Kürt Halkı ve hareketi öncülüğünde Ortadoğu’da
ulusal birlikteliğin güçlendiği bir dönemde "fedakârlık ve duyarlılık" bir seferberlik ruhuna
dönüşebilmelidir.
Kürt Hareketi ve mücadelesi yoktan var olma
koşullarını yaratırken, temel dayanak noktası kendi halkı ve değerleri
olmuştur.
Halkına dayanarak büyüyen, mevzi kazanan ve zafere
yürüyen bir hareketin, Ortadoğu ve dünya siyasetine damga vurması tesadüfi
değildir. Fedakârlık, bilinç ve çözüm gücü üzerinden kendi imkânlarını yaratan
Kürt Halkı`nın savunmasız ve edilgen olmadığını artık dünya kabullenmiştir. Asıl
olan ise bu noktaya nasıl ve hangi imkânlarla gelindiğidir.
Manevi, ahlaki, vicdani ve ulusal değerlerin öncelikli
olduğu her hamle için Kürt Halkı tarihi rolünü oynamıştır. Fedakâr kadroların
arkasında her zaman yürüyen bir halkın, kendi bağrından çıkardığı Mazlum
Doğan`ı, Zilan`ı, Mahsum Korkmaz`ı, Orhan Doğan`ı, Ferhat Kurtay`ı, Sakine
Cansız`ı ve daha binlerce değerini sahiplenmesi büyük kahramanlıklarının ve fedakârlıklarının
sonucudur. Bu kahramanlık tarihi sonucunda çeşitli mevziler kazanılmıştır. Kazanılan
mevzilerin başında ise yerel yönetimler, yani BELEDİYELER gelmektedir.
Belediyeler ile ilgili çok geçmişe ve özel
detaylara inmeden birkaç konuya dikkat çekmek istiyoruz. Bilindiği üzere
spekülasyon ve tartışmalara açık olan belediyelerimizin son "ŞENGAL
KATLİAMI VE SONRASINDAKİ GÖÇTE" tedbirsiz yakalandıkları,"komünal
ekonomi politikaları" noktasında büyük bir eksiklik yaşadıkları
görülmüştür. Hükümet ve devlet politikalarının destek vermeyen köstek
anlayışlarına topu atarak işin içinden çıkmaya çalışmak, kolaycılık ve
politikasızlık olur. Dolayısıyla devlet ve hükümetten medet ummamak en doğru
tutum olacaktır.
Rojava ve Şengal başta olmak üzere Kürdistan`daki
tüm Belediye yönetimleri ile bürokrasisi acil çözüm üretmeli ve tüm imkânlarını
Ezidi Halkımıza seferber etmeye çalışmalıdırlar.
Belediyelerimiz kendi politikalarını Halkın
özgücüne dayanarak yapmayı bir zorunluluk olarak görmelidir.
Belediyelerimizde emek adaletsizliği ve maaş
dengesizliği, personel ve seçilmişlere verilen ücretlerle kendini açığa
vurmaktadır. Bu konuda ciddi çarpıklıklar söz konusudur. Adeta devlet zihniyeti
ve hiyerarşisiyle hareket edilmektedir.
800 lira ile
13.000 lira arası değişen seçilmiş, personel maaşları, DBP Belediyelerimizin
"adil, demokratik ve eşitlikçi belediyecilik" politikalarına
yakışmamaktadır. Bu konuda dengeli ve adil bir politika izlenmeliydi.
Geçmişteki adaletsizliği ortadan kaldıracak yeni
politikalar belirlemek ise artık kaçınılmaz olmalıdır. Ezidi Halkımıza ve
çeşitli derneklerimize bağış yapmak bunun ilk adımı olacaktır.
Onun için Belediye eş başkanları, belediye başkan
yardımcıları, daire başkanları, danışmanlar, müdürler, üst düzey bürokratlar, teknokratlar,
genel müdür yardımcıları, yani 3500 lira üstü maaş alanlar, kendilerinden
başlayacak sistematik ve düzenli "FEDAKÂRLIKLARA, BAĞIŞLARA" biran
önce başlamalıdırlar.
Tüm Belediye Eş başkanları en fazla 4000 lira, diğer
tüm saydıklarımıza ise en fazla 3.500 lirayı geçmeyecek maaşlar verilmeli, üstü
olan meblağ ise "her ay ve beş yıl boyunca" Ezidi kardeşlerimize ve
çeşitli derneklerimize düzenli aktarılmalıdır. Eğer bu konuda sıkıntı çıkaran
olursa siyasi irade, DBP, HDP devreye girerek müdahale etmelidir.
Amed, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyeleri`nde
işe alınacak "tüm üst düzey yöneticilere" bu şart mutlaka
koşulmalıdır. Sürekli ve sadece 3000-3500 lira maaş almaya herkes razı
edilmelidir, razı olmayanlar ise HALKA teşhir edilmelidir. Çünkü büyükşehir
belediyelerine geçen birçok emekçi ve memurun büyükşehir belediyelerince
verilecek yüksek maaşlar ve oradaki bürokratik yetkiler kendilerine cazip
gelmektedir.
Kızıltepe eski belediye başkanı Sayın Ferhan
Türk`ün, beş yıl boyunca Maaşını belediyeye bağışlaması takdir edilmesi gereken
bir davranıştır. Yine Ağrı belediyesi eş başkanı Sayın Sırrı Sakık da maaşını
Ezidi Halkımıza bağışlayarak örnek bir davranış sergilemiştir. Bu örneklerin
tüm DBP Belediyeleri için zorunlu olması sağlanmalıdır. Değerlerimize ve
halkımıza karşı sorumluluğun gereği olarak ekonomik fedakârlıklar artık bir
zorunluluk ve gerekliliktir.
Çünkü çoğu yöneticinin ulusal mücadele sloganları
ve fedakârlık söylemeleri ise göstermeliktir. Maddiyat hedefleri onlar için
maneviyatın önüne geçmiştir.
Tüm seçilmişler, bürokratlar, daire başkanları, müdürler,
danışmanlar, kısacası 4000 lira üzeri MAAŞ alanlar BU ÇAĞRIMIZA VAR MISINIZ?
Adalet, eşitlik, ulusal ruh, şehitlere bağlılık, demokratik
yaşam, Kürdistan`ın geleceği ve değerlere bağlılık BU ADIMLARI ATTIRMAYI
GEREKTİRİR!
Not: Tüm duyarlı arkadaşların yorumlarıyla bu
taleplerimize güç katmalarını diliyoruz.
Selam ve saygılarımızla..
Nurullah Tunç
01.09.2014