• Ana Sayfa
  • »
  • Halkların Demokratik Kurtuluşu İçin Ortadoğu’da Ne Yapmalı?

Halkların Demokratik Kurtuluşu İçin Ortadoğu’da Ne Yapmalı?

Ortadoğu`da IŞİD çetelerini destekleyen ve besleyen kim olursa olsun, Müslümanlık hukukuna göre münafıktır ve lanetliktir.

 


 

İnsanlığın çıkış ve gelişim merkezlerinden biri olan Ortadoğu Coğrafyası tarih boyunca kanlı savaşlara sahne olmuş, ihanet ve kahramanlıkların da pratiğini yaşamıştır.

 

Museviliğin, Hristiyanlığın, Ezidiliğin, Müslümanlığın çıkış merkezi olan Ortadoğu bin yıllar boyunca mezhep ve etnik sorunlarla boğuşarak kendi rönesansını gerçekleştirememiştir.

 

Bilim, sanat, edebiyat, sanayi ve teknolojide yeterli çıkışı yakalayamayan Ortadoğu kendi sorunlarını da çözememiş, adeta savaş ve kaosların merkezi haline gelmiştir. Kendi sorunlarının çözümünü dışarıda aramaya çalışan zihniyetin bağımlı ve sömürülmeye açık hale gelmesi de kaçınılmaz olmuştur.

 

Uluslararası güçlerin Haçlılardan beri var olan tahakküm anlayışı 2000`li yıllarda zirve yapmış, Ortadoğu`da mezhepsel, etnik, köktendinci ve cemaat gibi tüm örgütlerin çatışmaları uluslararası güçlerin politikalarıyla daha da derinlik kazanmıştır.

 

Uluslararası güçler kendi ülkelerinde yaşayan köktendinci örgütleri yönlendireceği ve Ortadoğu’da sürekli sopa olarak kullanacağı bir projeyle "yeni stratejik suni örgütler oluşturma" hedefini devreye koymuştur.

IŞİD suni stratejik bir örgüt olarak Ortadoğu’da konumlandırılmış, kontrol ve otokontrolle yönetilmeye çalışılmıştır.

 

Kürt Halkı`na karşı, İran`daki şiilere yönelik ve Suriye rejimine karşı bir sopa olarak hazırlanan IŞİD`in kontrol dışına çıkacağını hesaba katamayan güçler yeni bir arayışı başlatmışlardır. Musul`un ele geçirilmesi uluslararası güçlerin onayıyla olmuş, Şengal`e yönelik katliamların yapılması ise bir plan dahilinde yürütülmüştür.

 

Bu planın bir parçası olan tüm güçlerin tarih karşısında hesap verecekleri kesindir. Erbil ve Bağdat`a yaklaşan IŞİD`i durdurmayan ABD ve uluslararası güçler yeni bir dizaynla Güney Kürdistan`ın Devletleşmesini engellemek, Kürtlerin de istemediği Maliki yönetimini devirmek ve Güney Kürdistan`ı Irak merkezi yönetimiyle bütünleştirmeye çalışmak için çeşitli planlamalar yaptıkları görülmüştür.

 

ABD`nin, Erbil ve Bağdat`a girmesi muhtemel olan IŞİD`i hava saldırılarıyla vurması, bu planlarını amacına ulaştırılmıştır. Maliki yönetimi istifa etmiş, Güney Kürdistan devlet hedefini ötelediği görülmüş, ABD`nin kurtarıcı pozisyonunu yinelenmiştir.

 

Uluslararası güçlerin hesaba katamadıkları PKK ve YPG ise Kürdistan tarihinin en onurlu hamlelerinden birisini gerçekleştirerek ŞENGAL`da destansı bir kahramanlık gerçekleştirmiştir. IŞİD çetelerinin ilerlemesini durdurarak Şengal`i soysuzlardan temizleyerek, Ezidi ve Ortadoğu Halklarının onurunu kurtarmıştır.

 

Tüm bunlar olurken Türkiye Devleti IŞİD`i desteklemiş,49 rehineyi bahane ederek Kürt katliamlarına sessiz kalmıştır. Ortadoğu’da lider ülke olacağım diyen bir ülke nasıl oluyor da 49 rehinesini kurtaramıyor?

 

Yoksa 49 rehine bahane edilerek Kürdistan Halkı`nın YPG, HPG, PKK, KCK, KDP, YNK öncülüğünde oluşan tarihi kardeş ittifakını mı tahammül edemiyor?

 

Eğer YPG ve HPG olmasaydı soysuz IŞİD çeteleri kim bilir sivil halka yönelik ne katliamlar gerçekleştirirdi?

 

Ortadoğu`da IŞİD çetelerini destekleyen ve besleyen kim olursa olsun, Müslümanlık hukukuna göre münafıktır ve lanetliktir.

 

Görünen o ki IŞİD Ortadoğu’da birilerinin sopası olmaya devam edecektir.

 

Uluslararası sistemlerin ve ortadoğu despotik güçlerinin sopası olan çeteler topluluğunun bir plan dahilinde uzun yıllar boyunca desteklenecekleri bilinmelidir.

 

Peki, bu sopa(IŞİD) kimlere karşı kullanılacak?

 

-Kürt Halkı`nın demokratik birlikteliğine ve kurtuluşuna karşı

-Ortadoğu’da tüm halkların özgür birlikteliğine karşı

-Rojava`da Kürdistan Halk Sistemine karşı

-İran`da kontrol dışına çıkacak rejime karşı

-Suriye`de alternatif bir Şii yönetim seçilinceye kadar, ESAD rejimine karşı

-Gerçek Müslümanlığın yaşam bulması ve halklaşmasını engellemeye karşı

-Kuzey Kürdistan`da Halkı baskılamaya karşı

-Türkiye Devrimci mücadelelerine ve Özgürlükçü paradigmalara karşı

-Alevi Halklarının mücadelesine karşı

-Filistin Halkı`nın özgürleşmesine karşı

-Ortadoğu petrollerini yıllarca yağmalyıp, sömürmek için IŞİD Ortadoğu`da Uluslararası güçlerce ve otoriter sistemlerce hep kullanılacaktır.

 

IŞİD barbarlığı; toplumlar, halklar ve insanlık için bir beladır. Bu beladan kurtulmak:

 

*Tüm Kürdistan Halkları ve siyasetleri daha fazla birlik olmalı

*IŞİD`e karşı ilkeli ve stratejik koalisyonlara destek olunmalı

*Ortadoğu`da Demokratik Konfederasyonlaşma Sisteminin oluşturulması çalışmalarına hız verilmeli

*Rojava ve Güney Kürdistan Halkları seferberlik ruhuyla desteklenmeli

*Türkiye içinde olan "IŞİD Kampları" için Devlet ve hükümete baskı kurulmalı

*Ezidi Kardeşlerimize seferberlik ruhuyla sahip çıkmalı, her türlü lojistik destek sağlanmalı

*Sayın ÖCALAN`nın Ortadoğu’yla ilgili stratejik çalışmalarından, çözümlemelerinden ve toplumsal paradigmasından faydalanılmalı

*31.500 militanı olan IŞİD`in tüm Müslümanlar ve insanlık için ne kadar tehlikeli olduğu bilince çıkarılmalıdır...

 

Ortadoğu’yu karanlığa götürecek çetelere ve soysuzlara değil; insanlığı kurtuluşa taşıyacak adalete, eşitliğe, barışa ve özgürlüğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır.

 

Selam ve saygılarımızla...

 

Nurullah Tunç

12.09.2014


Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1640

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.