Toplumların, halkların ve insanlığın temel
vazgeçilmez değerlerinin başında çocukları gelir. Çocuklara yaklaşım insanlığa
ve özgürlüğe bakış açısıyla paralellik göstermektedir.
Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyada, savaşlardan
ve çatışmalardan en fazla etkilenen, zarar görenler ise çocuklardır.
Savaşların, sömürünün, ırkçılığın ve devlet
faşizimlerinin faturasını ödeyen yüzbinlerce çocuk açlıktan ölmekte, katliamlar
ve istismarlarla karşı karşıya bırakılmaktadır.
Somali`den Afganistan`a, balkan ülkelerinden Ortadoğu’ya
kadar yoksulluğun ve savaşların en ağır bedelini ödeyen çocukların olduğu bir
dünyada kimse eşitlik, adalet ve sosyal devletten sistematiğinden bahsetmesin.
Kapitalist sistemin prototipi olan ırkçı ulus
devlet zihniyetleri ise susamışlıklarını ve başarısızlıklarını çocuk
bedenlerine saldırarak gidermeye çalışmışlardır.
Bu yöntemin en yaygın kullanıldığı yerlerin
başında ise Kürdistan gelmektedir.
Kürdistan ulusal mücadelesinin ve halkının geldiği
düzeyi kabullenemeyen zihniyetin, gerçekleştirdiği çocuk katliamlarının haddi
hesabı kalmamıştır.
Yüzlerce çocuğun katili olan bir devletin ayakta
kalması mümkün olabilir mi?
Uğur Kaymaz on iki yaşında on üç kurşunla
katledildi. Ceylan Önkol, Enes Ata, Berkin Elvan, İbrahim Aras katledilen
çocuklardan sadece birkaçıdır. Son on iki yılda 186 çocuk katledildi.
Asker ve polisin eliyle katledilen çocukların
hesabını veremeyen bir zihniyet; barışı, demokrasiyi, adaleti getirebilir mi?
Ceylan Önkol`un " o güzel gözlerinin
ışıltısından" korkan bir devlet, çocuklarımıza özgür bir gelecek vaad
edebilir mi?
Uğur Kaymaz`ın kaleminden korkan bir anlayış, Kürdistan`ın
tüm çocuklarını kucaklayabilir mi?
Berkin Elvan`ı nişan alan kurşunun taşıyıcısı
kirli zihniyet, demokrasiyi bu ülkeye getirebilir mi?
Roboski`de öldürülen çocuklarımızın hesabını
vermeyen bir devlet, özgürlükleri ve kardeşliği sağlayabilir mi?
Şengal`de katledilen, Rojava`da öldürülen, Somali`de
açlıktan ölen, Filistin`de bombalanan, Gezi`de infaz edilen, Amed`te
bombalanan, Mahabat`ta asılan, Mısır`da elinde bomba patlayan, Küba`da
kaçırılan tüm çocukların kaderi birse eğer,o zaman sorgulanması gereken
zihniyet de birdir.
Toplumları, halkları ve insanlığı uçuruma
sürükleyen bu sistemlerden hesap sormak her zamankinden daha fazla elzem
olmuştur.
Çocuklarımız onurumuzdur!
Çocuklarımız geleceğimizdir!
Çocuklarımız, Pir Seyid Rıza`nın emanetidir!
Çocuklarımız, Mazlum Doğan`a olan sevdamızdır!
Çocuklarımız kimliğimizdir!
Çocuklarımız dünyaya uçurduğumuz barış güvercinleridir!
Çocuklarımız, Uveyş anaya merhaba diyen kardelenlerimizdir!
Çocuklarımız bizim yaşama bakışımız ve duruşumuzdur!
Çocuklarımız, Sayın ÖCALAN`ın "muazzam değer
verdiği" geleceğe akan pınarlarımızdır!
Biz faşizmin zulmüne inat, çocuklarımıza onurlu
bir gelecek hazırlamaya ve katledilen güzel gözleri anmaya devam edeceğiz..
Tüm annelerin ellerinden öperek...
Selam ve saygılarımızla..
Nurullah Tunç
10.09.2014