İnsanlığın temel mutsuzluk kaynaklarından olan
kapitalizmin, sürekli bir arayış içerisinde olması siyasi, toplumsal, kültürel
ve ekonomik dengeleri de tetiklemektedir.
Kendi varlığını başkalarının çatışması ve sömürüsü
üzerinden güçlendiren kapitalizm, ne yazık ki savaşların, kaosların ve
katliamların derinleşmesine neden olmaktadır.
Yüzyıllardır sömürülen Ortadoğu’da, "Arap
baharı" adı altında estirilen rüzgârın nereye evrileceğini tahmin
etmeyenler, şuan büyük bir paradoks ve çıkmaz içerisine girmişlerdir.
Mısır`da, Irak`ta, Libya`da, Fas`ta.. vb ülkelerde
Arap baharını estirenler Ortadoğu’ya demokrasi ve özgürlük rüzgarını
getireceklerini insanlığa yutturmaya çalışmışlardır. "Kapitalist Modernist
sistemin" öncülerinin yeni bir paylaşım savaşını başlattıklarını hesaba
katmayanlar, bugün içinde bulunan durumu da algılayamamışlardır.
Oysa Arap baharı yeni ve lanetli bir doğum
yapmıştır. Bu doğumdan ise DAİŞ(IŞİD)diye bir yaratık dünyaya gelmiştir. Bu
yaratığı besleyip büyütenler canavarlaşmaya doğru evrilen bu realiteyi ise ilk
başta kendi çıkarları için kullanmışlardır. Kendi çıkarları için besledikleri
bu yarattığı doğuşundan, büyütülmesine ve kullanılmasına kadar kontrolde
tutanların "Yapay Arap Baharı`nın" mimarları olduklarını unutmamak
gerekir.
Arap Baharı`nın evladı olan DAİŞ`e, Ortadoğuda
yeşeren "DEMOKRATİK ULUSAL KÜRT BAHARI`na" karşı "savaşmak ve
düşmanlık yapmak" misyonunu vermişlerdir.
Demokratik Kürt Baharı`nın "Ortadoğu’daki Halkların
Newrozu" olacağını öngören sömürgeci, ırkçı devletler ise devreye girerek,
`kendi kontrollerinde` gelişecek bir yapılanmaya ağırlık vermişlerdir. Bu
kontrollü sağlamak için Kürt Halkı`na ayar verme ve güçsüz bırakma stratejisini
uygulamışlardır. ABD, İsrail, Rusya, İngiltere, Fransa, İran, Türkiye, Suudi
Arabistan, Katar gibi ülkeler bu kirli ayarın aktörleri olmuşlardır.
DAİŞ çetelerinin Şengal`e, Kobane`ye, Sere Kaniye
ve Hewler`e saldırısıyla AMED`te yapılan provakasyonların birbirlerinden ayrı
değerlendirilemeyeceği bilinmelidir.
DAİŞ ve destekçilerinin KOBANE`de katliam ısrarı
`Kürt Baharıyla, Ortadoğu Newrozu`nun` önünü kesmek isteyenlerin oyunu olduğu
açığa çıkmıştır.
Oysa gerçek Arap baharıyla, demokratik Kürt
baharının buluşması tarihi ve stratejik önemdedir. Irak`ta zayıf ve kısmen de
olsa bunun gerçekleşmesi, İran, Suriye, Türkiye Devletleri tarafından olumlu
karşılanmamıştır.
Kürdistan karşıtlığı üzerinden statükocu
politikalarında ısrar edenlerin ise ileride kendi ülkelerinde "başka
baharlarla" karşılaşmaları hiç tesadüf olmayacaktır. Tarih bazen de
tekerrürden ibarettir.
Şuana kadar DAİŞ`e karşı dik duranlar ise sadece
Kürtlerdir. Yapay Arap Baharı`nın Ortadoğu’ya armağanı olan DAİŞ`i ise durduran
sadece Kürt Halkı olmuştur.
*Onlarca devletli toplumun başedemediği
DAİŞ`i," devleti olmayan Kürt`lerin durdurması ise" başlıbaşına bir
destandır. Bu destanın pratik koşullarının ileride uluslararası güçlerin de
ilham kaynağı olacağı kesindir*.
Son olarak;
Yapay Arap baharını destekleyenler neden gerçek
Kürt Baharı`nı engellemeye çalışıyorlar, diyoruz?
Çünkü Demokratik Ulusal Kürt Baharı, Ortadoğu’ya
barışı, eşitliği ve özgürlükleri getirecektir.
Demokratik Ulusal Kürt Baharı, tüm etnisitelerin, renklerin
ve inançların kendini yeniden yaşamasını sağlayacaktır.
Çünkü Demokratik Ulusal Kürt Baharı Ankara, Tahran,
Bağdat, Şam merkezli zihniyetlerin kendileriyle hesaplaşmasını ve hesap
sorulmasının koşullarını geliştirecek, güçlendirecektir.
Çünkü Demokratik Ulusal Kürt Baharı Seyid
Rıza`nın, Şeyh Said`in, Qazi Muhammed`in, Mazlum Doğan`ın, Deniz Gezmiş`in, Arin
Mirxan`ın, Mustafa Barzani`nin ve daha ismini sayamadığımız binlerce
değerimizin onurlu mücadelelerini gururla taçlandıracaktır.
Çünkü Demokratik Kürt Baharı uluslararası tüm
komploların ve ittifakların Ortadoğu’ya müdahale zeminlerini zayıflatacaktır.
"Demokratik Ulusal Kürt Baharı`nı sadece
Kürtler için değil, Ortadoğu’da yaşayan tüm renkler, toplumlar ve halklar için
bir tehlike olarak görmeden, `tarihi bir şans olarak kabul etmek` altını
çizmemiz gereken en önemli husustur".
Yapay Arap Baharı değil; özgürlükçü, adil, devrimci,
onurlu, eşitlikçi Kürdistan Baharı diyoruz.
Yapay baharlar değil, Kobane`de meşale olup, Ortadoğu’yu
aydınlatan Rojava Kürdistanı`nın gerçek zafer bayramları diyoruz.
O halde Ortadoğu kaosundan çıkışın anahtarı "DEMOKRATİK
ULUSAL KÜRT BAHARI`NI, NEWROZUNU" destekleyip, büyütmekten geçtiğini
unutmadan...
Selam ve saygılarımızla...
Nurullah Tunç
19.10.2014