Musibet, zannedildiği gibi durduk yerde insanın
başına gelen olumsuz durum değildir… Kur’an, insanın yapıp ettiklerinden dolayı
başına gelen olumsuz duruma “musibet” adını verir…(Nisa 62; Şura,30; Nahl,34
vs.)
Rabbimiz, Bakara Suresi 156. Ayette musibetler
karşısında müslümanın nasıl bir tavır takınması gerektiğini “o iman edenler ki
kendi ellerinin ettikleri dolayısı ile başlarına bir olumsuz durum(musibet)
geldiğinde biz Allah’ın kullarıyız ve biz ona dönüş yapacağız derler” ayeti ile
belirler…
Bu ayette geçen “rabbe dönüş” ifadesini hemen
hemen hepimiz “ahiret dönüşü” olarak algılamaktayız… Şu ana kadar karıştırdığım
meal ve tefsirler ilgili ayeti hep böyle algılamışlar… Elbette böyle bir
tefsirin yanlış bir tarafı yoktur ancak eksik yanı vardır…
Rabbimiz bu ayette bizlere musibete teslimiyeti,
boyun eğmeyi değil musibet karşısında nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini
öğretiyor… Aslında ayet musibetlere duçar olmuş toplumlara ve fertlere mükemmel
bir yol ve yöntem gösteriyor…
Ayet, “kendi elinizle düştüğünüz yanlışa son
verin, rabbinize yönelin, rab yolunda olmadığınız için başınıza açmış olduğunuz
kötü durumu rabbe dönüş yaparak, Allah’a uyarak bitirmeye çalışın…” mesajını
vermektedir… Böyle bir anlam Kur’an bütünlüğü içinde de kabul görmektedir…
Kalem suresinde geçen “bahçe sahipleri” ile ilgili ayetleri incelediğimizde
böyle bir anlamın daha isabetli olduğunu göreceğiz…
Kalem süresinde geçen “bahçe sahipleri” kıssası
musibet karşısında nasıl tavır takınılması gerektiğini belirten ayetin
pratiğidir… Bahçe sahipleri sabah erkenden devşirmeye gittikleri bahçenin küle
döndüğünü gördüklerinde önce bir şaşkınlık yaşarlar, “galiba yanlış geldik”
derler ardından da “yok yok, biz bu bahçenin nimetlerinden mahrum bırakıldık”
diyerek kendi yanlışlarının peşine düşerler… İçlerinden insaf ehli olan biri
“Allah’ın istediği gibi iş yapmadıklarından dolayı bu musibete maruz
kaldıklarını” söylediğinde hepsi kabullenip tövbe ederler ve zalim olduklarını
ikrar ederler…
Hemen sonrasında da “bundan sonra Allah’a
yöneleceklerini ve Allaha uygun amellerde bulunacaklarını” söylerler ve “ola ki
rabbimiz bize bundan daha iyisini verir…” duasında bulunurlar… İşte bu dua
musibete uğrayan herkesin duası olmalıdır… Ayette belirtildiği gibi “elden
çıkana üzülme, elde olana da sevinme” ilkesi hayatımıza hâkim olmalıdır…
Bahçe sahipleri kendi elleri ile işlediklerinden
dolayı başlarına gelen bu olumsuz durum(musibet) karşısında doğruyu buluyorlar,
yaptıkları yanlışı anlıyorlar, rabbe yönelmeleri gerektiğini ikrar ediyorlar ve
güzel bir dua ile duruşlarını noktalıyorlar… Musibet karşısında sağlam duruş
sergilemeyenlerin böyle bir duada bulunmaları beyhude bir çabadan öteye geçmez…
Peki, musibetler karşısında böyle bir duruş
sergileyenleri ne bekliyor? sorusunun cevabı Bakara suresinde geçen ayetin
devamında geliyor: “onlar rablerinin desteklerini ve rahmetini görecekler…”
Ayet devamında rabbimiz bu mü’minleri; “işte onlardır doğruyu bulanlardır”
diyerek över…
Bu ayete göre musibet karşısında doğru duruş
sergilemek, yanlıştan vazgeçmek, rabbe yönelmek doğru yolun ta kendisi ve
hayırların, rab desteğinin celbedicisidir…
Ey musibete duçar olmuş kardeşim unutma! Allah ile
olduğunda kazanmadığın, Allah’tan koptuğunda kaybetmediğin hiçbir şey yoktur… Kazandığın
ALLAH olursa kazancın büyük olur, öyle ki her kaybında kazançtan sayılır…
ALLAH’ı kaybettiğinde ise kaybın tarif edilmez olur, öyle ki kazandıklarının
hepsi birer kayıp sayılır…
Ey musibete duçar olmuş kardeşim unutma!
“Bismillah” ile başlayan her yolun sonu “Elhamdülillah” olur… Eğer bismillah
ile başlamamışsa yolculuğun musibete duçar olursun... Âdem gibi tövbe edersen
sonun Elhamdülillah olur… Yok, şeytan gibi “Bismillah” dememeye devam eder,
hatanda ısrar edersen sonun “Lanetullah” olur…
27. 08. 2016