Resmi ideolojisini Kürt Halkı`nın inkârı üzerinden
şekillendiren bir devletin 90 yıllık politikalarının iflası Roboski`de deşifre
olmuştur. 27-28 Aralık 2011 tarihinde gerçekleştirilen bu vahşetin resmi
ideolojinin yürütücülerinin işi olduğu ortadadır.
Yüzyıllardır bu coğrafyada yaşayan Kürt Halkı`na
beslenen bu kin, bu öfke, bu acımasızlık neden?
Tarih boyunca yaşadığı coğrafyada tüm halklara
destek olan ve onları yücelten bir halka düşman zihniyetiyle yaklaşmak faşizmin
kendisidir. Evet, 90 yıldır Kürt Halkı faşizmin kıskacında yaşatılmaya
çalışılmış, uluslaşamaması için en acımasız katliamlara uğratılmıştır.
Fransız İhtilali uluslaşma süreçlerini
hızlandırırken, ırkçı ve faşist diktatörlüklerin tektipleştirme politikaları da
bununla paralellik içinde gelişmiştir. Bir ırkın ya da etnisitenin üstünlüğü
İspanya`da Franko, İtalya`da Musollini, Almanya`da Hitler`le yaşam bularak
Faşizmin pratikleşmesini sağlamıştır. Katliamlarla yaşam bulan faşizmin ömrü
ise uzun süreli olmamıştır. Faşizmi aratmayan yakın tarihimizin vicdan sınavı
ise Roboski`dir. Hitler, Franko ve Musollini örnek alınarak bu katliam
gerçekleştirilmiştir.
Dolayısıyla Hitler`i, Musollini`yi ve Franko`yu
lanetleyen bir dünya NEDEN "Dersim, Maraş, Ağrı, Halepçe, Enfal, Mahabad, Şengal
ve Kobane KATLİAMLARINI" aynı samimiyetle lanetleyemiyor?
"Burada
can alıcı realite Kürdistan ve Kürt Halkı`nın varlığının bir tehdit olarak
görülmesidir".
Türkiye Devleti, İran, Irak ve Suriye rejimlerinin
Kürtleri tehdit olarak görmeleri gerçekleştirdikleri politikalarla ortadadır. Belki
de siyasetlerinde tutarlı oldukları tek nokta ise Kürt karşıtlığı üzerinden
kurdukları düzendir.
Cumhuriyetten günümüze ulusçuluk, kemalizm, muhafazakarlık,
ılımlı islam adına misyon yüklenmiş tüm siyasetlerin Kürt Halkı`na zulüm
yaptıkları ortadadır. Chp`den Adalet Partisi`ne, Anap`tan Doğru Yol`a, Refah
Partisin`den Mhp`ye ve son olarak AKP`ye kadar Kürt karşıtlığı üzerinden
gerçekleştirilen politikalar sürekli devam etmiştir. Bu katliamların sonuncusu
ve yakın tarihimizin belleklere kazınan vahşeti ROBOSKİ KATLİAMI üç yıl önce
AKP Hükümeti döneminde gerçekleşmiştir. 34 masum insanın havadan bombalanarak
imha edilmesi Kürt Halkı`na yaklaşımın göstergesi değil midir?
Namussuzca, vicdansızca
ve alçakça bu bombaları yağdırmanın emrini veren kimlerdir? Neden bu konuda bir
hesaplaşmaktan korkuluyor?
Dünyanın hangi yerinde, hangi ülke vergisini veren
kendi halkına yönelik böyle bir vahşet gerçekleştirebilmiştir. Üstelik 17
çocuk, toplam 34 can, bu kadar kolay ve ucuz mu insan yaşamı?
Dünyanın her anlamda en zengin coğrafyasında, insanları
üç teneke mazotla geçimini sağlamaya mahkum eden bir zihniyetin, kendisini ve
yandaşlarının evinde ayakkabı kutularında para dolusu desteleri örtbas etmeye
çalışmasını düşünebiliyor musunuz, bu sömürü ve talan değildir de nedir?
Roboski katliamına sessiz kalan bir anlayışın, ayakkabı
kutuları için kıyamet koparmasının dinle, ahlakla, hakla ve vicdanla alakası
olabilir mi?
Roboski`de Kürt çocuklarının hayallerini
ellerinden alan ey devlet yetkilileri, sizde hiç mi insanlık kalmadı? Kendinize
göre oluşturduğunuz HUKUK SİSTEMİ Roboski`de meşruiyetini yitirmedi mi?
Roboski Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin ve
hükümetinin utancıdır. 17 çocuğun kanına giren bir devlet, hangi gaflet
içindedir ki özür dilemeyi bile yapamayacak pişkinliktedir. 17 çocuğun günahını
alan bir siyaset kendine Müslümanım diyebilir mi, İslam dinine göre bu
münafıklık değildir de nedir?
Özgürlüğe susamış bir halka onlarca Roboski
yaşatsanız da beyhudedir.
"Kürt Halkı`nın evlatları Şengal`de, Kobane`de
destan yazmaktadır. Kürt Halkı Kobane`de, Şengal`de, Rojava`da Roboski`yi
gerçekleştiren zihniyetlerle hesaplaşarak tarih yazmaktadır".
Ey Roboski`yi gerçekleştiren zihniyetler kendi
tarihinizle ve yaptıklarınızla yüzleşemezseniz, Kürt Halkı`ndan özür
dilemezseniz tarih mutlaka sizleri yargılayacaktır, bunu böyle biliniz..
Roboski katliamının üçüncü yıl dönümünde yüreğimiz,
acımız, bilincimiz ve mücadelemiz ROBOSKİ olmaya devam edecektir.
Selam ve saygılarımızla...
Nurullah Tunç
23.12.2014