• Ana Sayfa
  • »
  • Ortadoğu`da Tecavüz Kültürüyle Beslenen Devlet Münafıklığı...

Ortadoğu`da Tecavüz Kültürüyle Beslenen Devlet Münafıklığı...

Bir toprağı işgal etmek, bir halkın değerlerini yok saymak, zorla bir yeri istila etmek nasıl tecavüzse, bir insanın ya da kadının bedenini zorla ele geçirmek de bir tecavüz yöntemidir.

 


 

İnsanlığın onurunu ayaklar altına almanın en önemli metotlarından birisi de tecavüz sistemidir. Günümüze kadar yaygınca başvurulan, kullanılan bu yöntemin temel kaynağı da ataerkil devlet sistemleridir.

 

Sümer Rahip Devleti`ndeki tapınak sisteminden beslenen bu anlayışın temsilcileri, günümüzde ise daha farklı metotlarla bunu güncellemeye çalışmaktadırlar.

 

Bir toprağı işgal etmek, bir halkın değerlerini yok saymak, zorla bir yeri istila etmek nasıl tecavüzse, bir insanın ya da kadının bedenini zorla ele geçirmek de bir tecavüz yöntemidir.

 

*Tecavüzdeki asıl hedef ise iradesizleştirmek ve onursuzlaştırmaktır.*

 

Bu yönüyle bakıldığında 1639`daki Kasr-ı Şirin antlaşması Kurdistan topraklarına ilk tecavüzün resmi tarihidir.

 

Osmanlı İmparatorluğu`nun çöküşüyle hızlanan tecavüz politikaları İran`da, Türkiye`de, Irak`ta, Suriye`de devletlerin eliyle varlığını günümüze kadar sürdürmüştür.

 

Dünyanın birçok ülkesinde yaygın olan tecavüz kültürünün Ortadoğu`daki gerçekliğine özetle değinmek istiyorum.

 

Kurdistan Coğrafyası üzerinde sistematik olarak uygulanan tecavüz politikalarının devletlerin eliyle yapıldığını kim inkâr edebilir?

 

1930`lu yılların başında Dersim Coğrafyası`na tecavüz ederek, on binlerce insanı katleden, halkın ırzına geçen Türkiye Devleti`nin resmi ideolojisi değil miydi?

 

Yine 1980`li yılların sonunda HALEPÇE`de binlerce masum çocuğu katlederek Kurdistan`a tecavüz eden, on binlerce Kürt`ü ana topraklarından koparan Irak Baas rejimine ne demeli?

 

Yine Amude Sineması`nı ateşe verip onlarca Kürt`ü yakan Suriye Baas rejimi de tecavüz kültüründen beslenmiştir.

 

Lice`yi yakan zihniyet nasıl tecavüzcü kültürden besleniyorsa, Enfal`de katliam yapan anlayış da aynı kültürün ürünüdür.

Taksimi işgal eden anlayış nasıl "tecavüz kültüründen" gücünü alıyorsa, Mahabat Kürt Cumhuriyeti`ne bomba yağdıran anlayış da aynı kültürün uygulayıcısı olmuştur.

 

Şengal`de Ezidi kardeşlerimize saldıran zihniyetle, Rojava Devrimi`ni engellemeye çalışan tüm zihniyetler de tecavüz kültürünün lejyonerleridir.

 

Roboski`de 34 masum insanı katleden devletle, ÖZGECAN ASLAN`a tecavüz edenlerin cesaret aldığı zihniyet birdir.

 

Deniz Gezmişleri idam eden zihniyetle, Ferzad Kemangeri darağacına götüren rejimler tecavüzcü kültürün aynı politikaları değil midir?

 

Kurdistan`ın yağmalanması için tarih boyunca derin ittifaklar yapan Türkiye`nin, Irak`ın, Suriye`nin ve İran rejimlerinin tecavüz kültürünü daha da meşrulaştırdıklarını kim inkâr edebilir?

 

İradesizleştirmeyi, onursuzlaştırmayı hedefleyen tecavüz kültürü; kimi zaman kimliksizleştirmek, kimi zaman inkar etmek, kimi zaman istila etmek, kimi zaman katliam yapmak, kimi zaman idam etmek, kimi zaman da kadın bedeni üzerinden kendini formüle etmiştir.

 

Namus ve tecavüz algısının kadın bedeni üzerinden tanımlanması ise devletçi geleneğin politikalarıyla hafızalara zorla yerleştirilmiştir.

 

Bu politikaları ustaca kullanan devletlerden birisi de İran`dır.

 

İran rejiminin Kürtlere yönelik idam politikasıyla, kadına yönelik cinsiyetçi siyaseti paralellik içerisindedir.

 

*Kürt Halkı`nın değerlerine tecavüz eden İran rejimini münafık olarak tanımlamak yerinde olacaktır.

 

Fars Halkı`na da zulmeden İran rejiminin, Kürt halkına saldırısını Ortadoğu`daki Kürt karşıtı zihniyetlerden ayrı tutmak mümkün değildir.

 

Kürtlere bu kadar saldırmanın perde arkası senaryolarını elbette biliyoruz.

 

Tecavüz kültürünün devlet ve hükümet ayakları da dikkate alındığında, son olarak onurlu Kürt kadını FERİNAZ XOSROWANİ`ye İran askerlerinin saldırısı ve tecavüz girişimleri bunun en somut kanıtı değil midir?

*İradesini, onurunu kahpe İran askerlerine teslim etmeyip, yüksek binanın penceresinden atlayarak Mahabat`da ölüme giden Ferinaz Xosrowani İnsanlığın, kadının ve Kürt Halkı`nın onuru olarak tarihe geçmiştir*.

 

Tıpkı Zilanların, Beritanların, Arin Mirxanların, Sakinelerin, Leyla Qasımların, Özgecan Aslanların tarihin onurlu sayfalarında yer aldıkları gibi.

 

Tecavüz kültürünün uygulayıcısı İran rejimini uyarıyoruz!

 

Tecavüz zihniyetinin uygulayıcısı tüm ataerkil devletlere haddinizi bilin diyoruz!

Tecavüz anlayışına sahip tüm sistemlere ve bireylere çöküşünüz yakındır diyoruz!

"Rojava Kadın Devrimi" Ortadoğu ve dünyadaki tüm TECAVÜZCÜ sistemlerin panzehiridir.

 

Bu devrimi büyütmenin tam da zamanı...

 

Selam ve saygılarımızla...

 

Nurullah Tunç

09.05.2015

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 701

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.