• Ana Sayfa
  • »
  • "Kürt Sorunu Yoktur" Diyen Bir Zihniyetin Hedefi

"Kürt Sorunu Yoktur" Diyen Bir Zihniyetin Hedefi

"Kürt sorunu yoktur", diyen bir Cumhurbaşkanı bu ülkenin en büyük sorunu olma yolunda hızla ilerlemektedir.

 


 

Kürdistan başta olmak üzere tüm dünyada Newroz ateşinin tarihe iz düşeceği bir dönemde, maskeli zihniyetlerin provakatif açıklamaları anlamını çoktan yitirmiştir. Bin yıllardır mazlum halkların kurtuluş mücadelelerinin simgesi olan Newroz ruhu, 2015 yılında da Kürdistan halklarının Kobane`deki ruhuyla bütünleşerek yeni bir tarih yazacaktır. Bu yeni tarihin 7 Haziran 2015 seçimlerine mutlak anlamda yansıyacağını düşünenlerin korkuları gün geçtikçe artmaktadır.

 

Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki başarı, Kobane`deki zafer, Çözüm sürecindeki kararlılık paramiliter, despotik ve tek tipçi anlayışların gerçek yüzlerini deşifre etmiştir.

 

"Kürt sorunu yoktur", diyen bir Cumhurbaşkanı bu ülkenin en büyük sorunu olma yolunda hızla ilerlemektedir.

 

2005 Amed konuşmasıyla övünen Tayyip Erdoğan`ın zik zaklı yollar çizmesinin ruhi halliyeti iktidar travmaları değil midir?

 

Elde ettikçe doymayan kişiliğin psikiyatrik ve psikolojik tanımlaması ruhsal bozukluk olamaz mı?

 

AKP`nin polit büro şefi gibi çalışmanın Cumhurbaşkanlığı konumuyla alakası olabilir mi?

 

Sadece iktidarın Cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan, meydanlara çıkarak tüm yetkilerini, makamını AKP için seferber etmesi demokratik olan hiçbir ülkede görülmemiştir. Salt AKP`ye çalışan Erdoğan`ın bu politik stratejisinin ne ahlakla, ne eşitlikle, ne vicdanla ne demokrasiyle, ne de hukukla izah edilebilir hiçbir yönü var mıdır?

 

Kenan Evren yasalarının da çok gerisinde olan bu politikalar olsa olsa tek adamlık, padişahlık ve sonu gelmeyen despotizme davetiye çıkarmaktan başka bir işe hizmet etmeyecektir.

 

HDP`ye toplumsal desteğin arttığını gören Tayyip Erdoğan "Kürt sorunu yokturu" sık sık dillendirerek milliyetçi oyları AKP`ye kazandırmaya çalışmaktadır. Siyasi ahlakın, siyaset kurumunun ve Cumhurbaşkanlığı mevkisinin bu kadar basitleşmesi, seviyesinin düşmesi ise utanç verici değil midir?

 

Kürt Halkı`nın inkar edilmiş, yasaklanmış, baskılanmış, asimile edilmeye çalışılmış o kadar çok hakkı var ki, bunlarla yüzleşileceğine, tanınacağına; aksine tüm Kürtlerle alay edercesine yaklaşım içinde olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan büyük bir gaflet içerisinde değil midir?

 

"Ey Cumhurbaşkanı, AKP`nin ve ülkenin yeni bir sorunu vardır. O da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sorunudur".

 

Cumhurbaşkanlığı makamını Muhtarlaştırmaya, şirketleştirmeye çalıştırarak yeni bir sorunun kendisi olduğunuzun farkına ne zaman varacaksın ey Sayın Tayyip Erdoğan?

 

Sanma ki bu devran böyle döner. Ülkenin kaderini hırs ve ihtiraslarına kurban etme. Başkanlık sistemi için ayıp ve gülünç olan 400 Milletvekili isteme hayalinden vazgeç. Onurlu bir halkın büyük bedellerle ve emeklerle yarattığı değerlerine saldırmaktan kaçın.

 

HDP`yi barajın altında bırakmak için yeni arayışlara gireceğinizi tahmin etmek zor değil. Sayın Selahattin Demirtaş şahsında HDP tabanına saldırmanızın beyhude olduğunu bilmelisiniz. Sayın Demirtaş`ın grup toplantısında Tayyip Erdoğan`a yönelik "Üç defa seni başkan yaptırmayacağız" demesi, KRAL ÇIPLAK demek değil midir? Buna yönelik başbakan Davutoğlu`nun sert cevap vermesi ise korkunun ecele faydasının olamayacağının kanıtı olacaktır.

 

Ey Akp ve Tayyip Erdoğan hiç mi geçmişten dersler çıkaramıyorsunuz. Daiş`i destekleyip, beslediniz. Sonuç ne oldu KOBANE ZAFERİ gerçekleşti.

 

Güney Kürdistan’ı ilk başlarda tanımadınız. Sonuç ne oldu, ABD sizi Ortadoğu`da marjinalize etti, saf dışı bıraktı.

 

Kürtlere karşı İran Devleti`yle işbirliği yaptınız. Sonuç ne oldu, Oramar`da bozguna uğradınız.

 

Suriye Devleti`ne baskı yaparak Kürtleri baskıladınız. Sonuç ne oldu, Rojava Halk Devrimi gerçekleşti.

 

Kısacası KÜRT karşıtlığı üzerinden planladığınız tüm politikalar iflas etti.

 

Bugün ise Kürt dostluğu üzerinden yeni bir paradigmaya geçemezseniz, inanın Türkiye`yi Ortadoğu’da en itibarsız ve müdahaleye daha da açık hale getirirsiniz. Ne ABD, ne AB, ne de Ortadoğu’daki güçler sizi ciddiye alamaz. Aksine sizlerin problemli olduğunuz tüm güçlerle yeni bir dizayn gerçekleştirirler. Eğer bunları göremeyecek kadar milliyetçi, tüccar ve Osmanlıcı zihniyete esir olursanız, kaybedecek olan başta Tayyip Erdoğan ve AKP`nin kendisi olacaktır. Gidişat bunu göstermektedir.

 

Oysa HDP, Kürt hareketi ve Sayın Öcalan sizler için büyük bir şanstır. HDP ile uğraşmaktan, Kürtlerin hassasiyetlerine olumsuz yaklaşmaktan vazgeçin. Newroz coşkusunun tarihsel ve Kürdistan’i derinliğini kavrayın, buna ucuz yaklaşmayın. Sayın ÖCALAN`ın 21 Mart AMED NEWROZ`undaki tarihi mesajını iyi okuyun.

 

*Sayın Öcalan`ın, Ortadoğu`nun yeni insanlık manifestosu olarak tanımlanacak tarihi çağrısına ciddiyetle yaklaşın*.

 

Kobane`de yaratılan devrim ışığının 2015 Newroz ateşiyle gürleyeceği, bu coşkunun HDP`yle siyasal devrime evrileceği bir sürecin, Sayın Öcalan önderliğinde tüm insanlığı aydınlatacak yeni bir manifestoyla final yapacağı inancıyla, NEWROZ PİROZ BE...

 

Selam ve saygılarımızla...

 

Nurullah Tunç

18.03.2015

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 872

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.