SÜRGÜNLERİ DURDURALIM!..

Yıl 2014, yine TORBA ZİHNİYETİYLE 620 civarı belediye emekçisi arkadaş, VALİ`nin insafına bırakılmak istenmekte, üç(3)il seçme zorunluluğuyla adeta SÜRGÜNLERE zorlanmaktadırlar.


 

Kürt Özgürlük Mücadelesinin büyük emeklerle ve ağır bedellerle elde ettiği mevzilerin başında gelen belediyelerin halka ve harekete doğru temelde cevap olması, daha büyük kazanımları da beraberinde getirecektir. Bu kazanımlar ise doğru politikalar, yerinde kararlar, ulusal ruh, adil yönetim, hakkaniyetli yaklaşım, emeğe doğru yaklaşım ve halk iradesini esas almakla mümkündür. Eğer bu yaklaşımlar birbirini tamamlamazsa, tersi durum da yaşanabileceği gibi yerel yönetimler bir kaosa da sürüklenir, halka ve harekete en büyük zarar da bu olur.

 


Bu anlamda demokratik kitle örgütleri, sendikalar, değer aileleri, siyasi irade, halk, aydınlar, kanaat önderleri gibi toplumun kendisi her anlamda yerel yönetimleri takip etmeli, denetlemeli, karar süreçlerinde olmalı, eleştirmeli ve hep doğru yolu gösterebilmelidir. Eleştiri ve çeşitli uyarılarda bulunmayı bir karşıtlık gibi gören zihniyet artık terk edilmelidir.

 

Bunların olmadığı bir hiyerarşide ise keyfiyetçilik, oligarşik yapılanma, kafa kol, feodal zihniyet, çıkar ve küçük anlayışlar ön plana çıkabilir. Dolayısıyla politikasızlık bir politika haline gelir.

 

Bu politikasızlıkların başında ise emekçi, personel yani işçi, memur politikaları gelmektedir. Devlet ve hükumetin yerel yönetimlerimizi kaosa ve itibarsızlaştırmaya çalışması ne kadar bir realiteyse, belediyelerimizin bu oyunlara gelmemesi de o kadar doğru politik bir hal alacaktır. Bu anlamda çıkarılan ve altyapısı olmayan Büyükşehirler yasası bu belirsizlik ve kaosun başat nedenidir. Devlet ve hükumetten meddet umarak belirlenecek politikalar kaosun derinleşmesi anlamına geleceği gibi halka ve harekete yapılacak en büyük zarar da olacaktır. İşte bu noktada devlet ve hükumetin neo liberal, emeği sömüren yöntemlerinden,yaklaşımlarından biri de TORBA YASALAR, TORBA ZİHNİYETLERDİR.

 

Bu yasaların asıl amacı sömürü, iradesizleştirme, iç didişme ve zulümdür. Emeğe dayalı sendikal çizgimizle(KESK/DİSK),halk iradesine dayanan ideolojik, siyasi çizgimiz bu anlayışı reddetmektedir. Bu politikalarda ısrar AKP ve Devlet Zihniyetiyle paralel düşmektedir ki,bu kabul edilemezdir.

 

Mardin Bölgesi bu örneklerden de birisidir.2011 Yılında Kızıltepe Belediyesinde çalışan 106 kadrolu emekçinin iradelerinin baskılanıp, sürgün zihniyetiyle, VALİ`nin insafına bırakılıp, başka kurumlara dağıtılması olumsuz birçok tabloya neden olmuş, bu emekçilerin ailelerini ve çevrelerini de hesaba kattığımızda binlerce insanımızın tepkisi oluşmuş, bu seçim sonuçlarına ve genel pratiğe de tepki olarak yansımıştır.

 

Yıl 2014, yine TORBA ZİHNİYETİYLE 620 civarı belediye emekçisi arkadaş, VALİ`nin insafına bırakılmak istenmekte, üç(3)il seçme zorunluluğuyla adeta SÜRGÜNLERE zorlanmaktadırlar. Tüzel kimliği sona eren belediyelerin çoğunlukta olduğu bu yöntemin büyük tepkilere neden olduğu ve olacağı da ortadadır.

 

Şube KESK (Mardin Eğitim Sen, Mardin Tüm Bel Sen, Bes... vb) ve DİSK Mardin Konfederasyonlarımızın/sendikalarımızın bu yönteme sessiz kalmasını, çözüm üretmemelerini anlamak mümkün değildir. Aslında sendika temsilcisi birçok kişinin müdürlük, daire başkanlığı, yardımcılık gibi brokratik görevlere göz dikip, başvurmaları, kutsal ve büyük bedellerle kazanılmış sendikalarımızı kendi bireysel çıkarları nasıl kullandıkları da ortadadır. Sendika tabanlarının, kitlelerinin Şiddetle eleştirdikleri zihniyet ve pratiklerden birisi de budur. Tabanda karşılıkları kalmamış BARAN ve YUNUS ismindeki eski sendika temsilcilerinin, kendi uzmanlık alanları olmayan MARSU Genel Müdür Yardımcılıklarına getirilip göreve başlamaları ile SALİH adındaki kişiliğin, emeğin brokratik gücünü kullanarak Kızıltepe`de kültür müdürü yapılmasını ise siz kamuoyunun TAKDİRİNE BIRAKIYORUZ.

 

Buna benzer çok örnek vermek mümkün. Kendi tabanlarından uzaklaşmayı göze alarak, çıkarları için doğru ve emek eksenli bir tutum sergilemeyen sendika yönetim ve aktörlerinden elbette bu HALK ileride hesap soracaktır.

 

620 Civarı belediye emekçisinin Torba Komisyonundan başka alanlara sürgün edilmesi, ileride birçok olumsuzluğu da beraberinde getirebileceği gibi, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için de çok kötü bir imaj doğuracaktır. Mardin Büyükşehir Belediyesi`nin ekonomik rahatlama adı altında başvurmaya giriştiği bu politikadan vazgeçip, toplumla ve gerçek, kaygısız emekçilerle genel toplantılar yaparak daha sağlıklı sonuçlara gitmesi mümkündür.


Bunun için daha geç olmadan, emekçi arkadaşlar mağdur edilmeden TORBA politikalarından vazgeçmek mümkündür.


Eğer bu halk, toplum ve emekçiler düşünülüyorsa ivedilikle OLUMLU bir sonuca gidilmelidir.


Bu analizimizi halkımıza, hareketimize ve emekçilere karşı ahlaki ve vicdani sorumluluğumuzun gereği olarak ele aldık. Kimi çevrelerin tepkisi alsak da , asıl Olan ise bu HALKIN TAKDİRİDİR...

 

SELAM VE SAYGILARIMLA...

 

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 999

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.