Tehlike Çanları Çalıyor!


 

 

 

 

 

Ortadoğu`nun dizaynında Kürdistan merkezli yeni bir stratejinin geliştiğini, olgunlaştığını görmek mümkün.   Gerek Ortadoğu`daki mezhepsel kaoslar, gerek ekonomik dengeler, gerekse de Kürt Halkı üzerinde oynanan oyunlar bu dizaynın devreye girmesi için kolaylaştırıcı nedenlerden bir kaçıdır.  

 

Birinci ve ikinci dünya savaşlarında bölgeyi dizayn eden uluslararası güçlerle Ortadoğu’daki müttefikleri, üçüncü dünya savaşı da denilebilecek yeni bir hamle başlatmışlardır.

 

Yeni sömürü alanları, kirli ittifaklar, yüzyıllık hesaplaşmalar ve ulus devlet sisteminin kaotik gerçekliği farklı arayışları ve hesapları da beraberinde getirmiştir.

 

Ortadoğu coğrafyası ve kaosları, aslında dünya kapitalist sistemlerinin de içine girdiği çıkmazların, açmazların ve danışıklı dövüşlerinin de arenası haline getirilmek istenmektedir. Ulus devletçi zihniyeti aşamayanların kaybedeceği bu arenada, mezhepçi ve radikal İslamcı yapıların da eriyeceği kesindir. Yine salt sömürü amacıyla hareket eden zihniyetlerin daha fazla deşifre olacağı bir durum yaşanacaktır.

 

Tüm bu gerçekliklerin olduğu koşullarda DAİŞ barbarlığının doğması, desteklenip büyütülmesi tesadüfi değildir. Önemli olan ise DAİŞ zihniyetine karşı alınacak tutumdur.     Bu tutum ise ya DAİŞ`i desteklemek, ya da DAİŞ barbarlığı karşısında durmaktı. DAİŞ her kim tarafından kurulup, desteklenmişse de bu barbarlığa karşı olmak insan olmanın gereğiydi. Çünkü DAİŞ; çocukların başını kesen, kadınlara tecavüz edip pazarlarda köle gibi satan, girdiği her yeri yakıp yıkan, vampirler gibi kana doymayan barbarlığın ta kendisidir. Üstelik tüm bunları İslamiyet ve din adına yaptığını deklere ederek gerçekleştirmektedir.

 

Hâlbuki Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed, Hz. Ali tarih boyunca tüm katliamlara ve insan öldürmelerine şiddetle karşı çıkmışlardır.

 

Din ahlakına göre, DAİŞ`e karşı olmak Hz. Muhammed ve Hz. İsa’nın saflarında yer almaktır. Yine Hz. Ali, Hz. İbrahim gibi öldürmeye karşı insan yaşatmaktır. Pir Sultan Abdal felsefesinden yana taraf olmaktır. DAİŞ barbarlığı kendisini Sünni İslam terminolojisine göre tanımladığı için, birkaç İslami ve insani jargonla örnekleme yapmak ihtiyacı duyduk.

 

Peki DAİŞ`i destekleyenlere ne demeli? Türkiye`ye, Suudi Arabistan`a, Katar`a, AKP`ye yani Kürt düşmanlığı yapan herkese ne demeli?  

 

Kürt Halkı ve Kürdistan`a karşı çıkanların DAİŞ`i desteklemeleri, Hz. Muhammed ve Hz. Ali karşıtı saflarda yer aldıkları teyit edilmeyecek mi?

 

Oysa Ortadoğu ve dünya insanlığının şerefini DAİŞ barbarlığına karşı direnen KOBANE HALKI kurtarmıştır.21.yüzyılın "Onur Şehri" sıfatını çoktan hak etmiştir. Böyle bir kente AKP`nin onursuzluğu dayatması, düşmesini beklemesi ve bunun mücadelesini vermesini sizlerin takdirlerine bırakıyoruz.

 

Son dönemlerde iç siyasetteki ırkçılığın, faşizmin ve manipülasyonun dozajının artması KOBANÊ`den dönen hesaplarla doğrudan ilgilidir. Çünkü Kobanê ve Kürtler Ortadoğu’da tüm kirli oyunları ve politikaları boşa çıkaracak Ulusal birliktelik zemininde ortaklaşmışlar, bütünleşerek kenetlenmişlerdir.  

 

Ortadoğu`da direnişin ve yeni dizaynın başat aktörlüğünü KÜRTLERİN yaptığını tüm dünya görmüyor mu? Kürdistan şehri KOBANE bunun anahtarını vermiştir. Hükümetin buna saygı duyarak, tarihi güç alacağı yerde, karşıt tutum sergileyip tehditvari tutum takınması tehlike çanlarını kendi eliyle çalmasına benzemektedir. Çözüm süreci yürütüyorum diyen bir hükümet, nasıl olur da Kenan Evren`in diliyle konuşur.  

 

Cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet sözcüleri Kürt Halkı`nı tehditlerle, baskılarla sindiremeyeceklerini tarihsel süreç içerisinde öğrenemediler mi? Bile bile bir ülkeyi uçuruma götürmek niye?

 

Ortadoğu’yu bataklığa götüren DAİŞ barbarlığı ve piyonlarından farkları kalır mı?

 

Herkes şunu öğrenmeli, bilmeli ki KÜRTLER ikinci bir LOZAN`ı asla kabul etmedikleri gibi, Lozan`ı da fiilen ortadan kaldırmışlardır. Ortadoğu ve dünya ulusları açısından yapılacak yeni antlaşmanın ismi de "KOBANİSTAN ANTLAŞMASI" olacaktır, yüreklere ve bilinçlere böyle kazınacaktır.

 

Ortadoğu’nun yeni kaderinin yazılacağı "KOBANİSTAN ANTLAŞMASI" demokratik, adil, çok renkli, çok iradeli, çok inançlı, Kürdistani rengi baskın, sömürüye karşı olan yani "Çağın Halk Antlaşması "olarak tarihe geçecek nitelikte direniş antlaşması olacaktır.

 

AKP`nin korkusu ise Kobanistan`ın yarattığı etki ve açığa çıkaracağı kazanımlardır. Kendi içinde köşeye sıkışmışlığı aşmanın yolu Kürtleri tehdit etmek değil, Kobane özelinde Kürt Halkı`yla bütünleşmek ve Kürtleri bir Halk olarak tanıyıp, tarihsel tüm gereklilikleri yerine getirmektir.

 

Yoksa parti kapatma tehditleriyle, olacakları düşünmek istemiyoruz söylemleriyle, güvenlik yasalarıyla, kamu düzeni bahaneleriyle, sürece mahkûm değiliz demagojileriyle, çözümü askıya alırız kabadayılıklarıyla 2015 genel seçimlerinde ancak "KOALİSYON HÜKÜMETİ" olabileceklerdir, Kürt Halkı`nın da cevabının bu olacağı kesindir. 

 

Tehdit diliyle savaş, bilinç diliyle barış gerçekleşir. 

 

Bilinç dilinin savaş dilini yeneceği kesin ve mutlaktır. 

 

Selam ve saygılarımızla.. 

 

Nurullah Tunç - 05.11.2014
Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 937

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.