Dünya siyasetinde söz sahibi olanların ekonomik, politikalar,
ekolojik ve stratejik olarak yollarının kesiştiği yegane yerlerden birisi de
Kürdîstan coğrafyasıdır. Son yüzyılda Kürdîstan coğrafyasının dört ülke
arasında bölüşülüp, buradaki qadîm halkın devre dışı bırakılması tesadüfi
olmamıştır.
Kürt Halkı`nın verdiği büyük mücadele ve bedeller
sonucunda Kürdîstan Coğrafyası yeni bir evreye geçmiştir.
Yüzyıl önce aldatılan, hakları elinden alınan bir
halkın bugün yarattığı değerler tüm dünyada hayranlıkla izlenmektedir.
Rojava`da açığa çıkan bu güç, DAİŞ barbarlığının
stratejik gücünü büyük ölçüde dezenforme etmiş, yenilgiye uğratmıştır.
Kürt Halkı`na yüz yıl önce ihanet edenlerin bugün
Kürtlere sempatiyle yaklaşması bir erdem olarak kabul edilirse eğer, Türkiye`yi
yönetenlerin bu erdeme ulaşamadıkları açıkça görülmektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın hiçbir zaman
"Kürtlerin statü sahibi" olmalarını kabul etmeyeceği açıkça
bilinmelidir. Tüm politikalarını buna göre dizayn ettikleri ortadadır.
Rojava`daki DAİŞ karşıtı mücadele ve Kürtlerin uluslararası güçlerce
desteklenmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Akp Hükümeti`nin tüm oyunlarını
bozmaktadır.
AKP siyaseti yüzde seksen de, doksan da oy alsa,
Kürdistan Coğrafyası uluslararası güçlerin de kabul etmek zorunda kalacağı
"Siyasi Statü" realitesi gerçekleşecektir. Tüm veriler bunu
öngörmektedir.
Kürt Halkı`na karşı verilen mücadelenin onda biri
bile DAİŞ barbarlığına karşı verilmiş olsaydı; Amed`te, Suruç`ta, Ankara`da bu
kadar can toprağa düşmeyecekti.
Amed`te, Varto`da, Cizre`de, Nusaybin`de, Derik`te
ve daha birçok yerde sokağa çıkma yasakları getiren AKP hükümeti, tek bir
DAİŞ`liye bu ölçüde yaklaşmamıştır.
Kürdistan`da onlarca sivil insanı katleden siyasi
otorite, tek bir DAİŞ`liden hesap bile soramamıştır. Aksine Kürtlere saldırarak
DAİŞ barbarlığına alan açılmıştır.
Ortadoğu`da DAİŞ barbarlığına alan açan bir
hükümet bizim hükümetimiz olabilir mi?
Rojava`da Kürtleri tehdit olarak gören bir
Cumhurbaşkanı bizim Cumhurbaşkanımız olabilir mi?
Kürdistan`da sokağa çıkma yasakları getirerek
halkı tarayan bir zihniyet bizi temsil edebilir mi?
**Hendekleri bahane ederek yaşlıları, kadınları
gençleri, çocukları, katleden bir devlet otoritesini Kürt Halkı tanıyabilir mi?
Kutsiyetini ve otoritesini katlederek gerçekleştiren
bir anlayış ancak Talat ve Enver Paşa zihniyetli olabilir…
*** Tüm bunların tek nedeni var:
"Kürt Halkı`nın statü sahibi olmasını ve
onurluca yaşayabilmesini engellemek "...
Bunun için Vedat Aydın katledilmedi mi?
....Apé Musa öldürülmedi mi ?
Bunun için Tahir Elçi katledilmedi mi?
....Aydın Erdem infaz edilmedi mi ?
Bunun için Sakine Cansız katledilmedi mi?
....Mehmet Sincar öldürülmedi mi ?
....Savaş Buldanlar, Enes Atalar, Uğur Kaymazlar,
Ceylan Önkollar, DÎLANLAR ve daha yüzlercesi, binlercesi....
Hepsi sistematik devlet politikalarıyla
katledildi.
Evet, büyük bedeller ödenerek bu günlere gelindi.
ABD başta olmak üzere, Rusya, Almanya, Fransa,
İngiltere gibi dünya ülkelerinin DAİŞ barbarlığına karşı güvendikleri güç, ne
Suriye` dir. Ne Irak` tır. Ne de Türkiye devletidir.
Güvendikleri güç ve desteklerini almak zorunda
oldukları HALK ise sadece KÜRTLERDİR.
Tayyip Erdoğan`ın, Davutoğlu`nun ve resmi
ideolojinin ezberini bozan işte bu realitedir.
Oysa Türkiye Devlet Otoritesi Kürt Halkı`na savaş
ilan etmeden, DAİŞ`e karşı tutum alsaydı, Ortadoğu`da ABD ve Rusya` dan çok
daha etkili pozisyonda olabilecekti.
"Anti Kürt politikalarında ısrar edenlerin kaybedeceği,
Kürt Halkı`nı destekleyenlerin kazanacağı bu yeni sürecin sancılı geçeceği
muhakkaktır."
HDP siyaseti de, PYD siyaseti de, KDP siyaseti de,
Goran siyaseti de, Kürdistani ve devrimci tüm siyasetler de "Ortadoğu`daki
KÜRT RÖNESANSI " için güçlerini daha da bütünleştirmek zorundadırlar.
Çünkü tüm oyunların hedefi ve merkezi Kürdistan
olarak seçilmiştir...
**Kürdistan`ın özgürleşmesi tüm Ortadoğu`nun
özgürleşmesinin anahtarıdır..
Özgürleşmeye ihtiyaç duyan herkese selamlar,
başarılar...
Selam ve saygılarımızla...
Nurullah Tunç
05.12.2015