Zekeriyya’nın orucunu tut bugün… Konuşma… Boğazını
yemek yemeye karşı tuttuğun gibi dilini de konuşmaya karşı tutabilmelisin…
Bedeni hastalıkların anası nasıl ki mide ise söz hastalıklarının anası da
dildir bilesin… Onun için dilini tutabilene cennet va’dinde bulunur nebi…
Eskiden düşünce yönlendirirdi dili şimdi ise dil yönlendirir düşünceyi…
İnsanlar düşünmeden konuştukları için
düşündüklerini konuşmaya değil konuştuklarını düşünmeye başlar oldular…
Artık konuşmak için konuşuyorlar…
Cehaletlerini sergiliyorlar… Meğer susmak bir
perde imiş örtermiş cehaleti… Diline suskunluk perdesini çekmeyenler serer
oldular ortaya her mahremiyeti… Avret yerlerini örtmek nasıl ki farz ve gerekli
ise, pencerelere nasıl ki perdeler çekiliyorsa dile de suskunluk perdesi
çekilmeli ve rahata ermeli…
Haydi, şimdi sen Zekeriyya gibi Meryem gibi sus,
konuşma… Dilin sussun amelin konuşsun… Sözü bırak fiile bak…
Unutma!
İnsanların tutamadıkları oruçtur susmak…
Cennete giden sırattır susmak… Asaletin elçisidir
susmak… Ve unutma gerektiği yerde farzdır konuşmak… Konuşmada haddi aşmamanın
adıdır susmak, durman gerektiği yerde durmaktır susmak… Ve bugün susmayı dene
hayatını susmakla süsle… Söz israfına sakın girme…
Kimi insanlar susunca konuşurlar… Çünkü sözün
bittiği yerde konuşmaktır susmak… Kimi suskunluklar acziyetten kimileri de
asillikten kaynaklanır… Bekâr kızın suskunluğunun ikrar olduğunu söyleyen
peygamber bu asalete vurgu yapıyordu… Hz. Peygambere göre susmak cennete giden
yoldu…
Ama bugün susmayı acziyet, konuşmayı cüret görenler,
konuşmak marifetten susmayı cehaletten görenler, laf torbasını yalan ve
yanlışlarla dolduranlar var… Artık gün kelamı olanların değil silahı olanların,
malı konuşturanların, getirildiği makama dayananların günüdür… Sözün etkisi
arkasındaki gücün oranına göre değişmektedir… Yani söz değil güçtür konuşan
bilesin…
Unutma kardeşim! Çok konuşmak ciddiyet bitirir,
sözün değerini tüketir… Çok konuşanlar az iş yapanlardır sözünü yabana atmamak
gerekir… Söze değeri kadar, mala ederi kadar, insana kişiliği kadar önem
verilir… Her şey kıvamında, zamanında ve zemininde güzeldir… Parayı harcar gibi
harcamalı sözleri… Ağızdan dökülen kelimeler seviyeli, sayılı, anlamlı olmalı…
Değilse susmalı…
Kimi konuşmalar bilgiden, kimileri bilgiçlikten
kimileri de bilgisizlikten, bilinçsizlikten kaynaklanır… Müminler sözün
fazlalığından yani lağvdan yüz çevirir… Bu müminlerin Mu’minun suresindeki
özellikleridir… Cennette girmeyi hak edenlerinde fuzuli konuşmaları
duymayacakları yüce rabbin kullarına va’di ve müjdesidir…
Her cümle bir yük arabası gibidir… Kelimeler ise
cümleye binen yolcu ve yüklerdir… Kelimelerin taşıdığı anlam ise yolcu ve yük
ağırlığıdır… Dolayısı ile bir cümleye fazla yük yüklememeli, her şeye gücü
oranında yük bindirmeli… Sizi kendi gücü nisbetinde dinler dinleyici… Onun için
tane tane, açık ve seçik, kısa ve öz, anlamlı ve hikmetli konuşmaktaydı nebi…
Boşuna değildi “rettil’il-Kur’ane tertile” emri…
Ey söz ustaları ve sözün cühelaları!
Hiçbir şey çok konuşulduğunda ve edebiyat
parçalanarak anlatıldığında anlaşılmaz, fayda sağlamaz… Söze değer katan
taşıdığı hakikattir… Sözü meşhur ve makbul kılan ise faidiyettir, hakka
aidiyettir…
10. 12. 2014