21.Yüzyılda, Cumhuriyetle yönetilen bir rejimin
hükümeti, dilinden `demokrasi sözcüğünü` hiç eksiltemeden kendi halkına açıkça
işkence ve zülüm uygulamaktadır.
Cumhuriyet rejimiyle yönetilen devletin başı
Tayyip Erdoğan ise, hamaset ve şiddet eksenli politikalarında ısrar edeceğini
hemen her gün yinelemektedir.
Kürt Halkı`nın tüm meşru haklarına savaş açan bir
Cumhurbaşkanı ve hükümetle karşı karşıyayız.
Kürt Halkı`nın ve Kürdistan Coğrafyası`nın tüm
kazanımlarına savaş açan bir başbakanla karşı karşıyayız.
**Devletin ve hükümetin Kürt Halkı`na yönelik
şiddetinin gün geçtikçe artmasına sessiz kalanlara ne demeli?
AKP ile Tayyip Erdoğan`ın akıldan, vicdandan ve
ahlaktan yoksun yok etme politikalarına çanak tutanlara ne demeli?
Ülke medyasının çoğunluğu, tam bir "bukalemun"
rolüne soyunmuştur.
Kürdistan`da olup bitenlerle ilgili hükümete tek
bir eleştiri getirememektedirler, sorgulayamamaktadırlar.
Basın ve medyanın çoğu, "devletin istihbarat
ve güvenlik pilot-bürolarının" emirlerini yerine getirme rolünü çoktan
kapmıştır. Kim bilir ne kadar ihaleyle ağızları ballandırılmıştır.
"Paralı Lejyonerler" ordusuna dönüşerek,
savaş dilini derinleştirmek misyonunu üstlenmişlerdir.
Kürdistan`da, devlet kurşunuyla öldürülen yüzlerce
sivil insanı göremeyen bir medya "üç maymundan" ötesi olmayan,
"şaklaban yaverler topluluğu" değildir de nedir?
Sahi bu ülkenin aydınları nerede?
Gezi`de kıyamet koparan bu ülkenin aydınları nerede?
Türkmenler için kıyamet koparan bu ülkenin
aydınları nerede?
Devlete toz kondurmayıp, halka yapılan her şeyi mubah
gören sözde aydınlar nerede?
Söz konusu Amed, Sur, Nusaybin, Cizre, Silopi,
Dargeçit... Yani Kürdistan olunca neden sessizliğe bürünmektesiniz?
Anlaşılan, "çoğu aydın geçinen" kişinin
genine IRKÇILIK, milliyetçilik ve ayırımcılık işlemiştir.
Oysa aydın; toplumun vicdanı, dili olmak
zorundadır.
Evet, bu ülkenin Ahmet Kaya, Yılmaz Güney gibi
cesur sanatçılara, aydınlara ihtiyacı var.
Zevke, sefaya ve paraya kendilerini kaptırmış
"naylon sanatçılar" o kadar çok türedi ki, ülkenin hayati sorunlarına
tek bir cümle bile edemeyecek kadar "pısırık" bir hale gelmişlerdir.
Bu ülkenin Üniversiteleri neden bu kadar sessiz?
Akademisyenler, bilim dünyası neden savaşa karşı
güçlü bir ses çıkaramıyor?
Akademisyen sıfatını almış ancak savaşa destek
sunan "zehirli profesörler, zehirli akademisyenler", maalesef mantar
gibi türemiştir.
Kürdistan`da öldürülen Zilan bebenin yerine, eğer
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan`ın çocuğu öldürülseydi kıyametleri koparmaz mıydınız?
Kürdistan`da, cenazesi 7 gün yerde kalan onurlu
ana, eğer Başbakan Ahmet Davutoğlu`nun annesi olsaydı kıyametleri koparmaz mıydınız?
***İşte asıl ayırımcı olan, bölücü olan, devletin şiddet
şarlatanlığını yapanlar sizlersiniz, sizler...
*Haktan, hukuktan, adaletten, insan haklarından ve
eşitlikten bahsedeceksiniz. Konu Kürt Halkı ve Kürdistan olunca da
"dansözler gibi" sağa, sola kıvıracaksınız.
Onursuzluğu kendine layık görenler, zulme karşı da
gelemezler.
*Ey Türk milliyetçileri; sizler hiçbir zaman kendi
kısır döngülerinizden kurtulamadınız.
Hep birilerinin piyonu oldunuz.
Kürt Halkı`na hep düşmanca yaklaştınız.
Bu devlet sizleri "sopa" olarak hep
kullandı.
Kürtlere karşı, Ermenilere karşı, Rumlara karşı ve
daha birçok mazlum halka karşı sizleri kullandı.
Oysa sizler Hitler ve Musolini zihniyetini hiç
aşamadınız.
Neredeyse katliamları meşru gören bir zihniyete
büründünüz. Dolayısıyla kafatasçı bir gerçeklik haline dönüştünüz.
Çok yazık...
Kürt Halkı`na düşmanca yaklaşan hiçbir anlayış, kazanamadığı
gibi, bundan sonra da kaybetmeye ve erimeye mahkûm olacaktır.
Ülkenin ekonomistleri, siyasetçileri, sivil toplum
örgütleri, muhafazakârları, hukukçuları, aydınları, sanatçıları, üniversiteleri,
medyası, dindarları, devrimcileri, emekçileri daha güçlü bir sesle "KRAL
ÇIPLAK" diyebilmelidir.
Daha güçlü bir sesle "AKP ÇIPLAK"
diyebilmelidir.
**Kürdistan`da yürütülen kirli savaşa karşı,
Sokağa çıkma yasaklarını getiren zihniyetlere karşı,
Roboski Katliamını gerçekleştiren hükümete karşı,
Seçilmişleri, yurtseverleri, zindanlara tıkayan
politikalara karşı,
Kobanê`nin özgürleşmesini engellemeye çalışan
zihniyetlere karşı,
"Üç fidanı" katleden barbarlığa karşı,
Sonuna kadar "Hendeklere gömeceğiz"
gericiliğine karşı,
"Kürt sorunu yoktur", diyen cahiliye
zihniyetlerine karşı,
"Ananı al da git", diyen basiretsizliğe
karşı,
"Muhtarların Efendisi" olan saray
sultanlığına karşı,
DAİŞ barbarlığıyla işbirliği yapacak kadar
acizleşen ucuz siyasetlere karşı,
""BARIŞ BLOKUNA savaş açan tüm kirli
ittifaklara, senaryolara ve yasaklara karşı "KÜRT HALKI ve DOSTLARI"
elbette kazanacaktır...""
Selam ve saygılarımızla...
Nurullah Tunç
01.01.2016