• Ana Sayfa
  • »
  • Demokratik Özgür Kurdistan`ın Zamanı !

Demokratik Özgür Kurdistan`ın Zamanı !



 
Osmanlı imparatorluğu`nun çöküşüyle yeni arayışların hızlanması "Kurtuluş Savaşı" diye adlandırılan yeni bir stratejiyi zorunlu kılmıştır.
 
Bu staratejinin kurtarıcı esas gücü ise Kürt Halkı ve Kurdistan olmuştur.
 
Halkın iradesiyle mücadelenin ilerlemesi için kongrelerin,toplantıların ve kararlaşmaların Erzurum ve Sivas`ta yapılması ise tesadüfi olmamıştır.
 
Kürt Halkı`nın tam desteğinin alındığı bu kongrelerin,İstanbul,Ankara,İzmir,Trabzon,Samsun,Kayseri,Rize,Antalya gibi Türk Halkı`nın yoğunluklu yaşadığı yerlerde yapılamaması ise "Kürt Halkı`na" ne kadar muhtaç olunduğunu açığa çıkarmıyor mu?
 
Urfa`ya `Şanlıurfa`,Maraş`a `Kahramanmaraş`,Antep`e `Gaziantep` isimlerinin takılması Kurdistan Coğrafyası`nda emperyalizmin durdurulduğunun açık kanıtı değil mi ?
 
Türkiye`nin ilk anayasası olan 1921 Anayasası`nda "Kurdistan Siyasi Özerkliği" tanımlanması kabul edilmişken ve 29 Ekim 1923`te ilan edilen CUMHURİYET`in ortak ve asli kurucu unsuru `KÜRT HALKI`yken`, ne değişti de 1924 Anayasası`nda `ret ve inkara` başlanarak Kürtlere ve Kurdistan`a ihanet stratejisine başlandı ?
 
1924`te Kürt Halkı`nı ortadoğuda saf dışı bırakarak,Lozan Antlaşması imzalayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti,1071 Malazgirt`teki birlikteliğin ruhuna ve emperyalizme karşı dik duran Onurlu bir halkın kahramanca mücadelesinin kazanımlarına İHANET etmiş olmadı mı ?
 
Lozanla ve 1924 Anayasası`yla ihanete uğradığını düşünen Kürt Halkı`nın; Piran`da,Ağrı`da,Dersim`de,Koçgiri`de,Amed`te ortaya koyduğu tepkilere,itiraz ve birlikteliklere `soykırım politikalarıyla cevap vererek,yüzbinlerce Kürt`ü barbarca katleden zihniyet` empeyalizme ve hıristiyan lobisine uşaklık etmiş olmadı mı ?
 
1940`li yıllardan 1970`li yıllara kadar Kürt Halkı`nı tarihten sildiğini düşünen zihniyet,1968 kuşağının devrimci duruşuyla sarsılmış,Apocu hareketin doğuşuyla büyük bir hayal kırıklığını yaşamıştır.Deniz Gezmiş`lerin devrimci,enternasyonal ruhuyla,"Kürdistan Sömürgedir" diyen Sayın Öcalan`ın çıkışı bütünleşerek 1978`de partileşmiş,tüm mazlum halkların umut kaynağı olmuştur.

Türkiye ve Kurdistan Halkları için güçlenerek büyüyen umut,Kenan Evren faşizmiyle durdurulmaya çalışılmıştır.12 Eylül 1980 Askeri darbesi özünde Kürt Halkı`na karşı yapılmış,650 bin kişinin zındanlara atıldığı "devletin utanç tarihi" olarak belleklere kazınmıştır.1980 darbesi sonucunda yapılan ve faşizm kokan yeni bir anayasayla toplum tamamiylen sindirilmeye çalışılmıştır.
 
Devlet,1982 Anayasası`na "sindirilmesi hedeflenen bir halkın"topyekün bitirilmesini hedefleyerek tarihte eşine az rastlanan bir faşizm uygulamıştır.
 
Peki soruyoruz Mazlum Doğan,Kemal Pir,Ferhat Kurtay gibi binlerce değer pratikleri ve fedai duruşlarıyla 1980 askeri darbesini ve 1982 Anayasası`nı işlevsiz hale getirmediler mi?
 
1980 askeri darbesini işlevsiz bırakan Kürt Halkı`na 1984`ten başlanarak daha sistematik ve acımasızca yönelinmiştir.1990`lı yıllarda ise halk bu faşizan yönelimlere "serhıldanlarla" cevap vermiştir.
 
Serhıldanlar süreci "Devleti gizli de olsa" çeşitli görüşmelere,müzakerelere itmiştir.1993`te Cumhurbaşkanı Turgut Özal`ın yaşamına mal olmuş,1998 yılındaki uluslarası karanlık komploya kadar devam etmiştir.
 
Kendi Cumhurbaşkanı`nı suikasta götürecek kadar faşizan ve ırkçı olan bir sistemde,Kürt Halkı`na yapılmış zulmü düşünebiliyor musunuz?
 
Ortadoğuda yeni bir dizayn hedefleyen uluslararası güçler Kürt Halkı`na ve önderine,1998`te başlayıp,15 Şubat 1999`da sonuçlanan farklı bir komployla yeni bir hamle başlatmışlardır.

Sayın Öcalan şahsında Kurdistan ve Ortadoğu Halkları`na yapılan bu komployla yeni bir süreç başlatılmıştır.

1999 yılında yapılan bu kirli komployla beraber aynı yıl Fethullah GÜLEN`in Amerikaya götürülmüştür.Gülen`in Pansinlavya`ya götürülmesi ise bir plan dahilinde dizaynın devam ettiğini göstermektedir.AKP`yi de doğuran bu dizaynla ortadoğu`ya,Türkiye`ye ve Kurdistan`a oyalamacı yeni bir ayar verilmek istenmiştir.
 
Sayın ÖCALAN`a yapılan bu komplonun hemen akabinde,Fethullah Gülen`in A.B.D`ye götürülmesi tesadüfi midir,Gülen`i Ortadoğuda kendi çıkarları için(AKP de dahil) yıllarca kullanmadılar mı ?
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin ordusunun Kandil`e operasyonunun ORAMAR`da durdurulması,İran Devleti`nin Kandil`de saldırısının püskürtülmesi, Suriye`de DAİŞ`in Rojava`ya,Kobane`ye ve Güney Kurdistan`a saldırıları 1999`daki Uluslararası komplonun boyutlarını açığa çıkarmıyor mu?
 
Yüzyıldır Kurdistan inkarı,retçiliği üzerinden uygulanan tüm kirli politikalar iflas etmedi mi?
 
Lozan`da uzlaşan güçlerin,Kobane direnişiyle Kurdistan`a şirin görünmeleri yeni yönelimlerinin habercisi olamaz mı?
 
O halde;
 
Demokratik Ulusal Birlik,

Demokratik Ulusal Örgütlenme,

Demokratik Ortadoğu Konfederasyonu ve 

Demokratik Özgür Kurdistan demenin zamanı değil midir?
 
Selam ve saygılarımızla...
 
Nurullah Tunç - 24.10.2014
Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1252

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.