• Ana Sayfa
  • »
  • Para, Güç, Yozlaşma ve Çürümüşlük

Para, Güç, Yozlaşma ve Çürümüşlük

Araç olması gereken paranın, amaç haline gelmesi ise "toplumsal travmalara" neden olmuştur.

 


 

 

Dünya insanlık tarihine baktığımızda, "İlkel Komünal Toplumlardan" sonra "-Sınıflaşma Ve Hiyerarşik Düzenin-" hızla güçlendiğini ve büyüdüğünü görebilmekteyiz.

 

Köleci ve feodal toplumlarla derinlik kazanan eşitsizliğin, kapitalist sistemle doruğa ulaşması global sonuçların oluşmasına da neden olmuştur. Bireyler ve toplumlar arası uçurum derinleşmiş, maddiyat endeksli yeniden yapılanmalar hız kazanmıştır.

 

Bu yeniden yapılanmanın kapitalist merkezli şekillenmesi, paranın gücünü de kutsamıştır. Bilim, teknoloji, güvenlik, finans ve üretim mekanizmaları başta olmak üzere güç noktalarını tekeline alan paranın, neredeyse ”Tapılan Bir Hal Alması” yozlaşma ve çürümenin büyümesini beraberinde getirmiştir.

 

"Kapitalist Modernist Sistemin" üç yüz yıllık tarihine inmeden, yakın dönemde ortaya çıkan sonuçlarının tüm insanlığı kültürel ve tarihi anlamda olumsuz etkilediği görülmüştür.

 

Bireyi canavarlaştırmaya ve kendi değerlerinden uzaklaştırmaya neden olan "para ve güç" suni bir yaşamı önümüze koymuştur.

 

Paraya esir bir anlayışın gelişmesi, sosyal toplum dokumuzun düşmanı ve zehiri olmuştur. Ulusal bilinçten yoksunluk, komünal yaşam gerçekliğinden mahrumiyet, güce itaat ve sömürme geleneğine yatkın zihniyetlerin öncülüğünde tapılan para, bundan sonraki "KAOSLARIN" da temel sebebi olacaktır.

 

Sosyalizm adına hareket eden birilerinden, kimi din alimlerine, bazı devrimcilerden kimi sosyal demokratlara kadar paranın kutsallığı, savundukları değerlerinin önüne geçmiştir.

 

Araç olması gereken paranın, amaç haline gelmesi ise "toplumsal travmalara" neden olmuştur.

 

"Borçtan dolayı intihar etme, alacağı yüzünden başkasını vurma, parasızlıktan cinnet geçirme, malları haciz edilip sokağa atılma, zengin olma hayaliyle yanlış yollara girme, parası çok olduğu için üstünlük taslama" gibi yüzlerce örnekle "para yüzünden yaşanan olumsuzlukları" saymak mümkündür.

 

Yapılan çeşitli araştırmalara göre bunalım ve manevi çöküşlerin günümüzde daha da hızlandığı tespit edilmiştir.

 

Oysa toplumsal değerlerden, adaletten, paylaşımdan, fedakarlıktan, ulusal ruhtan, devrimci ahlaktan, yoldaşlıktan, barıştan, kardeşlikten, sevgiden, vicdan ve eşitlikten uzaklaşma çağımızın en büyük yozlaşmalarını ve çürümüşlüklerini de beraberinde getirmektedir.

 

Bu yozlaşmaların ve çürümüşlüklerin merkezi ise "Kapitalist Para" oluşturmaktadır. Ne kadar çok para o kadar çok sorun, ne kadar parayı amaç edinme o kadar yozlaşma, ne kadar maddiyat o kadar maneviyattan uzaklaşma, realitesi oluşmuştur.

 

Çağımızın en büyük esaret tehlikesi olan para ve parayla yaratılan düzen, maalesef çoğumuzun düştüğü tuzaktır. Bu tuzakta diretmek sahte mutluluktan ötesi değildir.

 

İnsanların paraya itaat ettikleri bir düzeni değil, paranın insanlara itaat ettiği ve adilce paylaşıldığı bir sistem inşaası gerekli ve önemlidir.

 

Üç kuruş parası olanla, parası olmayanların EŞİT olduğu bir dünya insanlık için anlamlıdır.

 

Değer yaratmak; fedakarlık ve özgürlük bilinciyle oluşur.

 

MAZLUM DOĞAN`ın ortaya koyduğu iradenin, eylemin, bilincin "milyonların ruhunda" yer edinmesini, hiçbir parasal imkan ve kapitalist güç başarabilir mi?

 

Diyeceğimiz o dur ki para ve güç etrafında değil, değerlerimiz, tarihimiz, şehitlerimiz, kültürümüz, toprağımız, coğrafyamız ve sosyal dokumuz etrafında birleşelim ve birbirimize sahip çıkarak onurlu bir geleceği inşaa edelim.

 

Selam ve saygılarımızla..

 

Nurullah Tunç

04.09.2014

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1085

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.