• Ana Sayfa
  • »
  • Karanlık Tarihiyle Yüzleşemeyen Bir Ülkede Yaşamak...

Karanlık Tarihiyle Yüzleşemeyen Bir Ülkede Yaşamak...

Mersin`de üç kişinin tecavüzüne uğrayan, sonra da yakılan 20 yaşındaki üniversite öğrencisi "ÖZGECAN ASLAN" Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin, hükümetinin utancı değil midir?


 

Dünyanın birçok yerinde kendi tarihiyle, demokrasisiyle, hukukuyla övünen Türkiye Cumhuriyeti Devleti yöneticilerinin bir aldatmaca içerisinde olduklarını belirtmekte yarar var. Orta Asya`dan, Selçuklu`lara, Osmanlı`lardan Türkiye Cumhuriyeti`ne kadar devam eden bu geleneğin büyük bir iktidarlaşma ve sömürü hırsıyla varlığını devam ettirdiğine tarih şahitlik etmiştir. Orta Asya`da at sırtında sürekli diğer kavimlere saldırmak, onları yok etmek ve ele geçirmek bunun en açık örneklerindendir.1071 Malazgirt Savaşı`nda Bizanslılara karşı, Kürtlerin desteğiyle Anadolu`ya giriş yapıp,diğer beylikleri yok etme mücadelesini en radikal biçimde gerçekleştirmişlerdir. Yine Padişah Fatih Sultan Mehmet`in getirdiği "Kardeş katli yasası", devletin ne kadar kutsallaştırıldığının en açık örneğidir. Devlet için kardeşini öldürmek mantığı günümüze kadar gelen kin, nefret ve vicdansızlığın mayası değil midir?

 

Ermenilerin katledilmesi, Dersim`in bombalanması, Süryani Halkı`nın yok edilmeye çalışılması, Kürtlerin topyekûn katliamlara, sürgünlere uğratılması bu devletin utanç duyması gereken tarihi değil midir?

 

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar gelen süreçte devlet zihniyetinde ciddi pozitif bir değişim yaşanmamıştır. Yöntemler, usuller değişse de temel mantık hep aynı olmuştur. Devletin politikalarını uygulayan siyasi hükümetler ve partiler de bu mantık üzerinden iktidarlarını devam ettirmişlerdir.

 

Demokrasiyi, laikliği, çağdaşlığı, hukuku dilinden düşürmeyen CHP değil miydi Dersim`i bombalayıp, on binlerce Kürd`ü katleden?

 

Kürt Halkı`nı Lozan`da aldatan, yok sayan ve arkadan hançerleyen İsmet İnönü`nün CHP`si değil miydi?

 

Atatürk`ün manevi kızı Pilot Sabiha Gökçen değil miydi Kürdistan şehirlerini, köylerini, dağlarını bombalayıp on binlerce masum insanı kırıma uğratan?

 

Süleyman Demirel`in partisi değil miydi köy boşaltmaların ve faili meçhul cinayetlerin startını veren?

 

Bülen Ecevit`in başını çektiği hükümet değil miydi Uluslararası komployla Kürt Halkı`nın değerlerini uluslararası kapitalistlere ve ırkçılara pazarlamaya çalışan?

 

Özgürlükleri, insan haklarını, adaleti, İslam’ı, kardeşliği, çözüm sürecini, evrensel hukuku ağzından düşürmeyen AKP Hükümeti değil midir ROBOSKİ`de 34 insanı havadan bombalayarak öldüren?

 

Peki, Berkin Elvanlar, Enes Atalar, Uğur Kaymazlar gibi yüzlerce çocuk AKP iktidarı döneminde asker ve polis kurşunlarıyla öldürülmedi mi?

 

Devletin bekası için katliamların AKP hükümeti sorumluluğunda gerçekleşmesini göremeyen dilsizlere, sağırlara ve iktidar heveslilere ne demeli?

 

Dünya`daki Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen katliamlara şov yapma edasıyla karşı çıkan AKP`nin kendi ülkesinde insan avına çıkmasını nasıl değerlendirmek gerekir?

 

Demokrasi ve hukuk sistemiyle övünen Akp`nin güvenlik paketlerini meclise indirme korkusunun altında yatan, "kendi meşruiyetinin" sorgulanmaya başlanması değil midir? Polise kuralsız infaz yetkisi tanıyan bu paket GEZİ`den,6-7-8 Ekim olaylarından ve sokaktan olan korkusundan değil midir?

 

Sokaktan korkanların Ebu Cehil pratiğinin arkasına sığındıklarını Halk artık çok iyi görebilmelidir. Cahiliye Devri`ni bu ülkeye getirmek kimsenin hakkı ve haddi olmamalıdır.

 

ABD`de katledilen üç masum genç için Obama`ya çağrı yapan Erdoğan, neden Kobane`de, Şengal`de, Maxmur`da, İran`da öldürülen yüzlerce masum Kürt için sessizliğe bürünmektedir, bu ikiyüzlülük ve ırkçılık değildir de nedir? Aynı tutum Kurdistan için gösterilemiyorsa nerede kaldı Müslümanlığınız?

 

Mısır`da Müslüman Kardeşler için `halkın iradesidir` diyen, Hamas liderinin meşruiyetini halk iradesine dayandırıp tanıyan AKP ve Erdoğan, neden 10 milyonu aşkın imzayla "Halkın, benim önderim dediği Sayın Abdullah Öcalan`a" bu denli kin ve nefret beslemektedir. Kürt Halkı`nın Önderliği, iradesi söz konusu olunca adaletleri, dindarlıkları, demokratlıkları, Müslümanlıkları, yurtseverlikleri, vicdanları biten bu zihniyete ırkçı ve faşizan dememek mümkün müdür, bu düşmanlık neden? Kanuni`nin torunu olmakla övünen Erdoğan`ın, Davutoğlu`nun "Bu dünya Sultan Süleyman`a da" kalmadığını bilmelerinde fayda var. Resmi ideolojinin dışında dünyada kim "Kanuni Sultan Süleyman`dan" bahsediyor acaba?

 

15 Şubat uluslararası komplosunun kınandığı her yerde AKP`nin emrindeki polislerin halka barbarca saldırması, Sayın ÖCALAN`ın paradigmasına olan korkularından değil midir?

 

Bir Halk Önderine bu denli saygısızca yaklaşmanın bedelini tarih sizden sormayacak mı sanırsınız...

 

Ataerkil, tekçi bir karaktere sahip olan AKP`nin, kadına bakış açısı değil midir cinaylere cesaret veren. Mersin`de üç kişinin tecavüzüne uğrayan, sonra da yakılan 20 yaşındaki üniversite öğrencisi "ÖZGECAN ASLAN" Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin, hükümetinin utancı değil midir? Faşizmin, barbarlığın, ırkçılığın sisteminden beslenen üç caninin yaptığı bir eylem olarak değerlendirmek mümkün müdür?

 

AKP Hükümeti`nin ve Cumhurbaşkanı`nın dünyaya şov yapacaklarına, herkese ahlak dersleri vereceklerine ülkelerindeki yüzlerce ahlaksızlıkla yüzleşmelerinin zamanı çoktan geçmedi mi?

 

İsrail`e "wan milit" diyen Erdoğan`ın en büyük askeri antlaşmaları İsrail`le yaptığını biliyor muydunuz? Davos`ta şekilsel çıkış yapan Erdoğan, sonrasında veliahtı Davutoğlu`nu oraya(Davos`a)göndermedi mi? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...

 

Bu ülkede hükümet birçok sorununu örtmek için sürekli yapay gündem değiştirme ustalığı yapıyor, bu şekilde sorunlarını daha da kangrenleştiriyor. İşte Özgecen Aslan`ın vahşice katledilmesi kangrenleşen sonuçlardan sadece birisidir.

 

Özgecan Aslan, barbarlığın, tecavüz kültürünün, ataerkil siyasetin, kadın istismarının, Ortadoğu karanlığın, Türk faşizminin, hukuksuzluğun, ikiyüzlülüğün ve AKP politikalarının kurbanı olmuştur. Kendisinden önce yüzlercesi gerçekleşen bu vahşetlerin, AKP döneminde son olmayacağı da kesindir.

 

AKP`nin Ortadoğu`daki DAİŞ barbarlığıyla, El Kaide`yle, Hamas`la direkt ve dolaylı ittifaklarının ülkede sosyal kaosları, travmaları derinleştireceği kaygısı her geçen gün artmaktadır. Ortalığı güllük,  gülistanlık gösteren iktidar yanlılarını çıkarları için değil, insanlığın, halkların vicdanı için mücadele etmeleri noktasında herkesi AKP`yi uyarmaya, basınç oluşturmaya davet ediyoruz..

 

Ülkenin seçim atmosferine gireceği bir süreçte, siyasi partilerin, kişilerin geleceklerinin çok ötesinde "HALKLARIN GELECEĞİ" esas alınarak doğru ve sonuç alıcı stratejiler belirlenmelidir. HDP bu anlamda büyük bir şans olarak büyütülmelidir. Halkların geleceğiyle ilgili büyük misyonunu oynarsa Ortadoğu ve dünyanın konuştuğu bir ağırlığa erişebilecektir.

 

Çözüm süreci, Kürt sorunu, seçim barajı, Sayın Öcalan`ın tutumu, hasta tutsaklara yaklaşım, güvenlik paketinin durumu, HDP`nin performansı gibi konular "Halkların Geleceği İçin" belirleyici ana başlıklar olarak sayılabilir.

 

Halkların kazanacağı bir seçimde, Türkiye karanlık geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.

 

Yeni bir tarih işte o zaman başlayacaktır...

 

Selam ve saygılarımızla...

 

Nurullah Tunç

15.02.2015

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 804

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.