Ekolojiye önem veren, insanların yaşam kalitesini
önemseyen, halka hizmet etmeyi görev bilen bir düşüncenin felsefesini taşımak
elbette büyük sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi gerektirir. Siyaset kurumu
başta olmak üzere seçilmiş ve atanmışların tümü halkın beklentilerine en üst
seviyeden cevap olmak zorundadırlar. Bu cevap bazen ulusal mücadeleyi büyütmek,
kimi zaman kimlik mücadelesini vermek, her zaman direniş ruhuna sahip olmak ve
halka hizmet etmek gibi yüzlerce sorumluluğu taşımayı beraberinde getirmektedir.
Halka doğru ve yerinde hizmet etmek için sorunlara
çözüm gücü olmak bir zorunluluktur. Sorunlara çözümlerin üretilmediği
toplumlarda yetmezlikler bir alışkanlık haline gelir, dolayısıyla mağduriyetler
artar. Halkın kendi mağduriyetlerine çözüm arayışı, hak arama mücadelesi ise
meşrudur ve desteklenmesi gereken bir yaklaşım olmalıdır.
Hak arayışının bir örneği olarak Mardin
coğrafyamızdaki SU Problemi ele alınabilir.
MARSU(Mardin Su)sorumluluğunda olan Suyun
Mardin`de yıllardır ihmal edilmesi ise su kesintilerinin yapılması sonucunu
doğurmuştur.
BEYAZSU Projesi kapsamında Mardin Bölgesine
dağıtılan suyun tıpkı "elektrik kesintileri" gibi bir hal alması
HALKIMIZI mağdur etmektedir.
Elektrik kesintilerine karşı yüzbinlerin hak arama
mücadelesi ve yoğun yapılan eylemsellikler kamuoyunun hafızasında tazeliğini
korumaktadır.
Elektrikten de daha önemli ve zaruri olan SUYUN
Mardin ve İLÇELERİNDE hayatı felç ettiğini MARSU(Mardin Su)bilmiyor mudur?
Boru patlamalarını gerekçe gösteren yöneticiler, neden
sorunlar doğmadan önlem alacak planlamalara odaklanmıyorsunuz ?
Günlerce susuz kalan halkımızın sessizliğinin ve
nezaketinin bir sınırının olduğunu bilemeyecek kadar halktan koptunuz mu ey
sorumluluk mevkiinde bulunanlar?
Mezopotamya`nın kimliğiyle özdeşleşen SUYUN bu
kadar ihmal edilip, çarçur edilmesi ekolojik paradigmamızla çelişmiyor mu?
Mardin`deki muazzam su potansiyeline rağmen HALKIN
SUSSUZLUĞA mahkum edilmesi yanlış ve sorumsuz politikaların sonucu değil midir?
MARSU Genel Müdürlüğü`ne yetersiz, yetkin olmayan bürokratları
getirirseniz susuz kalmayı daha da derinleştirmiş olamaz mısınız?
Dünya devletlerinin savaş gerekçeleri olan Kürdistan`ın
Su Havzalarının merkezinde "yüzbinlerce insanı" Susuzluğa mahkum
etmek günah değil mi?
Halkın telefonlarına cevap vermeyecek kadar
sorumsuzca davranan sorumlular o koltuklarda ne işiniz var?
Marsu Genel
Müdürlüğü ve bürokratları sınıfta kalmıştır. Bu sorumluluğu almakla sorunun bir
parçası haline gelmişlerdir.
Bürokratlardan hesap soramayanlar şunu iyi
bilsinler ki, bu HALK hesap sormasını bilen erdemli bir halktır.
Yüzlerce kişinin şikâyetini bilen, dinleyen birisi
olarak "SU SORUNUNUN" acilen kalıcı bir çözüme kavuşması
gerekmektedir. Çok detaylara boğmadan genel bir aktarımla sorunu ele alıp, yetkilileri
harekete geçirmeye çalışmak hepimizin yurttaşlık hakkı olduğu da bilinmelidir.
Boruların değiştirilmesinden uzun vadeli su
projelerine, altyapı sorununu çözmekten alınacak teknik çalışanlara, Marsu
Genel Müdürlüğü bürokratlarının değiştirilip teknik düzeyi yüksek olan
mühendislerin iş başına getirilmesine kadar, su depolarının ilaçlanmasından
geri dönüşümü adilce olan faturalara kadar, hizmet alımıyla alınan emekçilerin
yeterlilik becerilerinden şeffaf bir yönetim anlayışına kadar bir dizi önlemin
alınması sıralanabilir, bunları çoğaltmak da mümkündür.
Devletin yıllardır yanlış ve sorumsuz
politikalarına maruz kalan HALKIMIZA en kaliteli hizmeti vermek MARSU gibi
kurumlar için bir zorunluluktur. Bu sorumluluğu ve zorunluluğu yerine getiremeyenlere
HALK, "HALKÇI DERSİ" vermeyi de iyi bilir...
Selam ve saygılarımızla..
Nurullah Tunç
25.11.2014