Dünya siyasetinde prestij kaybeden, Ortadoğu`da
anti Kürt paranoyasıyla yaşayan AKP Hükümetlerinin şiddet eğilimli tüm
politikaları tutmamıştır, tutmayacaktır.
Kürdistan`ı ve Ortadoğu`yu sarmalayan DAİŞ
barbarlığına karşı hiçbir samimi mücadelesi söz konusu olmayan AKP`nin, Kürt
Halkı`nın en temel ulusal ve insani taleplerine tahammül edememesi kabul
edilebilir bir durum değildir.
Hendekleri bahane ederek, Kürdistan`ın birçok
şehrinde sokağa çıkma yasaklarını uygulamak, "faşizan kokan
anayasaya" göre bile suçtur.
1980 askeri darbesinin mimarı Kenan Evren bile bu
denli sokağa çıkma yasakları getirmemiştir.
28 Şubat "Post Modern" darbenin
uygulayıcıları bile sokağa çıkma yasakları ve şehirlerde tanklarla, topları bu
denli kullanmamışlardır.
Amed`te, Nusaybin`de, Cizre`de, Silopi`de ve daha
birçok yerde sokağa çıkma yasaklarını getiren AKP zihniyetinin, Kenan Evren darbeciliğini
de aşan uygulamaları bu ülkeyi felakete götürmektedir.
Bu kadar acımasızlık neden?
Bu kadar kin gütmek neden?
Bu kadar vicdansızlık neden?
*Tarih boyunca savaşta ısrar edenlerin sonu hep
hüsran olmuştur.
Osmanlılar gibi, Haçlılar gibi, Romalılar gibi...
*Çünkü savaş korkakların başvurduğu zalimce bir
yoldur..
*Barış ise mazlumların ve cesurların mücadele
gerçekliğidir.
Barışı korkaklar getiremez, ancak CESURLAR
yazar...
Kürdistan Coğrafyası`na savaş açanların DAİŞ
barbarlığından farkları var mıdır?
Bebeleri, gençleri, yaşlıları, kadınları katledenlerin
DAÎŞ çetelerinden farkları kalmış mıdır?
Camiileri yakan bir zihniyet`in; cahiliye
dönemindeki ilkel kabilelerden bir farkları kalmış mıdır?
Kürdistan şehirlerinin yakılıp, yıkılması, Halkın
topyekün techire zorlanması, devlet memurlarının şehirlerden gönderilmesi
yaşanan tehlikenin boyutlarını gözler önüne sermektedir.
Tüm bunlara rağmen Tayyip Erdoğan`ın "Onları
hendeklere gömeceğiz, yok edeceğiz", söylemi bizlere, Ağrı İsyanı`ndaki
devletin; Kürt Halkı için söylediği ; "Hayali Kürdistan`ın Geleceği Burada
Meftundur" söylemini hatırlatmaktadır.
Ağrı İsyanı`nı bastıran devlet zihniyetinin
,2015`te Tayyip Erdoğan şahsında devam etmesi, devletin Kürt Halkı`na
yaklaşımının hiç değişmediğini açıkça göstermektedir..
Alanlarda haykıran bir annenin, Cumhurbaşkanı
için;
"Xenzîr Erdoğan,
Xenzîr Erdoğan,
Xenzîr Erdoğan"
...demesi, o yaşlı annenin içindeki isyanı,
nefreti ve çaresizliği dışa vurmaktadır aslında...
Bu isyan, Erdoğan`ın ruh halini bozacak
derinliktedir...
*Kürt Halkı`nın "ulusal statü" talebine,
soykırımla karşılık vermek korkaklık değildir de nedir?
Kürt Halkı`nın " kendi kendini
yönetmesi" talebine tankla, topla, copla, uçakla karşılık vermek hangi
hukuka sığar?
Kürdistan`da yüzlerce kez çok farklı savaş
stratejileri deneyen zihniyetler, politikalar kazanabildi mi?
Kazanamadı.....
Bu sefer kazanabilir mi?
Bu sefer de kazanamaz...
***Savaş hikâyeleriyle büyüyen çocuklar yarattı bu
devlet...
***Annesi, babası işkencelerde öldürülen çocuklar
yarattı bu devlet...
***Roboski`de katledilen canlar...
Ve daha on binlerce can, bedel, değer...
** " Ya bitecek ya bitecek ", diyen
Tansu Çiller`den, "Hendeklere Gömeceğiz", diyen Tayyip Erdoğan`a ne değişti?
HİÇBİR ŞEY....
Tansu Çilleri hatırlayan var mı?
Yok...
Şu an nerede?
Tarihin çöplüğünde ve onun gibi binlercesi....
Peki, Kürt Halkı ve Kürdistan yok edildi mi,
ortadan kaldırıldı mı?
Yok...
Aksine, her zamankinden daha fazla zafere yakın,
prestijli ve konjonktürel önemde...
Bu zor günler de elbette geçecektir.
Bu zor günler elbette geçecektir.
Ancak tarihin çöplüğü diktatörlerle, faşistlerle, zalimlerle
hep dolup taşacaktır.
Kazanan, mazlumlar,
Kazanan, devrimciler,
Kazanan, Mazlum Doğan`ın öğretisi,
Kazanan, Amed, Nusaybin, Cizre, Silopi,
Kerboran.... OLACAKTIR...
Selam ve saygılarımızla...
Nurullah Tunç
18.12.2015