Yusuf’tan sonra, yine başa Firavunları taşıdın…
Musa’ya gelinceye kadar Yusuf’un soyuna zulmettin… Halkı köleleştirmenin
alameti olan piramitleri inşa ettin, yaşamlarında saray hayatı sürenleri
öldüklerinde piramitlere gönderdin… Firavunlarını o kadar sevdin ki
cesetlerinin dahi bozulmasını istemedin, onları mumyaladın…
Ey Mısır!
İman edenleri tıktığın yer altı zindanlarınla
meşhurdun ve hala meşhursun… Musa ve iman edenleri yer altı zindanlarına
göndermekle tehdit ediyordun… Zindanlarınla korkular saldın… Ama zindanların
medreseye dönüştü… Yusuf orada tevhidi anlattı… Seyyid Kutup kanıyla suladığı
“Fi Zilal el- Kur’an” tefsirini zindanda yazdı…
Ey Mısır!
Hep oyular oynadın halkına, aldatmak için
sihirbazlar tuttun kendine ama tutmadı oyunların… Halkını zayıf düşürmek adına
kestiğin çocukların ahı evinde bitti, o ah Sarayında Musa’yı diriltti…
Firavunlarını Nil’de garketti…
Ey Mısır!
Eski Firavunların halefleri olan Enver Sedatların,
Mubareklerin yönetimlerini de gördün, devrilmelerini de… Ve Yine göreceksin…
Sisilerin, Baradeylerin Mısırda barınamayacaklarını ve bir daha dirilmemecesine
firavunluğun biteceğini göreceksin…
Ey Mısır!
Halkını zayıf düşürmeyi çok iyi bilirsin…
Tarihinde olduğu gibi yine aynı yolu izlemektesin… Halkın içinden gelen
Yusufları zindana, Musaları Medyen’e göndermektesin… “Hak ve halk iktidar
bulmasın” derdin… Ama tarihine bak anlarsın… Tüm sihirbazların Hakkın gücü
karşısında zayıftır dün gibi bugün de bileceksin, göreceksin…
Ey Mısır!
Artık bir Musa değil Milyon Musalar var… İçeriye
gönderdiğin Mursiler gibi meydanları dolduran, ölüme meydan okuyan Mursiler
var… Ne ABD, ne BATI, ne de İSRAİL durduramayacak bu akını… Siz öldüreceksiniz
onlar ölmeyecekler… Adeviyye meydanında tarihe not düşecekler…
Ey Mısır!
Ne zulmün, Ne zindanların fayda vermemişti sana…
Köleleştirilen Yusuf zindandan çıktı Efendi oldu Mısıra… Köleleştirdiğin halkın
çocuğu Musa sarayında büyüdü, büyünüzü bozdu, büyüğünüzü boğdu…
Ey Mısır`ın İhvan’ı!
Biz sizlerden öğrendik; zulme karşı durmayı,
zalimi susturmayı, ölümlere koşmayı… Biz sizlerden öğrendik; hakkı haykırmayı,
durmamayı, yılmamayı, batıla meydan okumayı… Biz sizlerden öğrendik; tevhidi,
vahdeti, ümmeti ve cihad bilincini… Biz sizlerden öğrendik; dik durmayı, şeytan
oyununu bozmak için ölünceye kadar çalışmayı, halka halka hak için hakka
koşmayı…
Ey Mısır’ın İhvan’ı!
Sizin mücadelenizi dünya biliyor… Ümmet sizinle
yekvücut olmuş… İslam gençliği Mısır’a vefa borcunu ödemek istiyor… Siz ümmetin
belisiniz bükülmeyin, eğilmeyin, baş eğmeyin… Ümmetin şerefini yere sermeyin…
El-Bennaların, Seyyid Kutupların davasını Firavunlara bırakmayın… Unutmayın!
HER HESABIN ÜSTÜNDE İLAHİ HESAP VARDIR…
Ey Mısır’ın İhvan’ı!
Mısır’da hâkim olacak bir “İhvan” yönetiminin tüm
dünyaya rejim ihraç edeceğini batı çok iyi biliyordu… İsrailin sonu
görünüyordu… İslam güç buluyordu… Suriye’de Esed kâfirinin sonu görünüyordu… Ve
sizi devirmekle devirmek istediler tüm bu hesapları… Ama onların unuttuğu ilahi
hesap vardı…
“ALLAH’IN DİNİNE YARDIM EDENE ALLAH’TA YARDIM
EDER”
DESTEKÇİMİZ ALLAHTIR O BİZE YETER…
18.07.2013