Kürt Halkı`nın iradesine karşı Kenan Evren
despotizmi tarafından getirilen yüzde on seçim barajı Türkiye Devleti`nin
utancı olmaya devam etmektedir. 1980 askeri faşizminin temel hedefi, 1924
Anayasası`nın inkâr zihniyetini daha üst seviyeye çıkarıp, Kürt Halkı`na yaşamı
zindan etmekti. Kürtlere yönelik çıkarılan yüzde on seçim barajı ise 1980
askeri darbesinin faşizan uygulamalarından sadece birisidir.
1980`lerden günümüze kadar Anavatan, DYP, CHP, Refah
Partisi, DSP, AKP gibi düzen partilerinin tümü seçim barajlarının rantını
yiyerek, Kürt Halkı`nın iradesini yok saymamışlar mıdır? Türkiye Devletinin
utancı olarak tarihe geçmiş bu uygulamalar günümüze kadar da devam etmektedir.
Türkiye`ye demokrasi getirmekle, çığır açmakla
övünen AKP`nin yüzde on barajıyla övünmesini ve bu utanç barajını
kaldırmamasını demokrasinin neresine koymak gerekir?
Referandumla övünen, anayasayı değiştireceğiz
diyen, Çözüm Sürecini dilinden hiç düşürmeyen AKP`nin seçim barajını
savunmasını ise kabul etmek mümkün müdür...
Seçim barajını savunan bir anlayışın Kenan Evren
faşizmini kurumsallaştırdığını görmemezlikten gelebilir misiniz?
1980 askeri cuntasının arkasına sığınan bir
partinin demokrasi ve özgürlükleri geliştireceğine kim inanabilir?
Akp, 13 yıldır Türkiye Halklarına, emekçilere, ezilenlere
ne kazandırdı?
Kürt Halkı`nın siyasi iradesini Kenan Evren
yasalarının arkasına sığınarak, üstelik bunu istikrar adı altında Türkiye
Halklarına yutturmaya çalışmasına sessiz kalmak mümkün müdür?
Bugün Kürt Halkı Ortadoğu’da siyasi, askeri, zihni,
politik ve uluslararası tüm barajları aşarak AKP`ye ve işbirlikçilerine büyük
bir ders vermiştir. Rojava`da, Kobane`de AKP`nin, DAİŞ`in ve tüm
işbirlikçilerinin barajlarına karşı mücadele ederek zafere ulaşan bir halkın
özgürlük yürüyüşünü durdurmak mümkün müdür...
Yüzde on seçim barajının altında kalan Kürt legal
siyaseti yirmi yıldır farklı formülasyonlarla iradesini bir nebze de olsa
parlementoya yansıtmış, istenilen düzeyi ise bir türlü yakalayamamıştır. Burada
seçim barajının engelleyici rolü etkili olmuştur. Legal siyaset yapmanın ağır
bedellerini ödeyen bir hareketin barajı aşması kolay olmamıştır. Vedat
Aydın`ların, Mehmet Sincar`ların, Ebubekir Tanış`ların ve daha yüzlerce değerin
katledildiği bir ülkede siyaset yapmak ateşten gömlek giymek değil midir?
Kürt legal siyasetinin tarihsel olarak beslendiği
damarlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin tüm ezberlerini bozacak derinliktedir.
Türkiye legal siyasi arenasında devleti, kemalizmi,
oligarşik cumhuriyeti sorgulayan tek güç Kürt Hareketi değil midir?
1990`ların başında Sayın Leyla Zana`nın Mecliste
başına bağladığı sarı, kırmızı, yeşil tülbentin bedeli Kürt Halkı`na ve
siyasetine en ağır şekilde ödettirilmedi mi?
Yine Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı
operasyonları 2009 yılında Kürt Siyasetçilerine yapılmadı mı, on binlerce siyasetçi
zindanlara tıkatılmadı mı?
Binlerce badireyi atlatan, büyük bedeller ödeyerek
günümüze gelen bir hareketin kendisini Türkiye siyasetinin merkezine oturtması
ise bir gerekliliktir.2015 Genel seçimlerinde HDP`de formüle olacak bu gücün
baraja rağmen bağımsız adaylarla değil, siyasi parti olarak seçime girecek
olması geç de olsa yerinde ve doğru bir karardır. Sistemi zorlayarak seçimlere
girmek tarihidir.
Akp`nin darbeye sığınan siyasi korkaklığına rağmen
HDP`nin parti olarak seçime girmesi ise cesurcadır. Darbeye sığınan korkak
partilerin halkta heyecan yaratmayacağı kesindir.
Kobane ruhunun kararlılığıyla cesurca davranan bir
zihniyetin zafere yürüyeceği kesindir. Sandıklara yansıyacak sonuçların çok
ötesine ortak bilince, ortak ruha, halklaşan realiteye ve Ortadoğu
dinamiklerinin birlikteliğine vurgu yaptığımı belirtmek isterim.
Kenan Evren yasalarının arkasına sığınan AKP, Ortadoğu’da
Kürt Halkı`nın toplumsal devrimlerini ve zaferlerini ancak seyredebilecektir. Yüzde
On Seçim barajının kaldırılmaması AKP`nin hızla statüko partisine evrilmesini
derinleştirecektir.
Türkiye Halkarı statükodan bıkmıştır.
Türkiye Halkları yolsuzluk, hırsızlık ve sömürüden
bıkmıştır.
Türkiye Halkları demogoji yapan siyasetten
bıkmıştır.
Türkiye Halkları Kenan Evren yasalarından
bıkmıştır.
Türkiye Halkları çocukları öldüren zihniyetten
bıkmıştır.
Türkiye Halkları neo liberal talan
politikalarından bıkmıştır.
Türkiye Halkları krallığı anımsatan siyasetten
bıkmıştır.
2015 seçimlerinde iki çizgi yarışacaktır. Kenan
Evren yasalarının Esat Oktay Yıldıran`da somutlaşan oligarşik çizgisi ile Vedat
Aydın`larda somutlaşan özgürlükçü, halkçı çizgi yarışacaktır.
Vedat Aydın`larda somutlaşan özgürlük çizgisinin
meşalelerini Kobane ruhuyla ve Arin Mirxan`ların inancıyla gürleştirmenin tam
da zamanı...
Selam ve saygılarımızla...
Nurullah Tunç
31.01.2015