İnsanlığın çıkış ve gelişim merkezlerinden biri
olan Ortadoğu Coğrafyası tarih boyunca kanlı savaşlara sahne olmuş, ihanet ve
kahramanlıkların da pratiğini yaşamıştır.
Museviliğin, Hristiyanlığın, Ezidiliğin, Müslümanlığın
çıkış merkezi olan Ortadoğu bin yıllar boyunca mezhep ve etnik sorunlarla
boğuşarak kendi rönesansını gerçekleştirememiştir.
Bilim, sanat, edebiyat, sanayi ve teknolojide
yeterli çıkışı yakalayamayan Ortadoğu kendi sorunlarını da çözememiş, adeta
savaş ve kaosların merkezi haline gelmiştir. Kendi sorunlarının çözümünü
dışarıda aramaya çalışan zihniyetin bağımlı ve sömürülmeye açık hale gelmesi de
kaçınılmaz olmuştur.
Uluslararası güçlerin Haçlılardan beri var olan
tahakküm anlayışı 2000`li yıllarda zirve yapmış, Ortadoğu`da mezhepsel, etnik, köktendinci
ve cemaat gibi tüm örgütlerin çatışmaları uluslararası güçlerin politikalarıyla
daha da derinlik kazanmıştır.
Uluslararası güçler kendi ülkelerinde yaşayan
köktendinci örgütleri yönlendireceği ve Ortadoğu’da sürekli sopa olarak
kullanacağı bir projeyle "yeni stratejik suni örgütler oluşturma"
hedefini devreye koymuştur.
IŞİD suni stratejik bir örgüt olarak Ortadoğu’da
konumlandırılmış, kontrol ve otokontrolle yönetilmeye çalışılmıştır.
Kürt Halkı`na karşı, İran`daki şiilere yönelik ve
Suriye rejimine karşı bir sopa olarak hazırlanan IŞİD`in kontrol dışına
çıkacağını hesaba katamayan güçler yeni bir arayışı başlatmışlardır. Musul`un
ele geçirilmesi uluslararası güçlerin onayıyla olmuş, Şengal`e yönelik
katliamların yapılması ise bir plan dahilinde yürütülmüştür.
Bu planın bir parçası olan tüm güçlerin tarih
karşısında hesap verecekleri kesindir. Erbil ve Bağdat`a yaklaşan IŞİD`i
durdurmayan ABD ve uluslararası güçler yeni bir dizaynla Güney Kürdistan`ın
Devletleşmesini engellemek, Kürtlerin de istemediği Maliki yönetimini devirmek
ve Güney Kürdistan`ı Irak merkezi yönetimiyle bütünleştirmeye çalışmak için
çeşitli planlamalar yaptıkları görülmüştür.
ABD`nin, Erbil ve Bağdat`a girmesi muhtemel olan
IŞİD`i hava saldırılarıyla vurması, bu planlarını amacına ulaştırılmıştır. Maliki
yönetimi istifa etmiş, Güney Kürdistan devlet hedefini ötelediği görülmüş, ABD`nin
kurtarıcı pozisyonunu yinelenmiştir.
Uluslararası güçlerin hesaba katamadıkları PKK ve
YPG ise Kürdistan tarihinin en onurlu hamlelerinden birisini gerçekleştirerek
ŞENGAL`da destansı bir kahramanlık gerçekleştirmiştir. IŞİD çetelerinin
ilerlemesini durdurarak Şengal`i soysuzlardan temizleyerek, Ezidi ve Ortadoğu
Halklarının onurunu kurtarmıştır.
Tüm bunlar olurken Türkiye Devleti IŞİD`i
desteklemiş,49 rehineyi bahane ederek Kürt katliamlarına sessiz kalmıştır. Ortadoğu’da
lider ülke olacağım diyen bir ülke nasıl oluyor da 49 rehinesini kurtaramıyor?
Yoksa 49 rehine bahane edilerek Kürdistan
Halkı`nın YPG, HPG, PKK, KCK, KDP, YNK öncülüğünde oluşan tarihi kardeş
ittifakını mı tahammül edemiyor?
Eğer YPG ve HPG olmasaydı soysuz IŞİD çeteleri kim
bilir sivil halka yönelik ne katliamlar gerçekleştirirdi?
Ortadoğu`da IŞİD çetelerini destekleyen ve
besleyen kim olursa olsun, Müslümanlık hukukuna göre münafıktır ve lanetliktir.
Görünen o ki IŞİD Ortadoğu’da birilerinin sopası
olmaya devam edecektir.
Uluslararası sistemlerin ve ortadoğu despotik
güçlerinin sopası olan çeteler topluluğunun bir plan dahilinde uzun yıllar
boyunca desteklenecekleri bilinmelidir.
Peki, bu sopa(IŞİD) kimlere karşı kullanılacak?
-Kürt Halkı`nın demokratik birlikteliğine ve
kurtuluşuna karşı
-Ortadoğu’da tüm halkların özgür birlikteliğine
karşı
-Rojava`da Kürdistan Halk Sistemine karşı
-İran`da kontrol dışına çıkacak rejime karşı
-Suriye`de alternatif bir Şii yönetim seçilinceye
kadar, ESAD rejimine karşı
-Gerçek Müslümanlığın yaşam bulması ve
halklaşmasını engellemeye karşı
-Kuzey Kürdistan`da Halkı baskılamaya karşı
-Türkiye Devrimci mücadelelerine ve Özgürlükçü
paradigmalara karşı
-Alevi Halklarının mücadelesine karşı
-Filistin Halkı`nın özgürleşmesine karşı
-Ortadoğu petrollerini yıllarca yağmalyıp, sömürmek
için IŞİD Ortadoğu`da Uluslararası güçlerce ve otoriter sistemlerce hep
kullanılacaktır.
IŞİD barbarlığı; toplumlar, halklar ve insanlık
için bir beladır. Bu beladan kurtulmak:
*Tüm Kürdistan Halkları ve siyasetleri daha fazla
birlik olmalı
*IŞİD`e karşı ilkeli ve stratejik koalisyonlara
destek olunmalı
*Ortadoğu`da Demokratik Konfederasyonlaşma
Sisteminin oluşturulması çalışmalarına hız verilmeli
*Rojava ve Güney Kürdistan Halkları seferberlik
ruhuyla desteklenmeli
*Türkiye içinde olan "IŞİD Kampları"
için Devlet ve hükümete baskı kurulmalı
*Ezidi Kardeşlerimize seferberlik ruhuyla sahip
çıkmalı, her türlü lojistik destek sağlanmalı
*Sayın ÖCALAN`nın Ortadoğu’yla ilgili stratejik
çalışmalarından, çözümlemelerinden ve toplumsal paradigmasından faydalanılmalı
*31.500 militanı olan IŞİD`in tüm Müslümanlar ve
insanlık için ne kadar tehlikeli olduğu bilince çıkarılmalıdır...
Ortadoğu’yu karanlığa götürecek çetelere ve
soysuzlara değil; insanlığı kurtuluşa taşıyacak adalete, eşitliğe, barışa ve
özgürlüğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır.
Selam ve saygılarımızla...
Nurullah Tunç
12.09.2014