Kürt Özgürlük Mücadelesinin büyük emeklerle ve ağır bedellerle elde ettiği mevzilerin başında gelen belediyelerin halka ve harekete doğru temelde cevap olması, daha büyük kazanımları da beraberinde getirecektir. Bu kazanımlar ise doğru politikalar, yerinde kararlar, ulusal ruh, adil yönetim, hakkaniyetli yaklaşım, emeğe doğru yaklaşım ve halk iradesini esas almakla mümkündür. Eğer bu yaklaşımlar birbirini tamamlamazsa, tersi durum da yaşanabileceği gibi yerel yönetimler bir kaosa da sürüklenir, halka ve harekete en büyük zarar da bu olur.
Bu anlamda demokratik kitle örgütleri, sendikalar, değer aileleri, siyasi
irade, halk, aydınlar, kanaat önderleri gibi toplumun kendisi her anlamda yerel
yönetimleri takip etmeli, denetlemeli, karar süreçlerinde olmalı, eleştirmeli
ve hep doğru yolu gösterebilmelidir. Eleştiri ve çeşitli uyarılarda bulunmayı
bir karşıtlık gibi gören zihniyet artık terk edilmelidir.
Bunların olmadığı bir hiyerarşide ise
keyfiyetçilik, oligarşik yapılanma, kafa kol, feodal zihniyet, çıkar ve küçük
anlayışlar ön plana çıkabilir. Dolayısıyla politikasızlık bir politika haline
gelir.
Bu politikasızlıkların başında ise emekçi, personel
yani işçi, memur politikaları gelmektedir. Devlet ve hükumetin yerel
yönetimlerimizi kaosa ve itibarsızlaştırmaya çalışması ne kadar bir realiteyse,
belediyelerimizin bu oyunlara gelmemesi de o kadar doğru politik bir hal
alacaktır. Bu anlamda çıkarılan ve altyapısı olmayan Büyükşehirler yasası bu
belirsizlik ve kaosun başat nedenidir. Devlet ve hükumetten meddet umarak
belirlenecek politikalar kaosun derinleşmesi anlamına geleceği gibi halka ve
harekete yapılacak en büyük zarar da olacaktır. İşte bu noktada devlet ve
hükumetin neo liberal, emeği sömüren yöntemlerinden,yaklaşımlarından biri de
TORBA YASALAR, TORBA ZİHNİYETLERDİR.
Bu yasaların asıl amacı sömürü, iradesizleştirme, iç
didişme ve zulümdür. Emeğe dayalı sendikal çizgimizle(KESK/DİSK),halk iradesine
dayanan ideolojik, siyasi çizgimiz bu anlayışı reddetmektedir. Bu politikalarda
ısrar AKP ve Devlet Zihniyetiyle paralel düşmektedir ki,bu kabul edilemezdir.
Mardin Bölgesi bu örneklerden de birisidir.2011
Yılında Kızıltepe Belediyesinde çalışan 106 kadrolu emekçinin iradelerinin
baskılanıp, sürgün zihniyetiyle, VALİ`nin insafına bırakılıp, başka kurumlara
dağıtılması olumsuz birçok tabloya neden olmuş, bu emekçilerin ailelerini ve
çevrelerini de hesaba kattığımızda binlerce insanımızın tepkisi oluşmuş, bu
seçim sonuçlarına ve genel pratiğe de tepki olarak yansımıştır.
Yıl 2014, yine TORBA ZİHNİYETİYLE 620 civarı
belediye emekçisi arkadaş, VALİ`nin insafına bırakılmak istenmekte, üç(3)il
seçme zorunluluğuyla adeta SÜRGÜNLERE zorlanmaktadırlar. Tüzel kimliği sona
eren belediyelerin çoğunlukta olduğu bu yöntemin büyük tepkilere neden olduğu
ve olacağı da ortadadır.
Şube KESK (Mardin Eğitim Sen, Mardin Tüm Bel Sen, Bes...
vb) ve DİSK Mardin Konfederasyonlarımızın/sendikalarımızın bu yönteme sessiz
kalmasını, çözüm üretmemelerini anlamak mümkün değildir. Aslında sendika
temsilcisi birçok kişinin müdürlük, daire başkanlığı, yardımcılık gibi
brokratik görevlere göz dikip, başvurmaları, kutsal ve büyük bedellerle
kazanılmış sendikalarımızı kendi bireysel çıkarları nasıl kullandıkları da
ortadadır. Sendika tabanlarının, kitlelerinin Şiddetle eleştirdikleri zihniyet
ve pratiklerden birisi de budur. Tabanda karşılıkları kalmamış BARAN ve YUNUS
ismindeki eski sendika temsilcilerinin, kendi uzmanlık alanları olmayan MARSU
Genel Müdür Yardımcılıklarına getirilip göreve başlamaları ile SALİH adındaki
kişiliğin, emeğin brokratik gücünü kullanarak Kızıltepe`de kültür müdürü
yapılmasını ise siz kamuoyunun TAKDİRİNE BIRAKIYORUZ.
Buna benzer çok örnek vermek mümkün. Kendi
tabanlarından uzaklaşmayı göze alarak, çıkarları için doğru ve emek eksenli bir
tutum sergilemeyen sendika yönetim ve aktörlerinden elbette bu HALK ileride
hesap soracaktır.
620 Civarı belediye emekçisinin Torba
Komisyonundan başka alanlara sürgün edilmesi, ileride birçok olumsuzluğu da
beraberinde getirebileceği gibi, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için de çok
kötü bir imaj doğuracaktır. Mardin Büyükşehir Belediyesi`nin ekonomik rahatlama
adı altında başvurmaya giriştiği bu politikadan vazgeçip, toplumla ve gerçek, kaygısız
emekçilerle genel toplantılar yaparak daha sağlıklı sonuçlara gitmesi
mümkündür.
Bunun için daha geç olmadan, emekçi arkadaşlar mağdur edilmeden TORBA
politikalarından vazgeçmek mümkündür.
Eğer bu halk, toplum ve emekçiler düşünülüyorsa ivedilikle OLUMLU bir sonuca
gidilmelidir.
Bu analizimizi halkımıza, hareketimize ve emekçilere karşı ahlaki ve vicdani
sorumluluğumuzun gereği olarak ele aldık. Kimi çevrelerin tepkisi alsak da , asıl
Olan ise bu HALKIN TAKDİRİDİR...
SELAM VE SAYGILARIMLA...