Herkesin aklından şu sorular geçmektedir: “PKK
devletle uzlaşma yolunu seçerken neden Hüda-Par’la (eski illegal ismi ile
Hizbullah’la) çatışıyor? PKK neden silahını başka yöne çeviriyor? Amacı ne
olabilir? Bu sorular sorulması gereken sorulardır elbette… Bu sorulara doğru
cevap verebilmek için bölgemizdeki güçler dengesine göz atmamız gerekir…
Doğu bölgesinde güçler dengesinin önemli bir
kanadı PKK ise diğer kanadı da Hizbullah’tır… Bunu kimse inkâr edemez… Geçmiş
dönemde doğuda yaşanan çatışmalar Hizbullah’ın PKK’nın ebedi rakibi olduğunu
göstermişti… Düne kadar bölgede Kürt halkının temsilcisi olduğunu varsayan tek
parti BDP idi ama Hüda Par kurulunca işler değişti…
BDP (veya DBP); bölgede güçlü, silahların
gölgesinde güç gösterisi yapan tek parti iken artık kendisine rakip olarak Hüda
Par çıkmıştı… Artık güç gösterisi bir işe yaramayacaktı… Seçim döneminde Ak
Parti’nin seçim propagandası yapamadığı mahallelerde Hüda Par korkusuz bir
şekilde seçim propagandası yapıyor ve BDP’nin kalesi sayılacak mahallelerde
seçim şarkılarını çalarak geziyorlardı… Sandık başlarındaki hile ve tuzaklar,
korku ve dayatmalar Hüda Par’ın seçimlere girmesi ile sona ermişti…
Hüda Par’ın siyasete atılması ile PKK ve siyasi
temsilcileri eski düşmanlığı körüklemeye başladılar ve küçük çaplı tehditlere
yöneldiler…
Tehditler gün geçtikçe büyüdü ve en son Kobani
eylemlerinde PKK ve siyasi kanatları
Hüda Par’a linç girişiminde bulundular, inkâr
edip dursalar da göz gördü, kulak duydu, kalp inandı…
Yaşanan gerçekleri; planlı, organizeli şiddet
eylemlerini gözlerimizle gördükten sonra her halde yalanı meslek, kandırmayı
mezhep haline getirenlerin açıklamalarını itibara alacak değiliz… PKK kobani
eylemlerinde yaşadığı hezimeti hazmedememiş olmalı ki şimdi de iğrenç ve adi
yüzünü Cizre’de gösterdi…
PKK bölgede kendisine rakip, alternatif güç
istememektedir… Muhalefetsiz bir otorite olmayı hedeflemektedir… Bölgedeki
istikrar istikbari güçleri korkutmakta ve oyunlarını bozmaktadır… İşid’in
öldürdüğü PKK’lıların öcünün PKK’lıların eliyle Hüda Par’lılardan alınmaya
çalışılması, evlerinde oturan mazlumlara çoluk çocuk demeden saldırılması
bizlere önemli bazı gerçekleri göstermektedir…
PKK Kobani ve Cizre eylemleri ile tüm Müslümanlara
şu mesajı vermektedir: “Şengaldeki İşid ne ise bizim için
Cizre’deki (dünyadaki) Müslüman da odur… Hiçbir Müslüman kendini İşid’ten
soyutlayamaz, aynı dine inananlar aynı akıbeti paylaşmayı hak ederler”
şahsen bu olaylardan bu mesajı çıkarıyorum… Ve diğer tüm İslami camialara
sesleniyorum: “Bugün namlunun ucunda Hüda Par’lıların olması yarın sizin
namlulara hedef olmayacağınız anlamına gelmez… Bu gözü dönmüş din düşmanları
için şu’cu veya bu’cu olmak değil Müslüman olmak esastır çünkü dağlarda silah
eğitiminin yanı sıra İslam düşmanlığı dersi de alınmaktadır ve bu işin içinde
pişmiş hiçbir PKK üyesi dini kabul etmemektedir…”
PKK, Hüda Par çevresine saldırması ile bölgede
gittikçe güçlenen, etkinleşen, etkileyen Hüda Par’a yönelişin önüne geçmeyi,
büyümesini önlemeyi hedeflemektedir… Bunun için korku ortamı yaratmaya, Hüda
Par’ı tehlike merkezi göstermeye, Hüda Par’a yönelişi durdurmaya çalışıyorlar…
Hüda Par’ın Kutlu Doğum Etkinliklerinde topladığı milyonlar PKK’yı
telaşlandırmış ve rahatsız etmiş görünmektedir… PKK’nın Hüda Par’a sıktığı her
bir kurşun geri tepmekte ve sıkanı vurmaktadır… Yaşanan tüm menfur saldırıların
galibi Hüda Par olmuştur… Hüda Par’a yapılan saldırılar İslami camiaların
gözünde İslam’ın kendisine yapılmış ve dinin kendisi hedef almıştır…
Bu
yazdıklarımdan Hüda Par’ı her yönü ile desteklediğim, her şeyini onayladığım
sonucu çıkarılmamalı…
Bir Müslüman olarak nerde durmam gerektiğini, kimin yanında yer almam
gerektiğini biliyorum… Doğu’da yetişmiş bir Müslüman olarak şu kanaati
taşıyorum: “Eğer bir zamanlar Hizbullah’ın mukavemesi olmasaydı PKK bu bölgeden
İslam’ın izlerini silmek için her yolu deneyecekti…”
Hizbullah’ın
geçmiş yanlışlarını bir kenara bırakmalı ve gelen tehdide kulak kesilmeliyiz… Bugün Hizbullah bölgede
PKK’nın karşısında İslami direniş savaşı vermektedir ve Müslümanların kalkanı
görevini yerine getirmektedir… Eğer PKK Hizbullah engelini aşabilirse hiçbir
Müslüman cemaat, tarikat, medrese vs. gruplar güvende olmayacaklardır…
Teker teker avlanmadan avcıya karşı tek yürek ve
tek bilek olmalıyız… Ayrılıklara son vermeli, görüş ayrılıklarımızı bir kenarda
tutmalı ve kardeş olmayı başarmalıyız… Geçmişe, geçmiş yanlışlara perde
çekmeli, birlik ve beraberlik içinde hareket ederek canileşen, canavarlaşan,
vicdansızlaşan düşmana karşı bir vücudun organları, bir binanın tuğlaları gibi
olmalıyız… İlerde kederlenmemek için birbirimize kenetlenmeliyiz…
Unutmayın!
Zulüm başladığı yerde durmaz, zalim mazlumları
umursamaz…
29. 12. 2014