Ortadoğu`nun dizaynında Kürdistan merkezli yeni
bir stratejinin geliştiğini, olgunlaştığını görmek mümkün. Gerek Ortadoğu`daki mezhepsel kaoslar, gerek
ekonomik dengeler, gerekse de Kürt Halkı üzerinde oynanan oyunlar bu dizaynın devreye
girmesi için kolaylaştırıcı nedenlerden bir kaçıdır.
Birinci ve ikinci dünya savaşlarında bölgeyi
dizayn eden uluslararası güçlerle Ortadoğu’daki müttefikleri, üçüncü dünya
savaşı da denilebilecek yeni bir hamle başlatmışlardır.
Yeni sömürü alanları, kirli ittifaklar, yüzyıllık
hesaplaşmalar ve ulus devlet sisteminin kaotik gerçekliği farklı arayışları ve
hesapları da beraberinde getirmiştir.
Ortadoğu coğrafyası ve kaosları, aslında dünya
kapitalist sistemlerinin de içine girdiği çıkmazların, açmazların ve danışıklı
dövüşlerinin de arenası haline getirilmek istenmektedir. Ulus devletçi
zihniyeti aşamayanların kaybedeceği bu arenada, mezhepçi ve radikal İslamcı
yapıların da eriyeceği kesindir. Yine salt sömürü amacıyla hareket eden
zihniyetlerin daha fazla deşifre olacağı bir durum yaşanacaktır.
Tüm bu gerçekliklerin olduğu koşullarda DAİŞ
barbarlığının doğması, desteklenip büyütülmesi tesadüfi değildir. Önemli olan
ise DAİŞ zihniyetine karşı alınacak tutumdur. Bu tutum ise ya DAİŞ`i desteklemek, ya da
DAİŞ barbarlığı karşısında durmaktı. DAİŞ her kim tarafından kurulup, desteklenmişse
de bu barbarlığa karşı olmak insan olmanın gereğiydi. Çünkü DAİŞ; çocukların
başını kesen, kadınlara tecavüz edip pazarlarda köle gibi satan, girdiği her
yeri yakıp yıkan, vampirler gibi kana doymayan barbarlığın ta kendisidir. Üstelik
tüm bunları İslamiyet ve din adına yaptığını deklere ederek
gerçekleştirmektedir.
Hâlbuki Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz.
Muhammed, Hz. Ali tarih boyunca tüm katliamlara ve insan öldürmelerine şiddetle
karşı çıkmışlardır.
Din ahlakına göre, DAİŞ`e karşı olmak Hz. Muhammed
ve Hz. İsa’nın saflarında yer almaktır. Yine Hz. Ali, Hz. İbrahim gibi
öldürmeye karşı insan yaşatmaktır. Pir Sultan Abdal felsefesinden yana taraf
olmaktır. DAİŞ barbarlığı kendisini Sünni İslam terminolojisine göre
tanımladığı için, birkaç İslami ve insani jargonla örnekleme yapmak ihtiyacı
duyduk.
Peki DAİŞ`i destekleyenlere ne demeli? Türkiye`ye,
Suudi Arabistan`a, Katar`a, AKP`ye yani Kürt düşmanlığı yapan herkese ne demeli?
Kürt Halkı ve Kürdistan`a karşı çıkanların DAİŞ`i
desteklemeleri, Hz. Muhammed ve Hz. Ali karşıtı saflarda yer aldıkları teyit
edilmeyecek mi?
Oysa Ortadoğu ve dünya insanlığının şerefini DAİŞ
barbarlığına karşı direnen KOBANE HALKI kurtarmıştır.21.yüzyılın "Onur
Şehri" sıfatını çoktan hak etmiştir. Böyle bir kente AKP`nin onursuzluğu
dayatması, düşmesini beklemesi ve bunun mücadelesini vermesini sizlerin
takdirlerine bırakıyoruz.
Son dönemlerde iç siyasetteki ırkçılığın, faşizmin
ve manipülasyonun dozajının artması KOBANÊ`den dönen hesaplarla doğrudan
ilgilidir. Çünkü Kobanê ve Kürtler Ortadoğu’da tüm kirli oyunları ve
politikaları boşa çıkaracak Ulusal birliktelik zemininde ortaklaşmışlar, bütünleşerek
kenetlenmişlerdir.
Ortadoğu`da direnişin ve yeni dizaynın başat aktörlüğünü
KÜRTLERİN yaptığını tüm dünya görmüyor mu? Kürdistan şehri KOBANE bunun
anahtarını vermiştir. Hükümetin buna saygı duyarak, tarihi güç alacağı yerde, karşıt
tutum sergileyip tehditvari tutum takınması tehlike çanlarını kendi eliyle
çalmasına benzemektedir. Çözüm süreci yürütüyorum diyen bir hükümet, nasıl olur
da Kenan Evren`in diliyle konuşur.
Cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet sözcüleri Kürt
Halkı`nı tehditlerle, baskılarla sindiremeyeceklerini tarihsel süreç içerisinde
öğrenemediler mi? Bile bile bir ülkeyi uçuruma götürmek niye?
Ortadoğu’yu bataklığa götüren DAİŞ barbarlığı ve
piyonlarından farkları kalır mı?
Herkes şunu öğrenmeli, bilmeli ki KÜRTLER ikinci
bir LOZAN`ı asla kabul etmedikleri gibi, Lozan`ı da fiilen ortadan
kaldırmışlardır. Ortadoğu ve dünya ulusları açısından yapılacak yeni
antlaşmanın ismi de "KOBANİSTAN ANTLAŞMASI" olacaktır, yüreklere ve
bilinçlere böyle kazınacaktır.
Ortadoğu’nun yeni kaderinin yazılacağı
"KOBANİSTAN ANTLAŞMASI" demokratik, adil, çok renkli, çok iradeli, çok
inançlı, Kürdistani rengi baskın, sömürüye karşı olan yani "Çağın Halk
Antlaşması "olarak tarihe geçecek nitelikte direniş antlaşması olacaktır.
AKP`nin korkusu ise Kobanistan`ın yarattığı etki
ve açığa çıkaracağı kazanımlardır. Kendi içinde köşeye sıkışmışlığı aşmanın
yolu Kürtleri tehdit etmek değil, Kobane özelinde Kürt Halkı`yla bütünleşmek ve
Kürtleri bir Halk olarak tanıyıp, tarihsel tüm gereklilikleri yerine
getirmektir.
Yoksa parti kapatma tehditleriyle, olacakları
düşünmek istemiyoruz söylemleriyle, güvenlik yasalarıyla, kamu düzeni
bahaneleriyle, sürece mahkûm değiliz demagojileriyle, çözümü askıya alırız kabadayılıklarıyla
2015 genel seçimlerinde ancak "KOALİSYON HÜKÜMETİ" olabileceklerdir, Kürt
Halkı`nın da cevabının bu olacağı kesindir.