Hz. Peygamber, Kur’an’da üç yönü ile anlatılmaktadır… Birinci olarak Kur’an’da Hz. Peygamberin bizim gibi beşer olduğu, kul olduğu vurgulanmakta, bizler gibi yediği, içtiği, gezdiği, öleceği anlatılmakta ve böylelikle ilahlaştırılmasının, örnek alınamaz boyuta taşınmasının önüne geçilmektedir…
Kur’an’da Hz. Peygamberin çocukluğundan başlanarak insani yaşamından kesitler sunulmuş, yetim ve fakir olduğu, okuma-yazma bilmediği hususları zikredilmiş, evlilik dönemi kısmi olarak aktarılmış, Hz. Peygamberin aile içi sorunları gündeme alınmış, daha başka kesitler de zikredilerek Hz. Peygamberin insani yönüne vurgu yapılmıştır…
İkinci olarak Kur’an’da Hz. Peygamberin nebi ve resul olduğu ifade edilmekte ve Allah ile olan risalet bağına vurgu yapılmaktadır… Hz. Peygamberin ilk elçi olmadığı ancak son peygamber olarak seçildiği hususu özellikle belirtilmektedir… Ayrıca Hz. Peygamberin, Allah adına söz söylediğinde vahye bağlı olarak konuştuğu, kendinden bir şey katmadığı dolayısı ile bu konuda kendisine iman ve itaat edilmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır…
Kur’an’da Hz. Peygambere vahyin gelişi, vahiy sürecinin nasıl devam ettiği, davet sürecinde ne gibi sıkıntılar yaşadığı, ne yapması gerektiği gibi hususlar zikredilmiş ve özellikle Hz. Peygamberin risalet yönüne vurgu yapılmıştır...
Üçüncü olarak Kur’an’da bir beşer ve bir peygamber olan Hz. Peygamberin örnek kişiliği vurgulanmakta ve örnek alınması istenmektedir… Bir yönetici, bir komutan, bir baba, bir eş, bir vatandaş vs. olan Hz. Peygamberin beşer ve vahiy eksenindeki örnek kişiliği işlenmekte ve bizlere örnek yönü ile sunulmaktadır…
Kur’an, örnek kişilik olarak vurguladığı Hz. Peygamberi 23 yıl boyunca eğitmiş, hatalarını düzeltmiş ve Hz. Peygamberin şahsında vahyin yaşanabilir olduğunu bizlere göstermiştir… Biz siyeri Kur’an ile bağlantılı olarak okumak zorundayız… Zira Hz. Peygamberin 23 yıllık hayatını Kur’an anlatmaktadır… Maalesef kimi siyer anlatılarının Kur’an’a muvafık düşmediğini görmekteyiz…
Kimi siyer kitaplarında işlendiği gibi rüyalarda müjdelenen, bulutlarla gölgelenen, doğumu ile bin yıllık ateşi söndüren, gölleri kurutan, göğsü yarılan, çocukluğundan beri peygamber olacağı bilinen, cennetin kapısında ismi yazılan, nuru kainatın menşei olan, yüzü suyu hürmetine kainat yaratılan bir peygamberi ne Kur’an anlatmıştır ne de sahih rivayetler…
Hiç dikkat ettiniz mi? Peygamberimizin hayatını anlatan siyer kitapları eskisi ve yenisi ile birçoğu peygamberin hayatını en çok Mekke`de işkence, Medine`de savaş bağlamında alıp incelerler... Siyer eserlerinde örnek bir kişilikten ziyade hayatı işkence ve zorluklar içinde geçmiş, eline imkân geçer geçmez de savaşlara girişmiş bir peygamber portresi çizilmektedir…
Hâlbuki siyer peygamberimizin hayat serüvenidir... İşkence ve savaşlar bağlamına sıkıştırılan siyerin Rasulullahın hayat serüvenini tam yansıtmadığı hatta yanlış yansıttığını düşünmekteyiz…
Ayrıca “Hasais” türü kitaplarda anlatıldığı gibi her adımı mucize olan Peygamber anlatımının da doğru olmadığını düşünmekteyiz… Zira Kur’an her hareketi mu’cize olan değil tek mu’cizesi Kur’an olan, Kur’an’ı yaşamlaştırmış bir peygamberi konu almaktadır…
Siyeri; yeni bir bakışla, yeni bir anlayışla ve Kur’an’a arz ederek telif etmek zorundayız... Siyer eserlerimizin en temeli ve en sağlamı hiç şüphesiz ki Kur’an’dır… Sadece Hz. Peygamberimizin değil diğer tüm peygamberlerinde en sağlam siyer bilgilerini Kur’an’da bulabiliriz… O yüzden Peygamberler hayatı diye takdim edilen israiliyyatlarla dolu eserleri makbul addetmiyor ve tavsiye etmiyorum…
Yeni yazılacak siyer eserlerinin Hz. Peygamberi sadece işkence ve savaş bağlamında değil örnekliği, ahlakı, kişiliği vs. yönleri ile anlatmalarını ve Kur’an merkezli bir siyer oluşturmalarını tavsiye ediyorum… Hayatı boyunca Kur’an’ı anlatan Hz. Peygamberi artık Kur’an anlatmaktadır…
Yaşanmış Kur’an olan Hz. Peygamberin, örnekliğini yaşamak ve yaşatmak dileği ile…
11. 09. 2016