Siyasi çalkantıların, ekonomik bunalımların, toplumsal
kaosların, emek sömürüsünün derinleştiği bir dünyada halkların beklentilerine
cevap olabilecek politik çıkışlar yapmak hiç de kolay olmamıştır. Dünyadaki
sorunların temel kaynağı olan kapitalist sömürüye, ırkçı zihniyetlere ve neo
liberal politikalara karşı alternatif olan sistemleri hayata geçirmek,21.yüzyıl
insanlığının, toplumlarının ortak sorunu, sorumluluğu olmalıdır.
Küreselleşen dünyada demokrasi, özgürlük, adalet, hukuk,
siyaset gibi olgular birbirini besleyerek yeni bir yaşamla toplumsal zihniyetin
gelişmesine katkı sunarak özgürlükçü bir sisteme kavuşmalıdır. Bu sistemin
oluşmasında siyaset kurumunun rolü kuşkusuz belirleyici olacaktır. Her ülkenin
koşullarına uygun siyasi partilerin alternatif olma ideası olduğu gibi, Türkiye`de
ve Kürdistan`da HDP bu misyonla halkların önüne çıkmıştır.
HDP, Ortadoğu’da, Türkiye`de ve Kürdistan`da bunu
başarabilecek mi?
Her şeyden önce alternatif olabilecek
programlarla, halkın beklentilerini karşılayabilecek stratejik çözüm modelleriyle
ve nitelikli kadrolarla yeni bir ruh yakalamak mümkündür. Kobane`nin ruhunu
siyasetine uyarlayan bir projenin mutlak zafere ulaşacağı kesindir. Kobane`nin
ruhunu siyasette görüyor muyuz analizini yaparsak, elbette hayır. Kobane`de
yaratılan destan, siyasetin beslendiği, onur duyduğu realite olmuştur, ancak
siyaset kurumu bunu halka tam olarak yansıtamadı.
HDP, Sayın Öcalan`ın mantalite olarak yirmi yıldır
ortaya koyduğu, pratikleşmesini istediği, Türkiye Halkları`nın Demokrasi ve
Kurtuluş projesidir. Sayın Öcalan`ın büyük değer verdiği HDP projesi, kendini
siyasette alternatifsiz görenlere iyi bir ders değil midir?
Sayın Öcalan tarihe, yoldaşlarına, Kürdistan`a ve
tüm halklara olan sorumluluğunun derinliğiyle HDP`yi bir şans olarak önümüze
koymadı mı?
Bu proje İbrahim Kaypakkaya`lardan Deniz
Gezmiş`lere, Mazlum Doğan`lardan Kemal Pir`lere, Sakine Cansız`lardan Haki
Karer`lere, Ferhat Kurtay`lardan Zilan`lara kadar uzanan onbinlerce devrimcinin
emeğiyle, kanıyla ıslanmış özgürlük ve bağımsızlık projesidir.
Kızıldere`yle Otuzüç Kurşun katliamlarındaki kader
ortaklığıdır HDP...
Çorum katliamıyla Newala Qesaba`nın ortak kaderi
değil midir HDP?
HDP, Berkin Elvan`larla, Ceylan Önkollar`ın
hayallerini yaşatma projesi değil midir?
Kazım Koyuncu`yla Ahmet Kaya`ların ortak türküsü
değil midir HDP?
HDP, Ahmet Arif`lerle Nazım Hikmet`lerin
şiirlerindeki duygu ve vicdanın kendisi değil midir?
Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk`la dünyaya açılan
"edebiyattaki halkın gerçek romanı" olmayı başarabilecek mi HDP?
HDP,Eyşeşan`la Sezen Aksu`nun ortak sesi gibi
derinliklere akmayı başarabilecek mi ?
Pir Sultan Abdal`la Mevlana`nın ektiği tohumlar
gibi kök salabilecek mi HDP?
Yüklendiği misyon itibariylen ezilenlerin, emekçilerin,
sistem tarafından dışlananların, tüm farklılıkların partisi olma idealinde olan
HDP tarihi bir süreçten geçmektedir. Bu tarihi süreci zaferle taçlandırmak
kolay olmayacağı gibi, imkânsız da değildir. Kobane`de imkansızı başaran bir
hareketin üzerinden kendini tanımlayan HDP, Kürdistan Halkları`nın, Türkiye
Halkları`nın gerçekçi çözüm gücü olmak zorundadır.
Geçmişin kalıplaşmış darlıklarını aşmadan, yerel
seçimlerdeki kimi yanlış stratejileri tüketmeden, halka her kademede özeleştiri
veren bir duruma gelmeden ciddi bir sinerji yakalamak elbette kolay
olmayacaktır. Sayın Selahattin Demirtaş`ın ve yöneticilerin söylemleri, kongrelerdeki
olumlu tablo, salt seçime endekslenmiş çalışmalarla ve kimi eylemsellikerin
yapılmasıyla HDP Projesi`nin amacına ulaşamayacağı kesindir.
HDP vitrin partisi olmayı çok çok aşan, şahıslara
endekslenmiş zihniyeti reddeden, emeğin, düşüncenin, ezilenlerin, gençlerin, kadınların
projesi olduğu kadar, Kürdistan`ın tüm parçasının da projesi olduğunu
kanıtlamak için tarihi bir sınava çıkacaktır.
Mağduriyet üzerinden politika yapan anlayışı çok
çok aşan bilimsel, rasyonel, profesyonel bir siyaseti halkın gerçek
talepleriyle bütünleştirdiğinde mutlak anlamda kazanacaktır HDP..
HDP konjöktürü de, ülkedeki siyasi beklentileri
de, gizli ekonomik krizi de, Kürt Sorununun çözümsüzlüğünü de, kendi lehine
çevirdiğinde değil yüzde on barajı, Yunanistan`da SYRİZA gibi yüzde otuz dokuzla
tüm halkların umudu olup zafere koşturacaktır. Buna inanmak, ciddi programlar
ortaya koymak, tüm renklerin temsiliyetini açığa çıkarmak ve doğru adaylarla
seçime girmek demokrasi şöleninin başlangıcı olamaz mı?
2014 yerel seçimlerdeki yanlış aday tercihlerinin
halkta yarattığı kırgınlığı ve soğumayı kim inkar edebilir? Bunu aşmak için
kimi adımlar atılsa da, son derece yetersiz kalınmıştır. HDP bunu acilen aşmayı
hedeflemelidir. Bu sorunu aşmanın en etkili yöntemlerinde birisi de halkın
kabul ettiği, yani halkta karşılığı olan adaylarla seçim stratejisini
yürütmektir. On binlerce insanın tercih edeceği parti olmayı başarabilirse HDP
seçimlerde de zafere ulaşması zor olmayacaktır. Örneğin Mardin`de yüzlerce kişi
HDP`den aday adayı olabilmelidir. Yani her ilden yüzlerce kişinin başvurup, adil
bir önseçimden, halkın onayından geçmesi HDP`ye olan güveni arttıracaktır. Bu
yöntem mutlaka uygulanmalıdır. Yerel seçimlerde önseçim adına birçok yerde
demokrasiciliğin oynandığı milyonlarca kişi tarafından bilinmektedir. "Demokrasiciliğin
olduğu yerde meşruiyet sorunu başlar ki, bu Kobane`nin ruhuna ve halkın
iradesine ihanettir".
Bugün (26.01.2015) Kobane`nin DAİŞ çetelerinden
temizlenmesi Kürdistan tarihine altın harflerle yazılacaktır. Kürt Halkı`nın
dünyadaki saygınlığının katlandığı önemli bir gün..
Syriza`nın dünkü zaferinin 07.06.2015`te yapılacak
genel seçimlerde HDP`yle doruğa ulaşacağına olan inancımızla...
Selam ve saygılarımızla..
Nurullah Tunç
26.01.2015