• Ana Sayfa
  • »
  • Bir Cumhurbaşkanının Psikolojisi Neden Bozulur?

Bir Cumhurbaşkanının Psikolojisi Neden Bozulur?

Tüm bunları Türkiye kamuoyu bilmiyor mu sanıyorsunuz?


Aydınlık ve onurlu bir tarihe sahip olmayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin `sağlıklı devlet adamları karnesi` neredeyse yok denecek kadar azdır.

 

Cumhuriyetin kuruluşunda eşit yurttaşlık söylemiyle kendi varlığını sürdürmeye çalışan devlet zihniyeti, devamında Türkçülük ideolojisini tüm halklara zorla dayatarak büyük bir gaflet ve aymazlığın içine girmiştir.

 

Korkuyla, baskıyla, inkarla halkları asimile edeceğini düşünen devlet aklı ise meşruiyetini yitirmiştir. Yitirilen meşruiyetin günümüzdeki siyasi temsilcisi AKP ve Erdoğan ise geçmişten dersler çıkarmamış gibi "tekleyerek" bu meşruiyetsizliği modernize etmenin arayışına girmişlerdir.

 

*Sizler; "tek millet, tek dil, tek ulus" diyerek,` inkar ideolojisinin günümüzde şekil değiştiren masonları olarak` tarihin ayıplı sayfalarına "paslı harflerle" yazılmış bulunmaktasınız. Tekçilik üzerine kurgulanmış Akp`nin, başkanlık sistemini getirme uğraşı tam olarak bir fiyaskodur.

 

Tayyip Erdoğan için planlanan sultanlık sisteminde, Diyanet İşleri Başkanı da "Halife" olacaktır. Zorbalıkla dünyaya yayılmış Fatih`in torunlarının 21.yüzyılda sultanlığı ve halifeliği halklara dayatması ise vahimdir.

 

Kurdistan`ı siyasi olarak tanımama üzerine inşaa edilmiş Cumhuriyetin, yeniden yapılandırılması zorunluyken, Tayyip Erdoğan`ın barbar DAİŞ`i, Kürt Halkı`na karşı desteklemesi Akp`yi İttihat Terak-i`leştirmiştir.

 

Peki, İttihat Terak-i zihniyetini taşıyan bir Cumhurbaşkanı`na kim inanabilir, güvenebilir?

 

Sonunun, Enver ve Talat Paşalar gibi olacağından korkan Erdoğan`ın devletin tüm gücünü kullanmaya çalışması boşuna değildir.17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarıyla tümüylen ranta bulaşmış Akp`yi kim kurtarabilir, Erdoğan`ın en büyük korkusu da budur işte...

 

Peki, Erdoğan, neden 17 ve 25 Aralık tarihlerinden önce Başkanlık tartışmasını gündeme getirmedi ve tartışmaya açmadı?

 

Tüm bunları Türkiye kamuoyu bilmiyor mu sanıyorsunuz?

Kurdistan`da on üç yıl boyunca yaşatılan acıların Akp eliyle gerçekleştirildiğini kim inkar edebilir?

 

Yüzlerce çocuğun devlet eliyle katledilmesinin sorumlusu Akp değil midir?

"Roboski Katliamı`nın" emrini veren Erdoğan hükümeti değil miydi?

 

"Erdoğan sultanlığına ve Davutoğlu sadrazamlığına" en büyük tepki, basınç elbette Kürt Halkı`ndan ve hareketinden gelmiştir. Erdoğan`ın teşhir edilmesi Akp`nin korkaklaşma psikolojisini tetiklemiştir.

 

Bir Cumhurbaşkanı`nın seçim sürecinde halkın paralarıyla meydanlara inerek,bir siyasi parti olan Akp`ye oy istemesi ayıptır. Milyonlarca insanın Tayyip Erdoğan`a beddua eder duruma gelmesi ve ondan nefret etmesi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok görülen bir durum değildir.

 

Ey Erdoğan, başkanlık sistemiyle kendi saltanatını güçlendirip, Diyanet İşleri Başkanı`nı da yanına "Halife" olarak alma hevesin gerçekleşecek mi sanıyorsun?

 

Ey Erdoğan,bir etrafına baksana. Nerede Abdullah Gül, nerede Erbakan Hoca, nerede Abdullatif Şener, Nerede Fethullah Gülen, nerede Bülent Arınç, nerede Dengir Mir Mehmet Fırat ve daha on binlercesi?

 

Kendi iktidarın, rantın ve nefsin için basmadığın arkadaşın kaldı mı?

Hepsinden daha akıllı, zeki ve yetenekli olduğunu düşünüyorsun değil mi?

 

Güçlü olman haklı ve doğru olduğunu göstermez ey Tayyip efendi. Bir zamanlar Musolini ve Franko`da güçlüydü. "Güçlü olma hevesinin sonu güç zehirlenmesidir, bunu asla unutma..."

 

Her seferinde yüzde elli iki (52) oyla geldiğini belirtiyorsun, halkın seni seçtiğini söylüyorsun. Dolayısıyla başarılı olduğunu, her şeyi yapma hakkına sahip olduğunu bu istatistiklere dayandırıyorsun. Peki, soruyoruz Almanya`da HİTLER yüzde 70`lerle iktidara gelmedi mi?

 

Darbeci Kenan Evren yüzde 90`larla Anayasa Referandumu`nu gerçekleştirmedi mi?

 

Milyonlarca Yahudi`yi fırınlara atan, katleden Hitler değil miydi Ey Erdoğan..

650 bin masum insanı cezaevlerine tıkayan, işkence yapan, öldüren Evren değil miydi ey Erdoğan...

 

Kendi haklılığını halk iradesine dayandırarak her şeyi yapmayı mubah görenler diktatörleşirler, faşizmin kendisi olurlar. Tıpkı Hitler gibi, Evren gibi....

 

Adaletten, hukuktan, vicdandan, insani duygudan ve eşitlikten uzaklaşan "Erdoğanizm sultasıyla" karşı karşıyayız. Adalet, hukuk, eşitlik ve özgürlük söylemleriyle halktan oy devşiren Akp ve Erdoğan`ın bu gerçekliklerden uzaklaşması ise 7 Haziran seçimlerinde tescillenecektir.

 

7 Haziran seçimleri elbette bir devrim niteliğinde olmayacaktır. Dünyanın hiçbir yerinde devrimler sandıkla da gerçekleşmemiştir. Ancak Türkiye`de ve Kurdistan`da, Kürt Halkı`nın başını çektiği mazlumlar, ezilmişler, emekçiler yani tüm renkler, inançlar ilk defa böylesine güçlü bir zeminde bir araya geldiler.

 

Barajı çok çok aşan bu bütünlük ise Erdoğan`ın, Akp`nin ve statükonun en büyük korkusu olmuştur. "Erdoğan`ın psikolojisini bozan en büyük faktör de bu güçlü yelpazedir". Yani tüm renklerin yelpazesidir.

 

Ermeni katliamını yapan Osmanlı torunu Erdoğan, elbette korkacaktır. Çünkü bu güçlü yelpaze Ermeni Katliamı için yüzleşmenin önünü açacaktır.

 

Dersim katliamını yapan zihniyetin torunu Erdoğan`ın psikolojisi elbette bozulacaktır. Çünkü bu yelpaze yüzbinlerce Dersimli`den özür dilenmesini sağlayacak, Dersimlilere devletin tazminat ödemesinin önünü açacaktır.

 

Roboski katliamının komutanı Erdoğan elbette korkacaktır, öldürdüğü 34 canın hesabını nasıl vereceğinin telaşındadır.

 

17 ve 25 Aralık yolsuzluk dosyalarının hesabını da vermekten korkan Erdoğan`ın psikolojisinin bozulması ise normaldir.

 

Psikolojisi bozulan bir Cumhurbaşkanı`nın meydan meydan dolaşarak, hastalığını yaymaya hakkı, hukuku yoktur.

 

Hastalıklı zihniyetlerin kaybedeceği 7 Haziran 2015 seçimlerine az kaldı!..

 

*Halkın doktorluğu ve hekimliği öncülüğünde; özgürlüğe, eşitliğe, adalete, barışa ve onurlu bir yaşama adım adım…

 

 

Selam ve saygılarımızla

 

Nurullah Tunç

23.05.2015

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 936

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.