Osmanlı İmparatorluğu`nun mirası üzerinden kurulan
Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin kendini yeniden formüle ederek Halklara
dayatmasının üzerinden doksan iki yıl geçmiştir. Cumhuriyet adı verilen bu
rejimin temel mayası ırkçılık, tektipleştirme,
inkar ve asimilasyondur. Bu politikaların ana eksenine ise Kürt Halkı
oturtulmuştur.
Günümüze kadar gelen partilerin, hükümetlerin
yöntemleri farklı olsa da temel mantık hiç değişmemiştir. Kürt Halkı`nın
iradesinin tanınmaması ve kırılmaya çalışılması ise günümüze kadar devlet
politikası olarak hep yaşam bulmuştur.
Devlet politikalarının ise günümüzde AKP
siyasetinde vücut bulması, AKP`nin hızla devlet partisine dönüştüğünün açık
göstergesidir. Kürt Halkı`nı inkar eden 90 yıllık yasaları, anayasaları
değiştirebilecek gücü varken, Akp`nin bu konuda adım atmaması zihinsel olarak
Kürt Halkı`na tahammül edemediğinin açık kanıtı değil midir?
Güney Kurdistan`ın statüsünü ilk başlarda kabul
etmeyen, İran`daki Kürtlere karşı molla rejimiyle işbirliği yapan, Rojava
devrimine karşı DAİŞ`e destek veren, Kuzey Kurdistan`da hiçbir statüyü kabul
etmeyeceğini defalarca vurgulayan AKP Hükümetine "KÜRTLERİN DOSTUDUR"
demek mümkün müdür ?
Siyasi atmosferin hızla ısındığı bir döneme
girerken AKP`de yeni arayışlar hız kazanmıştır. Toplumu daha yoksullaştıran, tektipleştiren,
kamplaştıran AKP, bakalım hangi argümanlara sığınacaktır. CHP, MHP gibi düzen
partileri siyasetinin kendi açmazlarında debelendiği bir ülkede AKP`yi
frenleyecek siyasi bir dinamizme her zamankinden daha fazla ihtiyaç
duyulmaktadır. Cumhuriyet tarihinin en fazla özelleştirme politikaları Akp
döneminde yaşanmıştır. Alevi-Sunni cepheleşmesinin, cemaatleşmenin, tarikatlaşmanın
en fazla derinleştiği dönem Akp dönemidir.
Kamusal alanın emperyalizme en fazla peşkeş
çekildiği dönem bu dönemdir. "Çocuk da olsa kadın da olsa vurun"
talimatı en açık şekilde Akp hükümeti başbakanı tarafından bu dönemde
gerçekleştirilmiştir. Termik santralerin en fazla yapıldığı, doğanın en fazla
talan edildiği, hapishanelerin en çok doldurulduğu, gözaltıların en yoğun gerçekleştirildiği
dönem Akp dönemidir.
Yine gazetecilerin, siyasetçilerin, akademisyenlerin,
yazarların, üniversite öğrencilerinin en fazla hapishanelere tıkatıldığı, emekçilerin
en fazla sürgün edildiği, iş güvencesinin en fazla zayıfladığı dönem olarak Akp
tarihe geçmiştir.
Genel Sağlık Sigortasıyla toplumu iliklerine kadar
sömüren, elektrik politikalarıyla Kurdistan coğrafyasını milyarlarca dolar
zarara uğratan yine Akp değil midir?
21.yüzyılın en büyük yolsuzluk operasyonu AKP`nin
bakanlarına yönelik 17 ve 25 Aralık`ta gerçekleştirilmedi mi?
Roboski`de 34 Kürt evladı Akp`nin talimatıyla
havadan bombalanarak katledilmedi mi?
Gezi olaylarında halka kurşun yağdıran,1 Mayıs
programlarına saldıran, Cizre`de çocukları katleden, Hrant Dink cinayetini
gerçekleştirenleri neden AKP hükümeti yargı önüne çıkaramadı?
Kadın cinayetleri, uyuşturucu şebekeleri, intihar
olayları, cinnet olayları, çok eşli evlilikler, dilencilik, işsizlik gibi
onlarca sosyal sorun Akp döneminde tavan yapmadı mı?
Üniversite mezunu öğrencilerin en fazla işsiz
kaldığı dönem Akp dönemi değil midir?
Esnafların en fazla kepenk kapattığı, iflasların
en çok yaşandığı, emeklilerin en fazla ezildiği dönem AKP Hükümetleri
dönemidir. Çiftçinin en çok sömürüldüğü, göçün neredeyse tavan yaptığı dönem bu
dönemdir.
Radikal İslamcı ya da kökten dinci örgütlere en
fazla destek yine Akp hükümeti döneminde yapıldı. Hizbullah, Hamas, El Kaide, El
Nusra, DAİŞ gibi birçok örgütün desteklenip, üs olarak yararlandığı bir hale
getirilmedi mi Türkiye?
Cumhuriyet tarihinde krallarla, Arap şeyleriyle, Ortadoğu
despotistleriyle en fazla ilişki Akp döneminde yapıldı. Yine İsrail devletiyle
anlaşmaların tavan yaptığı dönem Akp dönemidir.
Cumhuriyet tarihi boyunca dinin siyasete en fazla
alet edildiği dönem Akp dönemi değil midir?
Betonlaşmanın katlandığı, trafik sorununun tavan
yaptığı, halkın bankalara en fazla borçlandığı, borçlu yurttaşın hemen hemen
kalmadığı dönem Akp dönemidir. Yine evliliklerdeki boşanmaların katlandığı, kanserden
ölüm oranlarının hızla yükseldiği dönem bu dönemdir.
Emekçilerin işine en çok son verildiği, taşeronlaşmanın
patlama yaptığı dönem Akp dönemi olmuştur.
Tarihi ve kültürel mirasımız olan Zeugma, Hasankeyf,
Dersim, Halfeti gibi birçok yerin baraj projeleriyle yok edildiği dönem Akp
dönemi değil midir?
Akp, tüccar kafasının ruhihalliyetinin kendisi
olmuşsa, AKP`nin peşinden koşmak neden ?
Akp`nin peşinden koşanlara çağrıda bulunuyoruz; "Lütfen
kararınızı gözden geçiriniz ve KOBANE`yi biraz anlamaya çalışınız, inanın
KOBANE`de vicdan yolunu, hak yolunu ve özgürlük yolunu bulacaksınız", diyerek...
Akp hükümetinin toplumda yarattığı travmaları, korkuları,
kaosları çoğaltmak mümkündür. Önemli olan bu travmaları ortadan kaldıracak
alternatif bir yaşamı örgütlemek ve kurumsallaştırmaktır.
Burada yazımın sonuç bölümünü siz değerli
okuyucuların önerilerine, yorumlarına bırakıyorum...
1.Onurlu, özgür, demokratik, yeni bir yaşamı nasıl
inşaa edebiliriz, kurumsallaştırabiliriz?
2.Türkiye`de ve Kurdistan`da krizlerden beslenen
ve kriz yaratan Akp`ye karşı ortak birliktelik ruhu nasıl yaratılabilinir?
3.Alternatif olması gereken halkların gerçek
modelini yaşamsallaştırmak için tarihi olarak nelerden ders çıkarmak gerekir?
4.2015 Genel seçimlerinde mutlak bir zafer nasıl
elde edilebilinir?
5.HDP mevcut haliyle model olmayı başarabilecek midir,
başarabilmesi için neler yapması gerekir?
Selam ve saygılarımızla...
Nurullah Tunç
01.02.2015